Zeliha Çiçek
Mark Ravenhill’in yazdığı, Alev Koçer’in çevirip uyarladığı, Bahadır Yüksekşan’ın yönettiği ‘Kesik’ oyununu Tiyatro Salt sunuyor. İzmir’deki özel Oda Tiyatrolarından bir tanesi Tiyatro Salt. Eğer iş çıkışında bir oyun izlemek isterseniz size çok uzak olmayan Alsancak’ta bir apartmanın daire katında bu oyunu izleyebilirsiniz.
Oyun bir merak unsuruyla başlıyor. Oyunda bir Kesik uygulaması söz konusu. Oyun boyunca kesik uygulamasının tam olarak bir karşılığı yok. Seyirciler bu kesiğe bir anlam yüklüyor, bunu yanlış gelenekler, töreler olarak anlamlandırıyor. Yazar Ravenhill’in kendisi oyununa yazdığı önsözde şu şekilde açıklıyor:
“Kesik tamamen düş gücünün ürünüdür…; o gizli kalmış bir korkudur ve bu aklımızdan geçen bir çok şey olabilir. Oyunun sizlerde ne gibi siyasi, duygusal ya da felsefi düşünceler uyandırdığına bakın. Bu herkes için farklıdır.”
Oyundan çıktığımda kafamda birçok soru işareti vardı. Sizin de kafanızda birçok soru işareti olabilir. Bu yazımda bunu sorgulamak istiyorum. Bir oyunun belirgin bir şeyler vermesi mi gerekir yoksa Kesik oyununun yazarı Ravenhill’in dediği gibi bizim düş gücümüze de bırakılabilir mi?
Kesik bir çözüm mü?
Oyun başladığında sahnede önlük giyinmiş bir kadın ve ona kesik için gelmiş bir adam görürüz. Önlük giymiş kesik uygulayıcısı Paolina kesik yaptırmak için gelmiş olan John’a bu işin kolay olmadığını anlatmasıyla başlar. Klinikte yapılacak uygulama için belli başlı bilgilerin olması gerekmektedir. Paolina’ya göre John kesik için diğer seçenekleri de göz önünde bulundurmalıdır. Kesik uygulaması için diğer bütün seçenekleri elemiş olmaları gerekmektedir. Yani başka bir çare yoksa bu kesik uygulanabilir. Paolina bu kesiği gerçekleştirmek istemez. Ama John bu kesiği istemektedir. Kesik hakkında bunun bir özgürlük olduğundan, bir kurtuluş olduğundan bahsetmektedir. Kesik bir çözüm mü gerçekten? Kesik nedir, neyi karşılamaktadır, nasıl bir uygulamadır sorularının yanıtını net olarak alamayız oyun boyunca.
Paolina ve John arasında geçen konuşmalarda bu kesik işleminin fiziksel olduğunu öğrenebiliyoruz. John Paolina’ya bir filmden bahsetmektedir. Bu filmde kesik uygulanan kişileri gördüğünü söylemektedir: ‘Filmi izledim… etlerin kemikten ayrılışını gördüm.’ Biz filmi bilmiyoruz ama içinde ne olduğuna dair bir bilgi elde ediyoruz. Paolina’nın bu filme bir itirazı yok. Demek ki uygulama böyle. O zaman şöyle sorular geliyor akla: İntihar edecek cesareti bulamayanlar mı kesiğe geliyor? Ya da akli dengesi yeterli, hayatta başarılı olamayanlar mı istiyor? John’a dair bilgimiz olmadığı için bu soruları cevaplayamıyoruz. Geçmişi nasıl, bir mesleği var mı, ailesi var mı, onu kesiğe sürükleyen ne…? Sorularının yanıtı olmadığı gibi kesik isteyen birine neler olduğu az çok belirtilse de sonrası için o kişiye ne olduğu hakkında en ufak bilgi verilmemekte. Yazar yine seyirciyi sorularla ve düşüncelerle baş başa bırakıyor.
John, Paolina kesik işlemini yapmak istemediğinde ona bunu çok istediğini tekrar dile getiriyor. Paolina’nın ise cevabı sert: ‘Otorite benim’. John buna karşılık onun kesik yapmak zorunda olduğunu söylüyor. Paolina her ne kadar otorite olduğunu söylese de son sözün ona ait olmadığını anlıyoruz. Onun üstünde de bir güç var : sistem. O da bu çarkın dişlerinden bir tanesi.Bu çark öyle bir çark ki, yelpazenin hangi tarafında olursak olalım, bizi zamanla istenen kıvama getiriyor. Ne kadar kurtulmak istesek boşuna. Kişisel düşünceler, hırslar, doğrular gidiyor yerine büyük çarkı takip etmek kalıyor. John’u isteğinden vazgeçiremeyen Paolina da bu kesiği yapıyor.
Otorite Sarsılıyor…
İkinci sahnede yine kesikten bahsediliyor. Ama bu sefer kesik isteyen kimse yok. Biz bu sahnede Paolina’nın yaptığı kesik uygulama işini eşi Susan’ın bilmediğini ya da bilse bile bilmiyormuş gibi yaptığını öğreniyoruz. Paolina’nın sıkıntılarının tek nedeninin eşi ile olan sorunlar olmadığı, işyeri ile ilgili yolunda gitmeyen bir şeyler olduğu da bellidir. Susan kesik uygulaması ile ilgili konuşmak istediğinde Paolina‘’Kesik ile ilgili hareketlenmeler var’’ der, sonra ‘’Öğrencilerle ilgili değil. Reform konuşuluyor. Hükümetle ilgili’’ dedikten sonra bu konuyu kapatmak ister. İş yerindeki yaşadığı sıkıntılarının dışında aile içinde de sıkıntıları mevcuttur. Bu sahnede Paolina’nın mutsuz olduğunu ve Susan’ın ilgisine ihtiyacı olduğunu anlıyoruz. Susan Paolina’nın büroda neler yaptığını tam olarak bilemez. Bu büro resmi bir kurum olmasına rağmen Paolina kesik yaptığını açık açık söyleyemez. Konu canını sıktığı için gerginleşir. Bu noktadan sonra birlikte yemek masasında oturan ama birbirini dinlemeyen iki kişiye tanıklık ederiz. Bu sahnede replikler birbirini karşılamamakta ve hızlı gerçekleşen duygu değişimlerinin de bir nedeni bulunmamaktadır. Bunun nedenini sadece aralarındaki iletişimsizliğe bağlayamayız. Bir bölümde; Susan evin hizmetçisine bazı sorular sorduktan sonra Paolina ağlamaya başlar. Daha da ilginci Susan onun anlattıklarına o kadar ilgisizken ‘’Susan ben kendimi neden vuramıyorum’’ diye sorar. Önceki konuları konuşamamış ve çözüme kavuşturamamışken tekrar büyük bir konuyu açmaya çalışıyor. Susan’la konuşmalarına bakıldığında Paolina, işyerindekinden çok daha farklı bir kişilik sergiliyor. Çalıştığı yerde çok iddialı sözler eden otoriteden evde eser göremiyoruz. İş yerinde otorite olan Paolina’nın evde otorite kuramadığını anlıyoruz. Bu sahnede iki oyun kişisinin birbirini açamadığına tanık oluyoruz. Paolina’nın birinci sahnede kendi ağzından da öğrendiğimiz üzere otorite olduğunu biliyoruz. Hatta bu gücün etkisine fazla kapıldığını da. Onu ilerde yargılayabileceklerini hiç düşünmediğini de anlıyoruz. Otoritenin el değiştirebileceğine dair hiçbir bilgi yok ilk sahnede. Ama ikinci sahne de Paolina’nın Susan karşısında kendisini anlatma çabasını, ağlamasını bir zayıflık olarak ele alırsak otoritenin sarsıldığını söyleyebiliriz.
Bugünün Gelenekçisi Dünün Yenilikçisi…
Son sahne de yine kapalı bir anlatım var. Son sahne Paolina ve onun oğlu Stephan ekseninde geçiyor. Oyunun başına güç olan Paolina şimdi zayıftır. İlk sahnede iş yerinde gördüğümüz Paolina, ikinci sahnede evinde, üçüncü ve son sahnede hapistedir. Kesik yapmaktan tutuklu olarak… Onu ziyarete gelen oğlu Stephan kesik uygulamasına karşı olan bir üniversite öğrencisidir. Kesik uygulayanların bir barbar olduğunu savunur. Bu sahne de anne ve oğul karşı karşıya gelmiştir. Paolina kesik uygulamaktan yana olmuş ve bedelini ödemiştir. Her ne kadar bu durumu değiştirmeye çalışsa da başaramamıştır. Kesik uygulamaya devam etmiştir. Stephan’a göre, dünyada kesik uygulamaktan daha kötü bir şey yoktur. Annesinin düşüncesini yenmiş ve onu hapse yollayanlar arasına girmiştir. Çarkın içinde eski ve yeni karşıtlığı kısır döngü gibidir. Sürekli birbirini yutan bir kısır döngü.
Bu oyunda, Paolina eskiyi oğlu ise yeniyi temsil etmektedir.Bugünün gelenekçisi Paolina dünün yenilikçisi olabilir. Yeninin bir gün eskiyeceği ve başka bir yeniye yenileceği gerçeği, değişimin kesintisiz devam edeceğini anlatır. Ve Tiyatro Salt soru sormanın cevap bulmaktan daha önemli olduğunu hatırlatıyor. Kafanızda olması gereken bir sürü soru için siz de Tiyatro Salt’ın Kesik oyununa gidin derim.