Fırat Kuyurtar
ONK Ajans, “ONK Ajans’tan Tuhaf Talep” haberinde açıklandığı üzere Bertolt Brecht’in “Sezuan’ın İyi İnsanı” adlı oyununu sergileyen BÜO’nun bilet satmasını gerekçe göstererek telif ödemesi yapılmasını talep etmiş. Öğrendiğim kadarı ile BÜO bu talebe karşı çıkınca da ONK Ajans, Boğaziçi Üniversitesi ile iletişime geçmiş ve bir şekilde üniversiteyi ikna ederek sadece bir gösterim için 700 TL telif ücreti almış!
ONK Ajans’tan Açıklama haberinde ONK Ajans, eser sahibi haklarının eser sahibi adına takip edildiğini, maalesef ülkemizde telif haklarının bilinen bir konu olmadığını, yapılan işin doğru olduğunu, hatta emeğe saygı meselesi olduğunu ifade etmiş. BÜO’nun tavrını ise, “bir de kendilerini haklı görerek konuyu sitenize taşımışlardır” ifadesi ile eleştirmişlerdir. Yazımda telif ve ONK Ajans’ın ne olduğundan, ne yapabileceğinden bahsettikten sonra hukuki durumu açıklamaya çalışacağım.
ONK Ajans
Kişinin her türlü fikri emeği ile meydana getirdiği ürünler üzerinde hukuken sağlanan haklar telif haklarıdır. Bu haklar mevzuatta açıklandığı şekilde kullanılırlar. Bu hakkı kullanacak olan hak sahipleri, kendilerine tanınan hakları her zaman etkin bir şekilde takip edemeyebilirler. Örneğin bir tiyatro yazarı, kendi yazdığı oyunların nerede oynandığını, oynanan oyunu kaç kişinin izlediğini, vs… takip edemez. Hukuki açıdan da takip profesyonel bir destek gerektirir. Bu zorunlu bir şey değildir tabi ki ama bireysel takibe kalkışmak demek adeta sanatçılığı bırakıp fikri sınai mülkiyet hukukçusu olmak manasına dahi gelebilir. İşte tam da bu nedenle ONK Ajans gibi firmalar vardır. Benzer firmalar patent, tasarım, marka alanlarında da vardır. ONK Ajans kamusal yetkileri olan bir şirket değildir. Dolayısı ile doğrudan sansür uygulaması yapması da mümkün değildir. Hak sahipleri adına ancak talepte bulunur, bu talep kabul edilmezse, yerine getirilmezse, icra takibi yapar, dava açar, savcılığa suç duyurusunda bulunur, muhataplarda kendilerini aynı şekilde savunur.
ONK Ajans’ın talebi ile BÜO’nun itirazının hukuken karşılıkları var mı?
Mevzuata baktığımızda karşımıza 5846 Sayılı FSEK m. 33 çıkıyor.
FSEK m.33: Yayımlanmış bir eserin; tüm eğitim ve öğretim kurumlarında, yüz yüze eğitim ve öğretim maksadıyla doğrudan veya dolaylı kâr amacı gütmeksizin temsili, eser sahibinin ve eserin adının mutat şekilde açıklanması şartıyla serbesttir.
FSEK m.34, 35’te de benzer bir düzenleme görüyoruz.
Peki uluslararası uygulama nasıl? Bern, Roma, WIPO, TRIPS’e baktığımızda bu konuda açık bir hüküm bulamıyoruz; ancak üye devletlere amacın göstereceği haklı gerekçelerle, telife istisna getiren bu tür izinleri verme hakkının tanındığı da bir gerçek… (Bkz. Bern s. m.10, Roma s. m.15, WIPO m.10)
Yani hem yasa koyucu tarafından hem de uluslararası anlaşmalarda istisnalar öngörülmüş! Neden?
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 4 Aralık 1986 tarihli ve 41/128 sayılı Kararıyla ilan edilen gelişme hakkına ilişkin bildiride gelişme sürecinde insanının merkezi bir konumda yer aldığı ve bu nedenle gelişme politikalarının insanı gelişmenin asli unsuru ve yararlanıcısı yapması gerektiği kabul edilmektedir.
Tüm bu bilgileri verdikten sonra meselenin aslında gelişme hakkı[1] ile ilgili olduğu basit bir telif ve teliften bihaber kişilerin cehaleti meselesi olmadığı ortaya çıkmaktadır.
Temsilin Eğitim – Öğretim Kurumlarında Olması Meselesi
Bu konuyu açıklamadan önce yasanın ilk halinden bahsetmek gerekmektedir. FSEK m.33, yukarıda anılan uluslararası belgeler dikkate alınarak 3 Mart 2001 – Sayı: 24335 (1. Mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 4630 sayılı yasa ile değiştirilmiştir. Yasanın önceki hali şöyle:
FSEK m.33 (Mülga) : Yayımlanmış bir eserin; umumi mahallerde, münhasıran eğitim ve öğretim maksadıyla veya intifa kasdı olmaksızın meccanen temsili serbesttir.
Aynı kaide safi gelirleri tamamen hayır gayelerine tahsis edilen müsamereler hakkında da uygulanır.
Bununla beraber eser sahibinin ve eserin adını mütat şekilde zikretmek icap eder.
Maddenin eski haline baktığımızda daha serbest bir rejimden nispeten daha belirgin bir rejime geçildiğini hemen fark edebiliyoruz. Örneğin önceki metinde umumi mahallerde denirken, yapılan değişiklikle eğitim öğretim kurumlarında sınırlaması getirilmiştir.
Temsil serbestisinin söz konusu olabilmesi için eserden yararlanma eğitim – öğretim kurumlarında vuku bulması kavramını Doç.Dr.Savaş Bozbel şöyle açıklıyor:
“Temsil serbestisinin söz konusu olabilmesi için eserden yararlanma eğitim-öğretim kurumlarında vuku bulmalıdır. Kanunda ‘tüm eğitim-öğretim kurumları’ denildiğinden, yüz yüze eğitim verilmek kaydıyla halk eğitimi merkezleri, çocuklar için açılan ana sınıfları, belediye tarafından açılan dikiş nakış, küçük sanat ve el işi kursları, meslek edindirme kursları özel sektör tarafından kurulup işletilen genel ve özel eğitim kurumları ile belli bir sınava veya mesleğe hazırlık için düzenlenen kursları da ‘eğitim-öğretim kurumu’ kapsamında değerlendirmek gerekir.”[2]
Dr. Cahit Suluk’un tanımlaması ise şöyle: “Serbesti, yüz yüze eğitim ve öğretimle sınırlanmış gibi görünmektedir. Bu bağlamda internet, radyo-TV ve posta gibi yüz yüze olmayan eğitimlerde bu imkandan yararlanılamayacağı sonucu çıkabilir. Ancak bu yorum, düzenlemenin amacına uygun düşmemektedir. Nitekim 34- maddede, eğitim ve öğretim amacıyla seçme ve toplama eser meydana getirmede yüz yüze eğitim şartı bulunmamaktadır.”[3]
Yani eğitim öğretim kurumu ifadesini geniş bir perspektifte anlamımız gerekiyor. Üniversite, ilk ve orta öğretim kurumları, eğitim öğretim amaçlı dernekler, vakıflar, sivil toplum kurum ve kuruluşları, eğitim öğretim amacı ile kurumlar içersinde faaliyet gösteren tiyatro grupları ve bu kapsamda değerlendirilebilecek diğer gruplar kanaatimce bu kapsamdadır.
Eserin ve Eser Sahibinin Adının Açıklanması
“Diğer taraftan, eserin temsilinde eser sahibinin ve eserin adının alışılmış şekilde belirtilmesi gerekir. Örneğin okulda sahnelenen tiyatro eserinin adıyla beraber eser sahibinin adı, unvanı belirtilmelidir.”
Zaten bunun aksini yapmak intihale açık kapı bırakmaktır ki bu zaten tartışma konusu değildir.
Kar Elde Etme Amacı
Temsil serbestisi, eserin “doğrudan veya dolaylı kâr amacı’’ olmaksızın oynanması, gösterilmesi, çalınması veya okunmasını kapsar. Bu nedenle, bu şartın gerçekleşebilmesi için temsil ya ücretsiz olmalı ya da ücret alınsa bile masraflar çıktıktan sonra, elde kalan gelirin (karın), tamamen amaca tahsis edilmesi gerekir.
Yasa koyucu, sınırlama getirirken biletli oynarsan telif ödersin dememiş, kar amacı gütmeyeceksin demiştir. Kanun koyucu, Anayasa m.90/son maddesi uyarınca onaylayarak yasa haline getirdiği uluslararası anlaşmalara uyum çerçevesinde 2001 yılında bir değişiklik yapmıştır. Bu değişiklik ile ONK Ajans’ın ifade ettiği gibi her ne ad altında olursa olsun bilet satılması halinde telif ödenmesini kararlaştırmamıştır. Yasa koyucu yasada açıklanan şartlarla temsil serbestisi öngörmüştür.
BÜO’nun ve Üniversite Tiyatrolarının Bilet Satma Meselesi
Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları, Boğaziçi Üniversitesinde faal olan bir öğrenci kulübüdür. Kendi oyunlarını yazdıkları gibi zaman zaman Türkiye’de ve dünyada tanınmış ve klasik halinde gelmiş eserleri de repertuarlarına almaktadırlar. Oyuncuların tamamı öğrenci ve amatör olarak tiyatro yapan kişilerdir. Kar amacı ile hareket etmeleri hukuken mümkün değildir. Bu faaliyetler Üniversite idaresinin denetimi altındadır. Amatör Tiyatro olarak tanımlanabilecek tiyatro gruplarının büyük çoğunluğunun durumu böyledir.
ONK Ajans, yukarıda yapılan açıklamaların tamamına vakıf olmasına karşın neden birden bire bu taleplerle ortaya çıkmıştır? Emeğe saygı mı? Telif cehaleti mi? Bilet sattın kar elde ettin meselesi mi? Bana göre amatör tiyatrolar, ONK Ajans tarafından telif alanında yeni bir piyasa olarak görülüyor. Anayasal haklar, uluslararası belgeler, yasal durum ise aksini söylüyor!
[1] Üçüncü Kuşak Anayasal haklar çevre hakkı, barış hakkı, gelişme hakkı gibi haklardan oluşur. Bunlar en son çıkan haklar olup, bunlara “yeni insan hakları”, dayanışma hakları” da dendiği olur (Kaboğlu, Kolektif Özgürlükler, op. cit., s.25-26).
[2] BOZBEL, Savaş; Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku, 12 Levha Yayınları, İstanbul 2012
[3] SULUK, Cahit; Telif Hakları ve Korsanlıkla Mücadele