27. Ankara Uluslararası Film Festivali’nde Hamlet Rüzgârları!

Pinterest LinkedIn Tumblr +

28 Nisan – 8 Mhamletkaurismakiayıs tarihleri arası gerçekleşecek olan 27. Uluslararası Film Festivali’ne bu sene beş ülkeden beş farklı Hamlet konuk olacak.

Sinemaseverlerin dört gözle beklediği Ankara Uluslararası Film Festivali, 28 Nisan’da yapılacak açılış gecesiyle başlayacak. Bu yıl 27’inci kez festival izleyicisiyle buluşacak olan festivalin programı dolu dolu geliyor! Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği, Halkbank’ın ana sponsorluğunda gerçekleştirilecek AUFF, 8 Mayıs’a kadar sürecek.

Yerli ve yabancı konukları ağırlayacak olan Ankara Uluslararası Film Festivali’nin bu sene, filmde bakışın düzenlenmiş olması, bu düzenlemenin politik ve ideolojik bir sorun olarak yarattığı tartışmalardan yola çıkarak belirlenen teması: Bakış ve Ses. Ulusal uzun, kısa ve belgesel film dallarında açılan ve ilgi gören yarışmalarla da gençlere destek olan, onları teşvik eden festival,  Uluslararası Gösterim bölümü ile dünya sinemasının nitelikli örnekleriyle yurtdışında yapılan çalışmaların Türkiye’deki  izleyiciye ve genç sinemacılara sunularak, sinemaya duyulan ilgiyi arttırmayı da hedefliyor. Festival aynı zamanda genç sinemacıları usta isimlerle buluşturacak.

Davetli olarak yurtdışından Ankara’ya gelecek yabancı konuklar,  Türk yapımcı, dağıtımcı ve yönetmenler ile görüşebilecek, uzun, kısa, canlandırma ve belgesel başta olmak üzere yaklaşık 150 kadar Türk filmini izleme fırsatını bulacaklar.

Shakespeare’e selam!

Festivalin ilk sürprizi Hamlet seçkisi. Festivalin Hamlet Seçkisi’nde yer alan filmler, eserin yorumlanması, oyunculuklar ve çekim teknikleri açısından da sinema tarihinde dikkat çeken yapımlar olarak öne çıkıyor.

Seçkideki filmlerden ilki Laurence Olivier’nin artık “kült” statüsüne ulaşmış olan 1948 yapımı Hamlet’i. Bol ödüllü bu filmde Olivier’nin yönetmenliği ve oyunculuğu, kaybıyla baş edemeyen bir bireyi ustaca tasvir ediyor. Görüntü yönetmeni Desmond Dickonson’un kamerasında ise Elsinore Şatosu adeta ayrı bir karakter olarak ortaya çıkıyor.

Claude Chabrol’ün 1963 yapımı Ophélia’sında, Hamlet’ten etkilenip babasının ölümünden annesini ve amcasını sorumlu tutan Yvan’ın kendisine kurduğu hayali dünya izleniyor. Hitchcock’a hayranlığıyla bilinen Chabrol, Hamlet’i 60’lar Fransa’sına uyarlarken, metnin içindeki yüzleşme sıkıntısını Fransız küçük burjuvası ve çekirdek ailesine taşırken gerilim dolu bir atmosfer yaratıyor.

Yugoslav Kara Dalga akımının önde gelen yönetmenlerinden Krsto Papić’in siyasi taşlamanın ustası Ivo Brešan’ın aynı adlı eserinden uyarlayıp yönettiği ve Berlinale’de Altın Ayı için yarışan 1973 yapımı Mrduši Donjoj Köyü Hamlet Sahneliyor (Predstava Hamleta u Mrduši Donjoj), hakikatin peşinde koşarken iktidarı hem sinik bir komedi hem de endişeli bir irade ile karşısına alan Hamletler’den biri oluyor.

Aki Kaurismäki, Hamlet İş Başında’da (Hamlet Liikemaailmassa, 1988) Hamlet’i plastik ördek üreten bir sanayi devinin varisi olarak günümüze uyarlarken, hem sınıf çelişkilerini metne yerleştiriyor hem de kuzey absürd komedisinin en iyi örneklerinden birini veriyor. Yönetmen hikâyedeki herkesi ve her şeyi tüketen dinmez öfke ile dalgasını geçerken Hamlet’e de acımıyor. Kaurismäki’nin Hamlet’i, şiddeti meşrulaştıran mazlumluk hallerine eleştirel bir yorum.

Geçtiğimiz yıl ölen Avusturyalı “sıradışı” yönetmen, tiyatro oyuncusu ve senarist Peter Kern’in yönetmenliğini üstlendiği 2001 yapımı Hamlet – Bu Senin Ailen (Hamlet – This is Your Family) ise Alman tiyatrosunun dahi ve çılgın çocuğu Christoph Schlingensief’in ülkede yükselen ırkçı ve aşırı sağ hareketlere kayıtsız kalan İsviçre’yi eleştirmek için, ülkedeki neo-nazi gençlerle bir Hamlet sahnelemesini kendine özgü üslubuyla belgeliyor.

Kaos GL 

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.