İktidarın Refikleri

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Refik Erduran’ın taze Kültür Bakanı Nabi Avcı’ya yazdığı jurnal mektubunun kamuoyuna faş edilmesi ile tiyatro dünyasına hareket geldi. Mektupta bazı tiyatrocuların aleyhinde aşağılayıcı ifadeler yer alıyor. Refik Erduran mektubunda, hükümetin kurumlar içerisindeki “bir avuç yaygara şantajcılarına” karşı korkak davrandığından dem vuruyor; bakanı yeni hükümet döneminde cesurca adımlar atmaya çağırıyordu.

İşin bir ilginç yanı da mektubun kısa bir süre önce ortaya çıkan bir skandalla daha ilintili olması. Bu hadise ise kısaca şöyle: Devlet Tiyatroları Genel Müdür Vekili Nejat Birecik ve İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürü Zafer Kayaokay Hırvatistan’daki tiyatro festivaline katılmak yerine Hırvatistan’da gezip tozmayı tercih etmişler. UNESCO Uluslararası Tiyatro Enstitüsü (ITI) Hırvatistan Merkezi Başkanı Zelijka Turçinoviç kamuoyuna açık mektubunda böyle diyor.

Peki Refik Erduran’ın jurnal mektubu ile Hırvatistan’daki meselenin  ilgisi ne? Spekülasyon olma özelliği taşıyan bu ilişki ise geçtiğimiz günlerde vefat eden Mehmet Ege’nin raporuyla biraz daha netleşmiş oldu. Rapordaki ifadelerden Nejat Birecik’in Erduran’ı görevden aldırdığı ve aynı zamanda UNESCO ITI başkanı Erduran’ın da bir karşı saldırı olarak Hırvatistan skandalını ortaya çıkardığı anlaşılıyor. Son jurnal metninin faş edilmesini ise DT kademesinin bu karşı saldırıya cevabı niteliğinde okumak mümkün.

Bu pespayelikler silsilesi bize Bertolt Brecht’in Aklayıcılar Kongresi’nin sefil dünyasını hatırlatıyor. Brecht bu oyunda iktidar yanaşması entelektüelleri sert bir mizahi anlayışla yerin dibine sokar.

Peki sorunun sadece “biricik başkan” ve “hükümet refiklerinde” olmadığını söylemeye gerek var mı?

Devletin kültür sanat kurumları üzerindeki özerkliği hiçe sayan tahakkümcü baskısı yaşadığı müddetçe daha çok “iktidar refikleri” çıkmaya devam edecektir. Kurumlarının özerkleşmesi ve dönüşmesi ise ancak toplumsal muhalefetimizle mümkün. Bu olmadığı müddetçe tüneyecek mevki arayan ferikler belki aramızda bir yerlerde dolanıyordur, kim bilir…

Son bir not: Yücel Erten’in UNESCO ITI üyeleri hakkındaki araştırmasının sonuçlarını paylaştığı şu haberi okumanızı tavsiye ederiz: Yücel Erten’den ITI Yönetim Kurulu’na Açık Çağrı

Adını ilk defa bu skandallar silsilesi ile duyduğumuz bir kurumun altının nasıl boşaltıldığı da ayrı bir tartışma konusu elbette.

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: EDİTÖR

Yanıtla