Metin Boran
“…ellerimi bir şehirden ödünç aldım
karanlıktan duyduğum kuşkuyla
bir şey var merak ettiğim
neden havada zaman kokusu
neden bir derenin geçişini alkışlıyor güvercinler rüyalarımda…”
Sanat, edebiyat ve estetik ortamında artık, yaşadığımız günleri teğet geçen, sıradanlaştıran, popüler kültüre endeksli piyasa işi, sığ, biçimsiz, niteliksiz, yılışık ve gittikçe insan ve yaşamından uzaklaşan üretimlerle kuşatılmış durumdayız. Bu seviyesizliğe üretimleriyle itiraz eden şair- yazar ve sanatçılar, ya görmezden gelinerek yok sayılıyor ya da fazla ideolojik bulunarak gözden düşürülüyor.
Ülkemizde son yıllarda; bir yandan tanımı belirsiz muhafazakâr sanat pratiği yüceltilip, yaygınlaştırılma girişimleri hız kazanırken, diğer yanda iktidarı olumlayan ve onun gölgesine girerek yeşermeye çalışan ve bu belirsizliğe su taşıyan kemiksiz, dirayetsiz, tutarsız sanat heveslileriyle işgal edildi alan. Kısacası üstat Edip Cansever’in bir şiirinde söylediği gibi, “dağılmış pazar yerine benziyor” edebiyat ortamı. Toparlanması ve eskiden olduğu gibi nitelikli bir forma kavuşması zaman alacak gibi.
Gözden düşürülmek istenenlerin, aslında bir anlayışı temsil eden ve özgür bir yaşamı savunan kesimlerden olması da artık şaşırtıcı değil. Bunlar arasında yer aldığını düşündüğüm şair ve öğretim üyesi Salih Bolat’ın yeni şiir kitabı “Atların Uykusu” kitap raflarında yerini aldı. Salih Bolat, hayatı boyunca şiirde ısrar eden uslanmaz bir edebiyat insanı. Adana’da başlayan edebiyat dergisi ve şiir serüvenini uzun yıllar Ankara’da devam ettirdi ve şimdilerde İstanbul’un kaos ve karmaşasında bu ısrarını sürdürüyor.
Bolat, başlangıcından bu yana 7 şiir kitabı üretmiş, edebiyat ve şiirle ilgili sayısız makale yazmış, bu alanda uzun yıllar değişik okullarda ders vermiş, şiir dalında ödüllere layık görülmüş, toplumsal duyarlılığı edebiyatın diline yerleştirmiş bir edebiyatçı ve aydın olarak, hak ettiği yer tartışmasızdır. İlk şiir kitabı (Yaşanan-1983) Akademi Kitabevi Şiir Ödülü’nü kazanmış, Karşılaşma adlı şiir dosyası 1990 yılında Ceyhun Atıf Kansu Şiir Ödülü’ne layık görülmüş ve 1992 yıllında kitap olarak basılmış. Atların Uykusu’ndan önce de, son kitabı Açılmış Kanat, Ahmed Arif Şiir Ödülü’ne hak kazanmış.
Atların Uykusu’nda şairin olgunluk dönemi şirini okuyoruz. İmgesi ve alt anlamı ile yoğun bir duygu birikimi taşıyor şiirleri. Bu duygu birikimi, kimi şiirlerinde bir öfkenin dışavurumu olarak kurgulanıyor kimi şiirlerinde de yaşadığımız günlerin utancını imliyor.
Salih Bolat, şiir kurgusunda poetik olarak yaşadığımız günlerin, insana ve sevgiye aykırı akışından, yabancılaşmış ve iletişimsiz bırakılmış, yalnızlık sarmalına dolanmış zavallı insanın karamsarlığının izini sürüyor gibi görünse de; şiirlerinde hep bir umut ve yaşama azmini okumak mümkün. Şair, şiirlerinde okuyucuyu hayata, aşka ve edebiyata çağırıyor. Yalın ve samimi duygularla yaşadığımız günlerin bireysel ve toplumsal utancını, kendine özgü şiir diliyle tarihe not düşüyor.
Şiir sanatının gözden düşürüldüğü, edebiyatta ortamında genel olarak sadece popüler olana ilginin oluşturulduğu günümüzde, Salih Bolat’ın yeni şiir kitabı elbette yaşadığımız kültürel ve estetik çölleşmeye karşı bir başkaldırı olarak görülmelidir. Çünkü artık bu topraklarda sanat ve edebiyatta ısrar, insanda ve yaşamda ısrar anlamına gelmektedir. .
“…uyanın!
yanlış biniciler taşıyan atlar
bulun kaybettiğiniz yönü
üzengilerinizdeki yabanmersini yapraklarından tanıyın güneyi ve geleceği…” Atların Uykusu’ndan