Mimesis Haber / Geçtiğimiz günlerde İstanbul Üniversitesi bünyesindeki Öğrenci Kültür Merkezi (ÖKM) bünyesindeki tiyatro salonu öğrecilerden habersiz bir şekilde bir gecede yıkılmıştı. Yıllardır ÖKM tiyatro salonunda çalışma yapan ve oyun sahneleyen ÖKM Sahnesi Oyuncuları ve İstanbul Fen Oyuncuları da bugün İstanbul Üniversitesi öğrencilerine ve tiyatro camiasına eylem çağrısında bulunmuştu.
ÖKM sahnesinin yıkılmasını protesto eden eylem, öğrencilerin ve tiyatrocuların 14:00’te Vezneciler metro çıkışında buluşamasının ardından başladı. İstanbul Üniversitesi’nde tiyatro yapan kulüplerin yanısına Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Yeditepe Üniversitesi tiyatro kulüpleri de eyleme katıldı. ‘’Tiyatro Sahneleri Üretecek Yaşatacak Yok Olmayacak’’ pankartını taşıyan öğrenciler, kostümleri, aksesuarları, maskeleri ve müzik aletleri ile yürüyüşe başladılar.
Yürüyüş boyunca ‘’Piyasaya İnat Yaşasın Sanat’’, ‘’Sanat Düşmanı Yunus Söylet’’, ‘’Baskıyla Üretim Engellenemez’’, ‘’Yıkım Var, Talan Var!’’, ‘’Tiyatro Özgürdür’’ sloganları atıldı. Öncelikle İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’ne yürünerek öğrencilerden gizli kapaklı bir şekilde ÖKM sahnesini yıkan İstanbul Üniversitesi yönetimi protesto edildi.
Ardından ÖKM’ye yüründü ve İÜ Sahne Dayanışması basın açıklaması yaptı:
‘’ÖKM, 1990 yılından 2010 yılına kadar öğrenci kulüplerinin toplumsal konulara duyarlı, kolektif çalışmalarını yürüttüğü bir faaliyet alanıydı. 2010 yılından günümüze kadarki süreçte ise bu faaliyetlerden neredeyse arındırılmış, sadece iki tiyatro kulübünün binbir zorlukla çalışmalarını yürütebildiği, kâr amacıyla “işletilen” Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi(AUZEF)’ne tahsis edilmiş bir kurum haline geldi.
Söz konusu binadaki ÖKM Tiyatro Salonu’nda ÖKM Sahnesi ve İÜFFTK(İstanbul Fen Oyuncuları) faaliyet yürütmekteydi. Ancak bu salon, sadece bu iki kulübün değil Türkiye’nin dört bir yanından gelen tiyatro gruplarının birbirlerini geliştirdiği bir paylaşım alanıydı.
ÖKM Tiyatro Salonu 2010’dan sonra da birçok saldırıya maruz kaldı. Örneğin, 2012 yılında kulüp üyelerinin özverili çabalarıyla hazırlanan sahne dekorları ve kostümleri binadan aşağı atılarak kullanılamaz hale getirildi. Geçtiğimiz eğitim yılında ise önce türlü bahaneler ileri sürülerek gruplar sahnelerine alınmadı. Daha sonra ise okul yönetiminin bütün gizleme çabalarına rağmen sahnenin AUZEF’in altyapı ihtiyaçları doğrultusunda yıkılıp yerine bu kurumun kullanımında olacak bir büro yapılmak istenildiği öğrenildi. Ancak gerek sokak oyunlarımız, gerek imza ve sosyal medya çalışmalarımızla gösterdiğimiz direniş sayesinde sahnenin bir sezon daha kullanılması gibi bir kazanım elde ettik.
Geçtiğimiz gün ise sahnemizin gizlice yıkıldığı ve tüm teknik donanımımızın, kostüm ve dekor birikimimizin kullanılamaz hale getirildiği gerçeğiyle karşı karşıya kaldık.
Okul yönetimince yaratılan bu soruna yönelik çözüm önerilerimizi muhataplarıyla paylaşmamıza rağmen çabalarımız yanıtsız kaldı. Söz gelimi, 4-5 yıl sonrasıyla ilgili “çözüm” önerileriyle karşılaştık. Oysa ki bu tavrın çözüme değil de oyalamaya yönelik olduğu açık bir şekilde görülmektedir. Öğrenciler için yapıldığı iddia edilen Kongre ve Kültür Merkezi’nde çalışma önerimiz ise yönetimin kâr getiren seminer anlaşmaları nedeniyle reddedildi. Çünkü tiyatro bu kişilerce, kar getirmediği için gereksiz ilan edilen bir kurum olarak algılanmakta. Söz konusu sahnenin yıkılarak AUZEF bünyesinde bir büro inşaa edilmek istenmesinin bir nedeni de budur.
Resmi belgelerde sahneyi kullanan iki kulüp için çalışma alanı olarak, zaten bir kulüpçe kullanılan ve yine yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olan iktisat fakültesi ek/2 binasındaki sahne gösterilmiştir. İmkanları bir kulüp için bile fazlasıyla sınırlı olan bu sahnede 3 tiyatro kulübünün çalışma imkanı yoktur. Bu, ÖKM Sahnesi ve İÜFFTK’ya olduğu kadar iktisat sahnesine de yönelik bir saldırıdır. Tiyatro yapmanın bütün imkanlarının yolu kesilmeye çalışılmaktadır. Görülmektedir ki İstanbul Üniversitesi’nin bu saldırısı salt tekil tekil tiyatro kulüplerine değil kurumsal anlamda tiyatroya karşı bir saldırıdır.
Bu durum tarihsel bir bütünlüğün de parçasıdır. 1980 darbesiyle üniversitelerde YÖK tarafından yürütülen bir siyasetsizleştirme politikasının ürünüdür. Bundan sonra piyasanın ve gericiliğin egemenlik hamlesinden öğrenciler de payını almıştır. Piyasa karşıtı, toplumcu her faaliyetin onu kesilmeye çalışılmıştır. Sahneleri yıkılan her 2 kulüp de bu egemen sanat anlayışına karşı bir duruş sergilediğinden bu durumdan nasibini alması normal karşılanmalıdır.
ÖKM Tiyatro Salonu, bu tarihsellik içinde elde ettiğimiz bir kazanımdır. Biliyoruz ki geri çekildiğimiz her nokta aslında razı olduğumuz noktaların da bir ölüm fermanıdır. İÜ Sahne Dayanışması olarak bir adım daha geri çekilmeyeceğimizi kamuoyuna ilan ediyoruz ve bu süreçte duyarlı kamuoyunu gücümüze güç katmaya çağırıyoruz.
Taleplerimiz:
*Özgürce çalışabileceğimiz,üretimlerimizi sergileyebileceğimiz ve diğer kulüplerin çalışmalarını sınırlamayacak bir sahne
*Öğrenci kulüpleri hakkında alınacak kararların okul kulüpleriyle yapılan bir toplantıyla alınması
* Teknik donanımınıza,kostümlerimize ve dekorlarımıza verilen zararların giderilmesi.’’
Basın açıklamasının ardından İÜ Sahne Dayanışması önümüdeki günlerde kampüste oynayacakları sokak oyunlarla, yapacakları gösteriler ile; çekecekleri videolar yoluyla bu konuyu gündemde tutacaklarını, yukarıda bahsi geçen somut talepler gerçekleşene kadar mücadeleye devam edeklerini duyurdu.
Duygu Dalyanoğlu / Mimesis Haber