“Zor zamanlarda yaşıyoruz” diyorlar. Giderek daha zorlaşıyormuş sanat yapmak… Tiyatro yapmak… Dans etmek…
Uluslarası Aktörler Federasyonu (FIA), Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği (ÇASOD) eski başkanlarından oyuncu Füsun Demirel’in işinden atılmasının üzerine “Bugünlerde Türkiye’de Oyuncu Olmak” başlıklı önemli bir bildiri yayınladı. Bu bildiriyle ilgili habere buradan ulaşabilirsiniz.
“Zor zamanlarda yaşıyoruz” diyorlar. Giderek daha zorlaşıyormuş tiyatroya gitmek…
Başka bir zamanda, rahiplerin çocuk ve gençlere yönelik istismar vakalarını işleyen Pulitzer ödüllü bir filmin gösterilmesinin yasaklanacağı akla gelmez iken, bugünlerde Cumhuriyet Gazetesi’nin haberinde Hacettepe Üniversitesi’nde yasaklandığı haberi ile karşılaşıyoruz.
“Zor zamanlarda yaşıyoruz” diyorlar. Gene de gidiyoruz tiyatroya…
Ve, yeni bir sahnenin açılacağı bilgisi düşüyor elektronik posta kutularına: Beşiktaş’ta Yepyeni Bir Sahne Açılıyor…
“Zor zamanlarda yaşıyoruz” diyorlar. Klasikler de böyle zor zamanlarda yazılmamış mıydı?
Yerli oyunları inceleyen bir yazı ile karşılaşıyoruz. “Dikkate değer birkaç oyun, zaman algısı ve mekânla da oynayarak, konvansiyonel anlatıyı kırmaktadır.” şeklinde yazmış Selen Korad Birkiye “Yerli oyunlar cephesinde yeni bir şey yok mu?” başlıklı yazısında.
Zor zamanlarda yaşıyoruz ama bu ilk değil daha önce de zor zamanlar oldu. Son sahne ise henüz yazılmadı. Ve zaten hiç yazılmayacak da…
“Savaşa Gitmemiz Buyruldu” oyunu ile Gölge Tiyatro Topluluğu, bu kez de Kürt kentlerinde devam eden savaş ve yaşanan katliamlara dikkat çekmek amacıyla perde diyecek. Diha’da yayınlanan habere göre oyunun tüm gelirleri ise Rojava Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği aracılığı ile saldırılarda büyük tahribatın meydana geldiği Cizre ve Sur’a gidecek.
