Mimesis Söyleşi / Geçtiğimiz haftalarda İstanbul Üniversitesinde faaliyet gösteren tiyatro kulüpleri, çalışma yürüttükleri sahnenin ellerinden alınması üzerine başlattıkları kampanya kapsamında yeni bir bildiri yayınladılar. “İstanbul Üniversitesi ÖKM Tiyatro Salonu Öğrencilerindir, Büro Yapılamaz” diyerek yola çıkan İÜ Sahne Dayanışması’ndan İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Tiyatro Kulübü (İÜFFTK) ile kampanyanın geldiği son nokta üzerine konuştuk.
Yayınlanan bildiride (1) rektörlüğün kampanya karşısında geri adım attığı ve İstanbul Üniversitesi’ndeki tiyatro kulüplerinin sahneyi kullanmaya başladıkları duyuruldu. Bu süreç nasıl gelişti? İmza kampanyasının etkileri neler oldu?
Süreç, bir arkadaşımızın, sahnenin yıkılacağını bir memurdan şans eseri duyması ile başladı. Akabinde 8 Ocak – 28 Şubat tarihleri arasında Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi’nden (AUZEF) sınav güvenliği bahanesi ile gelen 50 günlük sahneye giriş yasağı ile devam etti. Bu giriş yasağı sahnenin yıkılacağı söylentisini kanıtlar nitelikteydi. Bu süreç boyunca birçok kez okul yönetimi ile konuşmamıza rağmen tutarlı cevaplar alamadık. Bürokratik olarak ne gerekiyorsa yaptık ancak oyalayıcı tavırlarla karşılaştık. Sonrasında ise sahneyi kullanan iki kulüp olarak (İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Tiyatro Kulübü ve ÖKM Sahnesi), İÜ Sahne Dayanışması adı altında durumumuzu kamusallaştırdık. İlk olarak sosyal medyadan #sahnenicindiren “hashtag”i ile insanlara yaşadığımız sorunu aktardık. Birçok tiyatro grubu ve tiyatro sanatçısı tarafından sürece dair bildiri yayımlandı, destek videosu çekildi. Tarafımızdan başlatılan imza kampanyasında yaklaşık 2000 imza topladık. Tüm bu eylemsellikler devam ederken, birçok gazete ve portal mücadelemizi haberleştirdi. Bu süreçte beklentimizin çok üstünde destek gördük. Radyo ve televizyon programlarına konuk olduk, okulumuzun farklı alanlarında oynadığımız sokak oyunlarıyla da üniversite öğrencilerine ulaşmaya çalıştık.
Sizce rektörlüğün geri adım atmasındaki başlıca etkenler nelerdi?
Rektörlüğün geri atma nedenlerinden biri şüphesiz ve en önemlisi olarak tiyatro yapma isteğimizden vazgeçmeyeceğimizi görmeleri oldu. Sahneden attılar, dekorlarımızı bize danışmadan tasfiye etmeye çalıştılar. Ancak biz yine de kantinde, meydanda ve çimlerde oynadık. Bununla birlikte bahsetmiş olduğumuz gibi bürokrasi işlemlerin eksik kalmamasıyla birlikte; bizi uzaklaştırdıkları 50 günün dolduktan sonra sahneyi işgal etmeye değil, sahneye sadece tekrardan tiyatro yapılabilmesi için tüm salonu temizleme amaçlı girdiğimizi göstermemiz de ikinci sebep olarak söyleyebiliriz. Bu sayede rektörlüğe ne kadar çok tiyatro yapmak isteğimizi belirttik. Başlatmış olduğumuz imza kampanyasının git gide büyümesi, bize destek veren gazetelerde yazılarımızın yayınlaması, televizyon ve radyo programlarına katılımlarımızla bize olan destek artmaya başlaması ile üniversitelerdeki amatör tiyatro gruplarının sesini okulun düşündüğünden çok daha fazla duyurduk. Böylece “Mecburen” geri adım attılar diyelim.
Bu kampanyanın İstanbul Üniversitesi içinde de bir hareketlilik yarattığı görülüyor. Nisan başında okulda boş duran eski basketbol sahasının, alternatif bir Öğrenci Kültür Merkezi haline getirilmesi için bir girişim başladığını gördük. Bu hareketin talepleri ve sahne kampanyası ile ilişkisi nedir?
2010 yılında Öğrenci Kültür Merkezi’nin kapatılması, İstanbul Üniversitesi’nde faaliyet gösteren birçok kulübün çalışmalarını sürdürmesine engel olmuş, ayakta kalabilenler ise çok zor şartlarda üretim yapmaya başlamıştı. Yaşananlar kulüplerin birbirleriyle olan bağlarını zayıflatmış, kulüpler yalnızlaştırılmaya başlanmıştı. Fakat bunlar İstanbul Üniversitesi gibi öğrenci dinamiğinin çok yüksek olduğu bir okulda olunca, kulüplerin yeniden Öğrenci Kültür Merkezi çatısı altında, bir arada faaliyet gösterebilecekleri ihtimali bile “bir olmamızı” sağladı. İ.Ü. Sahne Dayanışması’nın – sene sonuna kadar!- sahneyi geri aldığı okul tarafından bildirilirken, bir yandan da bir grup İstanbul Üniversitesi öğrencisi, okulun öğrenciye kapalı olan kısımlarında etkinlikler düzenlemeye başladı. Sonrasında ise bu etkinlikler Alternatif Öğrenci Kültür Merkezi’ni oluşturmaya evirildi. Alternatif ÖKM’nin oluşturulacağı yer için, Fen ve Edebiyat Fakültesi’nin alt katında bulunan, şu an kullanıma kapalı olan spor salonu seçildi. Bu alanda film gösterimleri yapılmaya başlandı. Biz de kulüp olarak orada doğaçlama tiyatro atölyesi yapmayı düşündük ancak okul yönetimi, kullanılan alanı kilitledi. Buna rağmen bahsettiğim etkinlikleri düzenleyen arkadaşlar farklı alanlarda da olsa çalışmalarını sürdürüyorlar.
Yayınladığınız bildiride yaz aylarına rektörlüğün sahneye dair aldığı kararı değiştirebileceğine dair bir şüphe duyduğunuzu belirtmişsiniz. Daha önce de benzer bir durum yaşandı mı?
Evet öyle bir şüphemiz var. Hem 2010 sürecindeki hem de dayanışma sürecindeki deneyimlerimiz bizi bu şüpheye itti. Öncelikle 2010’da Öğrenci Kültür Merkezi’nin kendi binasından tasfiye edilip binanın AUZEF’e verildiği dönemde öğrencilerin yoğun muhalefeti karşısında, rektörün öğrencilere verdiği çok büyük vaatler vardı. ÖKM bünyesindeki her kulübe birer oda verilmesi, yeni ve daha büyük bir ÖKM binası yapılması gibi. Fakat okul vaatlerin hiç birini yerine getirmediği gibi bir gece vakti binadaki ÖKM tabelasını indirip AUZEF tabelasını taktı. Ve o süreçte ÖKM bünyesinde faaliyet gösteren kulüpler fakültelere dağıtıldı, altyapı imkanları ve yaşam alanları ellerinden alınan bir çok kulüp kapanmak zorunda kaldı. Son süreçte yaşadıklarımız da pek farklı değildi. 2010 yılında iyi tanıdığımız bürokrasi yine aynı yöntemi seçti. Öğrencilerin okulda olmadıkları ara tatili fırsat bilerek sahneyi yıkmaya çalıştı. Fakat bizlerin dayanışması karşısında geri adım atmak zorunda kaldı. Geçmiş deneyimlerimizi göz önüne aldığımızda evet bir kazanım elde ettik fakat süreç halen muğlak. Rektörlüğün geri adım atmasına rağmen konuya dair tek bir açıklaması bile henüz yok. Sahnenin gelecek yıl veya ondan sonraki yıllara dair akıbeti henüz net olmamakla birlikte hala yaşam alanımızın elimizden alınma riskiyle karşı karşıyayız.
Sahne dayanışması sürecinin sonunda bir kazanım elde edildiği söylenebilir. Bundan sonra neler yapmayı planlıyorsunuz? Sahne sorunu yaşayan diğer üniversite gruplarına önerileriniz var mı?
Öncelikle sahnemizin devamlı olarak bizde kalması için veya aynı koşulları sağlayacak yeni bir sahne alternatifi verilene kadar mücadelemize devam edeceğimizi bildiririz. Biz bir üniversite tiyatrosuyuz, alternatif ve yoğun koşullar altında tiyatro yapmaya çalışıyoruz. Her sene kulübümüze yeni katılan arkadaşlarla birlikte bir prodüksiyon çıkarmayı hedefliyoruz. Ancak Sahne Dayanışması sürecinde 2 ay boyunca sahnemize giremedik bu da doğal olarak planlamamıza yansıdı. Şu sıralar prodüksiyonu tamamlama aşamasındayız bu yüzden çok yoğun bir süreçten geçiyoruz. Okul ile olan bürokratik temaslarımız halen devam etmekte fakat oyunumuzun sahneleme ve prodüksiyon çalışmalarına ağırlık vermiş durumdayız. Ancak çalışmaların tamamlanmasından sonra özellikle sahne akıbetinin belirsizliğinin giderilmesine yönelik net cevaplar alabilmek adına yeni bir sürece gireceğimizi tahmin ediyoruz ve bu yönde hazırlanıyoruz. Buna dair kendi aramızda sürekli gündeme getirdiğimiz çeşitli eylemsellik planlarımız da mevcut. Yaşadığımız bu sahne sorunu aslında birçok üniversite tiyatrosunun yaşadığı bir durum. Bu sürecin kazanımla sonuçlanmasının en önemli etkeni geri adım atmadan hızlı bir şekilde durumu kamusallaştırmamız oldu. Aynı süreci yaşayan bütün kulüpler de yaşanan sorunu tüm boyutlarıyla kamusallaştırıp, bir kamuoyu desteği elde etmeye özen göstermeli. Sesimizi duyurmaya başladığımız vakit, haklarımızı arayacağımız ve geri adım atmayacağımız okul tarafından da anlaşılıyor. Süreci sürekli şeffaf tutmak da okulların oyalamacı politikalarına ket vurmuş oluyor.
Dila Okuş/ Mimesis Söyleşi
(1)Kamuoyuna;
İstanbul Üniversitesi ÖKM Tiyatro Salonu’nun, Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi (AUZEF) tarafından büro yapılmak istenmesi ile başlayan, İÜ Fen Fakültesi Tiyatro Kulübü ve ÖKM Sahnesi’nin ana yürütücülüğünü üstlendiği İÜ Sahne Dayanışması süreci İÜ Rektörlüğü’nün geri adım atmasıyla bir kilometre taşını geride bırakmıştır.
Okul yönetiminden kulüplere gelen başka alanlarda daha az çalışma yapma önerileri kulüpler tarafından reddedilmiş, sorun gerek medyada yapılan haberlerle gerekse fakülteler içinde oynanan tiyatro oyunlarıyla kamusallaştırılmıştır. İÜ öğrencileri sorunu giderek daha çok sahiplenmiş ve böylece İÜ yönetimi giderek büyüyen bir kitlenin tepkileriyle karşı karşıya kalmıştır. Başta “Sahne yıkılacak, Büro yapılacak” ana fikriyle hareket eden İÜ yönetimi, eğitim-öğretim sezonunun ortasında yani öğrencilerin okulda yoğun bulunduğu bir dönemde kitlesel bir protesto ile karşılaşabileceğinin hesaplarını yapmış böylece strateji değişikliğiyle AUZEF’in “tiyatro salonunu büro yapalım” talebini askıya almış ve kulüplere ÖKM Tiyatro Salonu’nun kulüpler tarafından kullanımına devam edilmesi yönünde dilekçeler göndermiştir. Böylece sürecin asıl muhatapları konumunda bulunan iki kulüp (İÜFFTK ve ÖKM Sahnesi) sahnelerini geri almış ve tiyatro çalışmalarına ve üretimlerine kaldığı yerden devam edebilmiştir.
Gelinen noktada mekansızlaştırma/yaşam alanlarından kopararak yok etme politikası karşısında dayanışan tiyatro bileşenleri olarak bizler sessiz kalmamanın ve dayanışmanın önemini ve gerekliliğini bir kez daha görmüş olduk. Bu direncin bundan sonraki süreç içinde önemli olduğunun farkındayız. Çünkü, 2010’daki ÖKM’nin kapanma sürecinde tüm tepkilere rağmen öğrencilerin okulda olmamasını fırsat bilen İÜ yönetimi, yaz aylarında ÖKM binasını tamamen AUZEF’in kullanımına hazır hale getirmişti. Yine eğitim-öğretim döneminin sonunda, yaz aylarında –öğrencilerin büyük bir çoğunluğunun okulda olmadığı bir dönemde- İÜ yönetiminin olası bir strateji değişikliği yaparak ÖKM Tiyatro Salonu’nu tekrar büroya çevirme girişimlerinde bulunabileceğinin farkında olduğumuzu dolayısıyla sürecin birincil takipçileri olmaya devam edeceğimizi kamuoyuna duyuruyoruz.
Bu süreç boyunca bize destek veren tüm tiyatro ve tiyatroculara, kurumlara, bireylere kısacası tüm duyarlı çevrelere teşekkürü borç biliriz.
İstanbul Üniversitesi ÖKM Tiyatro Kulübü / ÖKM Sahnesi
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Tiyatro Kulübü