İstanbul Tiyatro Festivali’nde Doğu Rüzgarı: Hekate’nin Şarkısı…

Pinterest LinkedIn Tumblr +

    17. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali seyircilerini doğunun mistik kültürü ile tanıştırma gayreti içinde gösterimlerine başladı. Bu sene festival tarihinde ilk kez ‘doğu’ mistisizminin yer aldığını görüyoruz. Festival açılışı Engin Alkan’ın rejisini üstlendiği Hekate’nin Şarkısı adlı müzikal ile gerçekleştirildi. Akdeniz’in hırçın tanrıçası Hekate’nin ve Shakespeare’in ünlü karakteri Macbeth’in kesiştiği öykü, doğu ezgileriyle insanlara içinde bulunduğumuz kültürü anlatıyor. Ayrıca 2010 Türkiye’de Japon yılı olarak kutlandığı için, dünyanın en önemli tiyatro insanlarından birisi olarak kabul edilen Tadashi Suzuki seyircilerin karşısına geçiyor. Demokratik tiyatro özlemi bu seneki festival oyunlarına da yansımış. Tiyatro Boyalı Kuş’un Kürtçe sahneye aktardığı Nora, teatral alanda doğu sanatının gücünü sahneye yansıtıyor.

    İstanbul’un teatral kalıbının çok renkli kültür mozaikleriyle sahnelere yansıması, birçok dilden ve kültürden seyircinin sahnelere gelmesi açısından önemli. Festival açılışının gerçekleştiği Hekate’nin Şarkısı içinde barındırdığı öğelerle bu savı doğruluyor. Engin Alkan’ın kendi toplumuna dönük yapısı, Selim Atakan’ın birbirinden renkli müzikleri İstanbul Tiyatro Festivali’ni çarpıcı bir renge bürümüş.

    Macbeth tragedyasında Hekate kimliğinde simgelenen karanlığın, büyücülüğün ve kötülüğün cadı figürleri, Hekate’nin Şarkısı oyununda doğrulukları ‘doğu’ kültürünün ortak belleğinde yer alan ana tanrıça bütünlüğüyle ele alınıyor. Konu anlatılırken Shakespeare’in dünyayı anlatan sonelerinden faydalanılmış. Engin Alkan, Tanrıça Hekate’yi Anadolu’nun Pagan kültürlü yapısı eşliğinde işlemiş. İsmi kültleşen antik kadın, Hıristiyanlık inancının etki alanı içine girerken kötülüklerim simgesi şekline dönüşmüş. Bu dönüşüm gerçekleşirken doğu toplumlarındaki ataerkil aile yapısının etkisi büyük. Anaerkil toplumsal kuralların erkeklerin lehinde değişime uğraması, mitolojik kahramanı günümüzün kötü niyetli cadısı olarak algılamamızın kaynağı.

    Talat Sait Halman, Sebahattin Eyüboğlu ve Can Yücel gibi usta yazarlarca çevrilmiş Shakespeare soneleri müzikalin ana hatlarını oluşturuyor. Sonelerin duygu yoğunluğuna göre değişen sahne ışıkları ise oyuncuların performansını arttırmış. Işık tasarımda Mahmut Özdemir, Hekate ile aşk kavramları işlenirken erkeğin elde etme arzusunu şahane göstermiş. Mükemmel bir ışık şöleni, izleyenleri doğunun mistik kültürüne çekiyor. Engin Alkan’ın oyuncuları ön plana çıkaran sahne yönetimi dikkat çekici. Sonelerin seçimi, Macbeth oyununun diyalogları Hekate’nin Şarkısı müzikaline doğru yerleştirilmiş. Anlatıda kullanılan ‘erkek egemen’ yapı, Shakespeare’in duygularında bütünüyle hissediliyor. Alkan, karışık gibi görünen konuyu ince ince işliyor. Selim ATAKAN şahane müzikleriyle Hekate’nin Şarkısı’nı festivalin en dikkat çekici gösterilerinden birisine dönüştürüyor.

    Ayça Varlıer, Emre Çelik, Banu Kunt, Begüm Günceler ve Bülent Tekakpınar müzikalde rol alan oyuncular. Ayça Varlıer, ses tonunu iyi kullanmalı. Bülent Tekakpınar’ın muhteşem sesi seyircileri büyülüyor. Müzikalin oyuncular tarafından bir kez daha gözden geçirilmesi gerekli. Ses tonlarında ciddi sorunlar var.

    İstanbul Tiyatro Festivali’nde ‘doğu’ çizgisinin bu denli geniş biçimde işleniyor olması sanatseverler açısından sevindirici. İlk gösterimle içinde bulunduğumuz coğrafya hafızalarımızda yeniden canlandırıldı. Shakespeare’in edebi gücüyle doğunun masalsı atmosferi izleyenleri büyüledi. Hekate’nin Şarkısı ile başlayan mistizm, insanlığın ortak değerlerine hitap eden oyunlar seyircilerini bekliyor…

tiyatronline.com

 

Editörün Notu: Hekate’nin Şarkısı prodüksiyonu ile ilgili diğer yazı için aşağıdaki linki tıklayınız.

 Pop-Shakespeare: Hekate’nin Şarkısı / Sezin Gündoğan

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Yaşam Kaya

2 yorum

  1. Pingback: Pop-Shakespeare: Hekate’nin Şarkısı | Mimesis

  2. Pingback: HEKATE’ NİN ŞARKISI : PROVA NOTLARI

Yanıtla