7 Haziran seçimlerinde çıkan iradenin hiçe sayılmasıyla, darbe niteliğinde olaylar ile akıl almaz bir hızla savaş ortamına girildi. Savaş ve kan üzerinden siyasi hesaplar yapılıyor. Köy boşaltmalar, bir şehrin taranması gibi faşist uygulamalar “güvenlikli bölge” gibi yeni isimlerle yumuşatılmaya çalışılıyor.
Siyasi bir problemin silah ile çözülemeyeceği aşikar olmasına ek olarak şimdiye kadar defalarca denenmiş ve sonuç alınmamış askeri yöntemlerin yeniden devreye sokulmasının açıklanmaya ihtiyacı var:
Ya aynı şeyi yapıp farklı sonuç bekleme aymazlığı ya da sonuç alınamayacağını bilerek başka hesaplar içinde olmak.
Ardı ardına yeni trajediler yaşanırken sivil inisiyatiflerin girişimleri çok önemli bir yerde duruyor. En hızlı çıkışı yapan Barış İçin Kadın İnisiyatifi‘ni sanatçıların açıklaması izledi. Ardından geçtiğimiz Pazar Bakırköy Halk Pazarı’nda ‘Barış Bloku’ ‘Barış Mitingi’ni düzenledi. Bu gelişmeler ve devamında gösterilecek örgütlülük çok önemli. Çünkü:
Devletin Kürt sorununu siyasi manevra alanı olarak görmesine, Ortadoğu’da Kürtlerin kazanımlarını gölgelemek için kurnazca politikalar peşinde koşmasına engel olmanın yolu sivil muhalefetin baskısından geçiyor… Yoksa başbakanın dediği gibi devlet “kendi” evlatlarını her zaman feda etmeye hazır.