Kozalar: Sahnede Beni Kendisine Aşık Eden Üç Kadın!

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Yaşam Kaya

Tartışmasız Türkiye’nin primadonnası olan Demet Evgar’ın 2012 yılında kurduğu Pangar Tiyatro, yeni prodüksiyonu Adalet Ağaoğlu imzalı ‘Kozalar’ ile sahne macerasını sürdürüyor. Sadece güzelliği ile değil, vücut dilinin estetiği ile tiyatro sahnelerinde fırtınalar estiren Evgar, ülke tiyatrosunun gelişimi için elinden geleni ardına koymayan cesur bir kadın! Fransa’ nın en büyük tiyatro festivali olan Avignon’da aralıksız bir ay boyunca sahnelenen oyun, Avrupa basınından övgü üzerine özgü aldıktan sonra Türkiye’de seyircilerine grotesk öğelerle süslü gerçekleri göstermeye devam ediyor. Ayşenil Şamlıoğlu’nun yönettiği Kozalar’da Demet Evgar, Binnur Kaya, Esra Dermancıoğlu sahnede görev almış. Her açıdan insanı kırk beş dakika boyunca saran gösteri, anlattıklarıyla bu dünyanın öteki yüzünü görmemizi sağlamış.

Kozalar’da üç ayrı kadının üç ayrı öyküsü var sahnede. Ellerinde işledikleri örgülerle birlikte, sıradanlaşan dünya düzenine sıradan bakış açıları sunan kadınların gerçeğe doğru uzanış öyküsü yavaş yavaş belirginleşiyor. Adalet Ağaoğlu 1971 yılında absürd tarzda yazdığı oyununda ‘soğuk savaş’ temasını kadın karakterlerin duygularına yüklerken, özellikle ‘patlamış arzular’ dediğimiz psikolojik olguyu konu içinde harikulade kullanmış. Her an dünya düzeni yeni bir kargaşayla şekillenecek kaygısı yaşayanlar, kendi evlerinin içinde oluşan kargaşada kimliklerini bulmaya çalışıyor. Ama kimliklerin bulunuşu öyle kolay değil. Kadın kimliğinin toplum içinde ‘yok’ denecek kadar görmezden gelinişi, mutluluk numarası yapan yığınların oluşmasına neden oluyor. Adalet Ağaoğlu, daha çok absürd sınırlar içinde dolanıp Beckett Tiyatrosu’na selam gönderdikten sonra sözcüklerin ardındaki gerçekleri kovalamış. Ayşenil Şamlıoğlu’nun tarz bağlamında absürd öğelerin içine grotesk örgüler eklemesi oyundaki açmazları net şekle dönüştürmüş. Konu sürerken kadınların konuşmalarına bazı anlarda esler katan yönetmen, müziğin ve de ışığın derinlemesine düşündüren etkisiyle vurgu yapmak istediği noktaları keskin çizgilerde gösteriyor. Oyunu dönemi ile beraber eleştirirken, sahnedeki konuşmaların güncelliğine dikkat çekmek istiyorum. Dedikodu, kıskançlık, yalan kavramları içinde boğulan üç ayrı dünya, bize şu andaki insanların sakladıkları yüzünü sıralıyor aslında.

Oyunun sahne tasarımında yakaladığı sadelik hiç kuşkusuz oyuncuların mükemmel makyajlarını öne çıkaran en büyük ayrıntı. Kadınların makyajlarının altında sakladıkları ve de dış dünyaya karşı ‘küçük burjuva’ mantığıyla yaklaşımları bizleri fena halde güldürdü. Buradaki gülme eylemini sıradan komedi unsuru olarak görmemeliyiz. Dışarıda korkunç dünyanın tezahürü yapılırken, ellerinde olan üç-beş malın söylemiyle kendi aralarında üstünlük kuranlar asıl zavallılar oluyor. Mesela ‘kürk’ kavramının üstünlük olarak algılanışı sınıfsal ayrımı gözler önüne sererken, cinsel konuşmaların merakla dillenip ‘ayıp’ biçimde sunuluşu sahte kimlikleri göstermiş. Oyuncuların yürüme eyleminden konuşma biçimlerine kadar ince ince işlenen ‘Kozalar’, Şamlıoğlu’nun akıl dolu yönetimsel dokunuşlarıyla hiç kuşkusuz sezonun en iyileri arasına giriyor. Gösteriyi anlamak için ‘absürd tiyatro’ olgusuyla birebir duygusal bağ kurmanız şart.

Binnur Kaya’nın doğal komedi yeteneği, Esra Dermancıoğlu’nun sert çekici mizacı, Demet Evgar’ın karakter yaratımındaki ustalığı üç muhteşem kadın oyuncunun ana özellikleri. Olayların akışı sırasında üçlü uyumun dinamiğini adım adım görüp, asıl anlatılmak istenen gerçeklerin içine hızlı bir geçiş yapıyoruz. Kadının cinsel duygularının bastırılışında Demet Evgar’ın söyledikleri beyinlere kazınırken, Binnur Kaya’nın oynadığı rolde içe kapanık ruh hali komedinin olgunlaşmasını sağlıyor. Esra Dermancıoğlu’nun ‘küçük burjuva’ ve ‘sınıfsal’ söylemde yaratımı çok iyi. Gösteriyi karakterler bağlamında ayrı ayrı irdeleyemeyiz. Üç kadın oyuncu tek bir beden olup çıkıyor karşımıza.

Pangar Tiyatro’nun ‘Kozalar’ ile Avignon’da yakaladığı başarısında oyuncuların yanı sıra teknik ekibin de katkısı çok büyük. Cem Yılmazer’in dikkat odaklı ışık şöleni, Tomris Kuzu’nun kostümde yakaladığı absürd tarz dikkat çekici biçimde seyirciyi etkiliyor. Her açıdan kusursuz biçimde ince ince işlenen oyunu izlemenizi öneririm. Laf arasında, bu sezon üçlü kadın performanslarının öne çıktığı bir yıl olarak hafızalara kazınıyor!

LifeArtSanat

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Yaşam Kaya

Yanıtla