Tiyatrolar yeni sezona hazırlanıyor, çıkacak oyunlar yavaş yavaş belli olmaya başlıyor. Bu sezon tiyatrolar neyi ön plana çıkardıklarını önümüzdeki günlerde oyun seçimlerinden ve sezonda oyunların yorumlarından anlayabileceğiz.
Yeni sezonda yine sıklıkla AKM’yi konuşacağız. Yıkılacaktı, yapılacaktı, tamir edilecekti derken yılan hikayesine dönen Atatürk Kültür Merkezi’ni. İstanbul’un büyük bir sahneye ihtiyacının olduğu ve mevcut sahnelerin bunu karşılamadığı bir gerçek. Mevcut bir sahnenin ise atıl ve çürümeye bırakıldığı da. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan her ne kadar “yıkıp yeniden en güzel eseri kazandıracağız” şeklinde açıklama yapsa da binanın içerisinin nasıl bir kültür sanat anlayışıyla dolduracağı pek doğal olarak şüphe konusu. Her fırsatta “yerli ve milli” lafıyla Cumhuriyet aydınlarımızın mirasına kara çalan, halk eğitim merkezlerinden halk danslarını kovan, Diyarbakır’da tiyatro kapatıp tiyatroculara zabıtalık yaptıran bir yönetim anlayışının sözlerine umutla bakacak değiliz herhalde…
Öte yandan bu sene İKSV’nin düzenlediği İstanbul Uluslararası Tiyatro Festivali değişen portresiyle konuşulacak. Festival iki yılda bir değil, her yıl yapılacak. Bu yıl 13-26 Kasım tarihleri içerisinde dördü yurtdışından, on dört proje sahne alacak. Daha kısa süre içerisinde ve daha az grup ile yapılacak olması tartışma çıkaracağa benziyor.
***
Geçtiğimiz günlerde Şara Sayın’ı ve Muzeffer İzgü’yü yitirdik. “Kindar nesil” yerine “insan nesil” yetiştiren bu iki aydınımızı saygıyla anıyoruz.