Bahar Çuhadar
Bakırköy Belediye Tiyatrosu’nun ‘Yarın Başka Koruda’sı, zamansız bir Melih Cevdet Anday metninin çok başarılı bir ekibin elinden sahneye taşınmış hali. Dekorundan oyunculuklarına tıkır tıkır işleyen bir ‘absürd tiyatro’ örneği.
Şehirden uzak ıssız bir korudayız, hani şu her şehirlinin ara ara nefes almak için kaçmayı hayal ettiği türden bir yerde. Sahnede bizi, o korunun içinde yıllardır değişmeden duran eski bir pansiyon karşılıyor. Esasında bize oyun boyunca son derece başarılı bir şekilde ‘koruda olma hissine’ sokan da bizzat sahneye kurulan o pansiyon dekoru. Öyle ki koru sadece, dekorda gözümüzle gördüğümüz üzere dalları ve yapraklarıyla değil; ıssızlığıyla, yalnızlığıyla ve kimi zaman ürperticiliğiyle de pansiyonun her köşesine sızmış. Pansiyon korunun, koru da pansiyonun içinde yaşıyor. İçindeki bir dizi ‘garip/uyumsuz’ karakterle birlikte: 13 sene önce pansiyonda yaşadıkları aşk dolu gecenin peşine düşen bir çift. Bir haftalığına gelip 20 senedir burada kalan ve her gün 65’nci yaşını kutlamaya niyetlenen ama bir türlü yapamayan yaşlı adam. Pansiyonun sahibi olan ama koruya ömründe bir kere bile gitmemiş kadın. Kadının kızı ve onun, pansiyonun konuklarından olan genç nişanlısı. Hiç görmediğimiz arkadaşı, odasında ölmek üzere olan neşeli, hayat dolu Madam Roza. Koruda, henüz hapishaneden kaçmamış bir katili arayan, bu yolda pansiyon sakinlerini de sorguya çeken orman bekçisi. Her biri kendi eylemsizliklerine sıkışmış, her biri kendi varoluşlarının ve geçmişlerinin ispatının peşinde olan tuhaf pansiyon sakinleri, bu oyunun karakterleri.
Bakırköy Belediye Tiyatrosu; Melih Cevdet Anday’ın ‘Yarın Başka Koruda’sını Yiğit Sertdemir yönetiminde sahneliyor. Anday’ın metni; dünyanın, ülkenin ve her bir bireyin kendi içinde bulunduğu çağa göre farklı ve derin okumalara açık olan bir deniz gibi. Temelde iletişimsizlik, tek tek bireyler ve toplum olarak varoluş mücadelemize dair oyun bu. Anday 70’lerin Türkiye’sinin ve o dönemin insanının içindeki puslu koridorlara dalmış evet, ama ben oyunu bugünün İstanbul’unda izlerken, pansiyondaki/korudaki o çıkışsızlıkta, kişiler arasında yaşanan tüm ‘saçma/absürd anlarda’ Türkiye’de içine sıkışıp kaldığımız cendereyi gördüm. Bu, Melih Cevdet Anday’ın metninin zamansızlığının olduğu kadar bu metni bugün de sahnede yaşanır, hissedilir kılan -başta yönetmen olmak üzere- tüm ekibin başarısı.
‘Yarın Başka Koruda’ anlaşılması, hazmedilmesi zor bir metin. Sertdemir sahneye absürd bir reji kurarak, oyuncuların da her biri çok başarılı ve birbiriyle uyum içinde absürd oyunculuklar sergileyerek tıkır tıkır işleyen bir makine kurmuşlar. Barış Dinçel’in dekoru, Kerem Çetinel’in ışık tasarımı ve Irmak Bahçeci’nin dramaturji çalışması da eklenince, zor metnin üstesinden hakkıyla gelinmiş. Seyirci olarak tek şikâyetim; oyun süresine dair. İlk yarıdaki nefes nefese tempo ikinci yarıda uzayan süreyle birlikte ağırlaşıyor. Süre meselesi bir yana koyarsak; tüm ekip bu derya deniz metni; akıcı, derdi anlaşılır, seyirciyi kolaylıkla içine alıveren, eğlenceli bir seyre dönüştürmeyi başardığı; metnin bugünle bağlarını kurabildiği için sıkı bir teşekkürü hak ediyor. Bilhassa iyi bir ‘absürd tiyatro’ örneği görmek isteyenlere muhakkak önerilir…
YARIN BAŞKA KORUDA
Yazan: Melih Cevdet Anday
Yöneten: Yiğit Sertdemir
Oyuncular: Ayşe Demirel, Burak Dur, Çetin Etili, Gülce Uğurlu, Kadir Hasman, Mert Asutay, Sonya Dicle Akbaş, Zeyno Eracar
Süre: 120 dak.
Bilet Fiyatı: Tam 10, Öğrenci 8 lira
Ne zaman, nerede?: 10, 11, 17, 18 Mart 20.30’da Bakırköy Belediye Tiyatrosu’nda.