Tiyatro gündeminin canlandığı festival mevsiminin ardından bir sezon daha kapandı. 19. İstanbul Tiyatro Festivali ülke gündemine ve yüreklere oturan Soma faciasının ağırlığı altında Haziran başında sona erdi. Gezi yıldonümünün yaklaştığı günlerde sahnelenen Thomas Ostermeier’in “Bir Halk Düşmanı” oyunu herhalde festivalin en ses getiren prodüksiyonu oldu. Türkiye gündemiyle örtüşen eklemelerle sahnelenen oyunda seyircinin dahil edildiği bölüm memleket meselelerinin tartışıldığı bir foruma dönüştü. Linç kültürünün savunuculuğunu yapan bazı yayın organları tabii ki bunu görmezden gelmedi, ekibi ve festivali doğrudan hedef gösterdi. Gezi yıldönümünde Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde sergilenen Baltic Dance Theatre’ın “Bir Yaz Gecesi Rüyası” ise kapanan yollar ve polis barikatlarından dolayı en zor ulaşılan festival oyunu olarak tarihe geçti. Shakespeare’in doğumunun 450. yılı vesilesiyle festivale konuk olan Propeller Theatre Company’nin sıcak Shakespeare yorumları ise seyirci tarafından pek sevildi.
Yapıldığı her sene tiyatrocular arasında illa ki bilet fiyatları veya program eleştirileriyle gündeme gelen Tiyatro Festivali, öyle ya da böyle en kapsamlı ve uzun soluklu profesyonel festival olmayı sürdürüyor. Galataperform’un yürüttüğü Yeni Metin Yeni Tiyatro Festivali bu yıl 3. kez seyirciyle buluştu. Geçtiğimiz günlerde sona eren festivalin bu seneki teması “beden ve şehir”di. Oyun yazımını merkeze alan festivalde sene boyunca yapılan oyun yazarlığı atölyelerinde üretilen metinler yer alıyor. Yerli oyun metni üretiminde önemli bir yeri olan bu proje Galataperform tarafından yürütülmeye devam edecek. Üniversite tiyatroları yine bahar aylarında şenliklerini düzenlediler. Bu yıl 22. kez düzenlenen İstanbul Amatör Tiyatro Günleri ise “üniversite tiyatroları dayanışmaya çağırıyor” sloganı ile gerçekleşti.
Bu festival mevsiminin ardından tiyatro dünyası dinlenme ve sezona hazırlık için inzivaya çekildi. Bazı yaz etkinliklerine ve özellikle genç tiyatro mekanlarının yaz programlarına rağmen alışıldığı üzere tiyatro gündemi yaz ayları boyunca uykuda olacak. Tam da bu dönemde özel tiyatrolara devlet desteği için Kültür Bakanlığı’na yapılacak başvuruların tarihi yaklaşıyor. Bilindiği gibi sezon başında bazı özel tiyatro gruplarına devlet yardımı yapılmaması tiyatrocular arasında bir hareketlilik başlatmıştı. Alınan duyumlara göre bazı gruplar Gezi sürecinde göze batmış ve kendilerine bir nevi ceza kesilmişti. Özel tiyatroların bu duruma ve yardım sözleşmesine “genel ahlaka uygunluk” kriteri eklenmesine karşı birlikte mücadele edeceğinin nüvelerini görmüştük. Sezon ilerlerken bu mücadele bazı girişimler dışında örgütlü ve ses getirecek düzeye erişemedi. Özel tiyatrolara devlet yardımı başvurularının yapılacağı şu günlerde tiyatroların “genel ahlak” maddesine karşı ne yapacağını, adımları atılan örgütlenme girişimlerinin devamının gelip gelmeyeceğini hep beraber göreceğiz.