Çocuklar Öldürülmesin, Oyun da Oynayabilsinler!

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Ülkemiz coğrafyasında yaşanan kapsamlı savaşların yarattığı tahribat sürecinden geçiyoruz. Türkiye’de iktidarı oluşturan güçlerin, Kürt sorununu çözmeme üzerine kurduğu strateji ülkemizi bir anlamda kanlı bir iç savaşın eşiğine getirdi. Her gün onlarca kişinin ölümüne tanık oluyoruz; savaş yaşlı, hasta, çocuk, asker, polis demeden yaşamlarımızı tehdit etmeye devam ediyor. Suriye’de yaşanan ve milyonlarca insanın hayatı üzerinde kalıcı hasar bırakan bir insanlık trajedisini de düşündüğümüzde, belki de barışa en çok ihtiyacımız olan bir dönemdeyiz. Amedspor futbol kulübünün Nazım Hikmet’e atıfla yaptığı ve bunun karşılığında ceza da aldığı “Çocuklar Ölmesin Maça da Gelsin” sloganı yaşanan tahribatın boyutunu bir kez daha gösteriyor.

Savaşa karşı barış adına çıkış yapan Barış İçin Akademisyenler oluşumunu desteklemek amacıyla farklı meslek gruplarından ve kesimlerin bir araya gelmesi umut verici bir çıkış oldu. Barış talebini dile getiren farklı toplumsal kesimleri bir araya getiren “Barış İçin Herkes” ilk toplantısını dün gerçekleştirdi. 1500 kişinin yoğun ilgisiyle ve heyecanıyla yapılan toplantı hakkında dergimiz sayfalarındaki haberleri okuyabilirsiniz.

Otoriter bir dönemde barış umudunu yeşertme adına yapılan önemli çıkışlardan birisi de, düşünce özgürlüğüne karşı açılan davalara destek kampanyaları oldu. Dergimiz çalışanlarının da içinde olduğu tiyatro yayıncıları geçtiğimiz hafta içinde Silivri’de Umut Nöbeti’ne destek oldu. Ayrıca DETİS’den tiyatrocular da eyleme destek verdiler. Gazetecilerin başlattığı bir diğer eylemlilik ise, Haber Nöbeti oldu. Ağır çatışma altındaki bölgelerde yaşanan şiddet ve eşitsizliklere vurgu yapmak ve halkın tarafsız haber alma özgürlüğüne destek olmak amacıyla, gönüllü gazeteciler günlük çalışmalarıyla eyleme destek oluyorlar.

Savaşın yarattığı en ağır tahribat bilindiği üzere çocuklar üzerinde etkili oluyor. Savaşın çocuklara faturası ağır. Eğitimin aksaması, yas, melankoli, travma, şiddete eğilim, taciz ve tecavüz, kültür sanat faaliyetlerinin durma noktasına gelmesi, oyun oynama hakkından mahrum kalma vs. Bilindiği üzere Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 31. Maddesi oyun oynama hakkıyla ilgilidir. Ancak savaş süreci durmadıkça, çocuklarımız en temel haklarından mahrum kalmaya devam edecektir. Bu yüzden de, sanatçılar olarak “çocuklar öldürülmesin ve oyun da oynayabilsinler” diye haykırmamız gerekiyor.

 

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: EDİTÖR

Yanıtla