Nedim Buğral
Yaklaşan IPA Dünya Oyun Kongresi öncesi aileler ile yaptığım oyun atölyelerinden bazı notlar aktarmak istiyorum.
* Atölyeleri ‘oyunla eğitim’ -son zamanlarda daha yaygın biçimde- ‘oyunla gelişim’ atölyeleri diye isimlendiriyorum. Bu atölyeleri anne-baba/çocuk katılımlı drama atölyelerinden ayıran en önemli unsur atölye uygulamasında kullandığım yöntem. Atölyeme, drama eğitimimden pek çok şey aktardım; fakat bazen bir masaüstü oyunundan yola çıkarak tasarlanmış bir oyun da başlı başına bir atölyenin izleği olabiliyor.
* Bugün paylaşmak istediğim atölyem “Sihirli Alan-Sınırlı Alana Karşı” ya da “Alternatif Oyunlar” ismi ile yaptığım atölye. Bu atölyelere daha çok ‘bizim zamanımızda sokakta salçalı ekmekle oyun oynardık, şimdiyse…’ diyerek; neredeyse günümüz çocuğu için oyunun yok olduğunu düşünen eğitimli grup katılıyor. Çünkü bu eğitimli beyaz yakalıların çocuklarının oyuna ulaşması, köyde veya daha az gelirli olup mahallede yaşayan çocuklara göre daha sınırlı. Bu çocuklar daha sınırlı (güvenli!), hızlı tüketen, yalnız oynayan, pahalı dijital oyuncaklar ile oyalanan çocuklar oldukları için, oyun konusunda daha dezavantajlılar.
* Farklı yaştaki çocuklar ve ailelerinin birlikte katıldığı “Oyunla Gelişim Atölyeleri”nin temel amacı, ailelere oyunları nasıl çeşitlendirip günlük pratiklerine aktarabileceklerini göstermek. Bu deneyim sayesinde ailelerin oyunu ev içi ve ev dışı alanlarda hangi işlevlerde kurabileceklerini, çeşitli değerlerin gelişimi ve problem çözme metodu olarak nasıl araçsallaştırabileceklerini tartışıyoruz. Ayrıca benzer yaşantılara sahip diğer ebeveynler de birbirleri ile tecrübelerini paylaşıyorlar.
* ‘Oyunla Gelişim’ atölyesini iki bölümde uyguluyorum. Birinci bölümde fırsat oyunları dediğim oyunları oynatıyorum. Bu oyunları oynatırken; evde, yolda, lokantada yemeğimizi beklerken, oyunları nasıl çeşitlendirebileceğimizi ve çocuğumuzun hem duyuşsal, hem sosyal, hem de bilişsel gelişimine nasıl katkı sağlayabileceğimizi değerlendiriyoruz.
İkinci bölümde kurgu oyunlar diye kategorize ettiğimiz masaüstü oyunda çocuklar ile birlikte bir oyun kuruyoruz. Masaüstü oyunumuzu hem resmederek, hem de resmettiğimiz oyun tahtasına ailemizin soyağacını yerleştirerek, devamı günler sürecek eğlenceli bir masaüstü oyununun tasarımını birlikte gerçekleştirmiş oluyoruz.
* Tüm bu atölyelerde ailelerin günlük hayatlarındaki yabancılaşmaya da bir vurgu var. Ya da bir katılımcının değerlendirmelerde söylediği gibi: “Geçen iki saatte, kendime ve ele aldığımız duruma dışardan bakabildim. En önemlisi de çocuğumla birlikte çok güzel vakit geçirdim”.
* Bir ailenin bir yıl içinde farklı içeriklerdeki değişik oyun atölyelerine katılma fırsatı oluyor. Yaşı büyüyen çocuklar, kendi yaşları ve günlük yaşamlarına paralel kurgulanmış atölye içerikleri ile karşılaşmaya devam ediyorlar. En güzeli de bunu aileleri ile birlikte yapıyor olmaları.
Amacım ara sıra birbirleriyle buluşan, oyunu ortak paydası yapabilmiş, yaşadığımız farklı durumlara dışarıdan bakabilen büyük bir aile yaratmak.
Oyun çocuk işidir. Eğer ilk işlerinde başarılı olurlarsa, hayatlarının kalanında da başarılı olacaklardır.
Oyun güzeldir, daima gülümsetir ve benim için en değerlisi bu atölyelerde oynanan oyunlar galip gelmek üzerine değildir!