Yedikule Bostanları’nda Çehov’un Vişne Bahçesi oyununu sergileyen ABD’li ‘New Brooklyn Theater’ grubu kendi mahallesindeki tartışmalı bir kentsel dönüşüm projesinde yer alıyor.
Yedikule Bostanları’nı Koruma Girişimi, New York’ta Afro Amerikan aktivizminin sembolü ‘Slave Theater’ (Köle Tiyatrosu) adlı tiyatro binasını satın alan emlak yatırımcısıyla işbirliği yapan grubu protesto etti. Girişim ‘Emek Sineması’nı yıkmak için söylenen yalanlar bir başka kentte aynı amaçlarla tekrarlanıyor’ dedi.
ABD ’den gelen ‘New Brooklyn Theater’ (Yeni Brooklyn Tiyatrosu) adlı tiyatro kumpanyası yaklaşık bir haftadır Yedikule Bostanları’nda Çehov’un Vişne Bahçesi oyununu sergiliyor.
Geçen yaz bir kısmı İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Fatih Belediyesi tarafından molozla kaplanan tarihi bostanların imara açılmasını engellemek için bir yılı aşkın süredir mücadele eden Yedikule Bostanları’nı Koruma Girişimi de oyunu destekliyordu. Ancak tiyatro grubunun Brooklyn’deki Bedford-Stuyvessant mahallesinde tartışmalı bir kentsel dönüşüm projesinde yer aldığını öğrenen girişim, tiyatro kumpanyasına desteğini kesme kararı aldığını duyurdu.
‘Başka bir şehrin Emek Sineması’
Girişim, basın açıklamasında ‘’Yedikule Bostanları’nda yaşanan kentsel dönüşümü ve soylulaştırmayı çağırıştırdığını düşündüğümüzden oyuna destek olduk. Ancak öğrendik ki New Brooklyn Theater, New York’ta Afro Amerikalıların mücadelesinde önemli bir yere sahip Slave Theater’ın (Köle Tiyatrosu) dönüşümünün içinde bulunuyormuş. Tiyatronun etrafındaki birçok binayı da satın alan bir yatırımcı, burayı lüks bir rezidansa çevirmeyi planlıyor. New Brooklyn Theater, yatırımcıyla anlaşarak alt kattaki tiyatroyu ‘koruyacağını’ söylüyor. Ayrıca New Brooklyn Theater, mahallelinin tiyatronun isminden rahatsız olduğunu iddia ederek isminin ‘New Brooklyn Theater’a (‘Yeni Brooklyn Tiyatrosu’) dönüştürülmesini savunuyor. Bu kanımızca bir hafızanın silinmesi anlamına gelir’’ dedi.
Slave Theater’ın dönüştürülmesiyle Emek Sineması’nın yıkılması arasındaki benzerliğe dikkat çeken girişim, ‘’Sermayenin Slave Theater yerine politik tarihinden ve sosyal dokusundan soyutlanmış yeni bir tiyatro-rezidans inşa etme emelleri elbette bize yabancı değil … Emek Sineması’nı yıkmak, dönüştürmek için söylenen yalanların bir başka kıtada, bir başka kentte aynı amaçlarla tekrarlandığını görüyoruz. Slave Theater’ın korunması için sürdürülen yerel bir mücadele varken, New Brooklyn Theater’ın bunu görmezden gelerek yatırımcıyla işbirliğine girişmesi sanatın soylulaştırmayı meşrulaştırmasına ve buradaki önemli toplumsal hafızanın silinmesine sebep olacak. Gördük ki, Çehov’un Vişne Bahçesi sadece Yedikule Bostanları değil aynı zamanda Slave Theater imiş.Yedikule Bostanları Koruma Girişimi olarak İstanbul’da veya dünyanın herhangi bir köşesinde, küresel bir sorun olan bu tip kentsel dönüşümlere prensip olarak karşı duruyoruz’’ dedi.
‘Uyarı niteliği taşıyan masal’
Oyun, Rusya’da 20. yüzyılın başlarında aristokrat bir aileye ait vişne bahçesinin yazlık inşaatı yapılmak üzere satılarak ağaçlarının kesilmesine yol açan olayları konu alıyor. New Brooklyn Theater grubu, tanıtım broşürlerinde ‘’arazisini değişimden ve açgözlülükten koruyamayan bir ailenin’’ hikayesini konu alan oyunu ‘’uyarı niteliği taşıyan bir masal olarak’’ sunduklarını belirtiyor. Radikal’in konuyla ilgili sorularını cevaplayan New Brooklyn Theater’dan Jonathan Solari, tiyatro dönüşümünün bir soylulaştırma projesi olmadığını ve öne sürerek ‘’Bu bir kültürel miras projesidir’’ dedi. Slave Theater’ın iyi yönetilmediğini iddia eden Solari, isim değişikliğine gerekçe olarak da mahallelinin tiyatronun isminden rahatsız olduğunu söyledi.
‘Kölelik geçmişimizi unutmayalım diye’ Slave Theater (‘Köle Tiyatrosu’) Hakim John Phillips tarafından 1984’te kuruldu. 1900’lerin başından beri açık olan ‘Regent Theater’ adlı sinema salonunu satın alarak siyahlar için önemli bir politik-kültürel merkeze çeviren Phillips, merkezin adını da ‘Slave #1’ (Köle #1) koydu. Phillips, bu ismi kendisine ve komşularına kölelik geçmişini hatırlatmak için* seçtiğini söylemişti. 1980’lerde New York’ta siyahlara yönelik ırkçı cinayetler işlenirken Slave Theater, içinde bulunduğu Bedford-Stuyvessant mahallesiyle birlikte siyah aktivizminin merkezi ve sembolü haline geldi, burada düzenli olarak paneller ve eylemler düzenlendi. İnsan hakları savunucusu vaiz Al Sharpton gibi önemli figürlerin politik kariyeri burada başladı.
1998’de kapanan tiyatro, 2008’de Hakim Phillips öldükten sonra yeğeni Samuel Boykin’e kaldı. Boykin, 2013’te tiyatroyu 2.1 milyon dolara Fulton Halsey Development Group adında bir emlak yatırımcısına sattı. New Brooklyn Theater işte bu yatırımcıyla işbirliği yaparak tiyatroyu ‘korumak’ istediğini öne sürüyor. Ancak Hakim Phillips’in yakın dostu ve tiyatronun geleneğini devam ettiren Clarence Hardy, tiyatroyu yatırımcı eline ve soylulaştırmaya terk etmemek için davacı oldu. Bu yaz da mahallede tiyatronun geçmişiyle birlikte yaşaması için çeşitli eylemler yapıldı. Clarence Hardy’nin oğlu Omar, Radikal’in soruları üzerine yazdığı açıklamada New Brooklyn Theater ile konuştuklarını ve durumu anlattıklarını, fakat tiyatro grubunun yatırımcıyla işbirliğinden vazgeçmediğini söyledi.
*Hakim Phillips, tiyatronun ismini şöyle açıklamıştı: “Benim adım da bir köle ismidir. Atalarım köleydi, bütün bir ırk köleydi. Kadınlara tecavüz edildi, erkekler linç edildi ama kimse yargılanmadı. İnsanlığın başına gelen en ağır suç işlendi. İşte bu isim tüm bunları hatırlatmak için. Kimse siyahların mücadelesini ve neler yaşadığını unutmasın diye…”