Onu tanıyanların, coşkulu, şakacı ve iyimser olarak nitelendirdikleri tiyatrocu Yenovk Şahen, 24 Nisan 1915’te, henüz 26 yaşındayken İstanbul’da diğer aydınlarla birlikte tutuklanıp Ayaş’a sürgün edildi. Birçokları gibi Şahen de bu yolculuktan dönemedi. Tutkulu bir sosyalist olan Şahen’in çokça iş sığdırdığı kısacık hayat öyküsünü, İstanbullu yazar, filolog ve tiyatrocu Nişan Beşiktaşlıyan’ın 1969’da kaleme aldığı ‘Taderagan Temker’ (‘Sahneden Yüzler’) adlı çalışmasından, özetle aktarıyoruz.
Sahnede Yenovk Şahen ismini kullanan sanatçının asıl adı Yenovk İbranosyan’dı. Batı Ermeni Tiyatrosu’nun tek şehididir o. 24 Nisan 1915’te, İstanbul’da diğer aydınlarla birlikte tutuklandı ve sürgün edildi. O acı günlerden hayatta kalanların tanıklığına göre, Yenovk, en şakacı, en coşku dolu ve en iyimser olanlarıydı.
Bir kız kardeşi ve bir ağabeyi vardı. Tanınmış bir matematik öğretmeni ve eski bir Taşnak olan ağabeyi Krikor Ankut da sürgün edildi ve mucize eseri hayatta kaldı.
Yenovk, Bedros Atamyan’ın biyografisini okuduktan sonra tiyatroya ilgi duymaya başladı. Ancak Sultan Hamid istibdadında, tiyatro yapmak neredeyse imkânsız hale gelmişti. O sıralar, yalnızca Türkçe melodramlar sergileyen Mınakyan Kumpanyası halen faaldi. Yenovk, komedyen Mikayel Çaprasdciyan’ın aracılığıyla burada bir rol kapmayı başardı.
Taşnak Partisi üyesi olan ve etrafında birçok sosyalist entelektüel bulunan Yenovk, özgürlük için mücadele etme isteğiyle doluydu.
Tiyatro Aşığı, Ateşli Siyasi
Coşkulu biriydi; çoğu zaman, öfkesini kontrol etmekte zorluk çekiyordu. Nitekim çevresindekiler ona ‘sopacı’ sıfatını yakıştırmışlardı. Bu yüzden partide de sıkıntılar yaşadı ve ihraç edildi. Ancak bu durum, onun partiye duyduğu sevgiyi azaltmadı.
Yenovk, 1908’in 19 Temmuz’unda birkaç arkadaşıyla birlikte, Üsküdar’da, Ermenice tiratlardan oluşan bir dinleti sundu. François Coppée’nin ‘Demircilerin Grevi’ adlı monoloğunu ve ‘Othello’dan üç monoloğu sahneye taşıdı. Bu, bir oyuncu olarak, aile içinde ve arkadaş meclisleri dışında, seyirci karşısına Ermenice bir gösteriyle ilk çıkışıydı. Büyük bir coşkuyla karşılanan bu ilk gösteriden hemen sonra, Aşod Madatyan’la birlikte, ‘Özgür Sahne’ adlı tiyatro kumpanyasını kurdu. Özgür Sahne’nin program kitapçığında “Sosyalizm davasını savunan ve halkımızda bu bilinci uyandıran sahne eserlerine özel ilgi gösterilecektir” yazıyordu. Daha sonra Beyoğlu’nda, Üsküdar’da, Kadıköy’de ve Kumkapı’da, Baronyan, Levon Şant, Molière, (Paolo) Giacometti, Dumas, Schiller, Octave Mirbeau gibi yazarlardan, bir dizi sosyalist içerikli oyun sahnelediler. Bir yıl sonra, 1909’da, Aram Vroyr’un önderliğinde Ermeni Dram Kumpanyası kuruldu ve Kumkapı’da Kapriyel Suntugyants’ın ‘Bebo’ adlı oyunu, Adana Katliamı kurbanlarına yardım için sahnelendi. Yenovk Şahen, daha sonra Zarifyan, Mınakyan ve Felekyan gruplarında da sahneye çıktı.
Kaderin Dönüm Noktası
Yenovk, İstanbul’un çeşitli semtlerinin yanı sıra Bardizag, İzmit, İzmir, İskenderiye ve Kahire’de turnelere katıldı. Ermeni Dram Kumpanyası, Kahire’de Dikran Gamsaragan’ın ‘Kurtuluş’ adlı oyununu sahneledi. Gamsaragan, aslında, Kahire’de kalıcı bir tiyatro oluşturma gayretindeydi. Ancak Vartan Papazyan bu projenin gerçekleşmesine engel oldu. Gamsaragan’ın bu hayali gerçekleşseydi, Yenovk Şahen’in kaderi de tümüyle farklı olabilirdi.
Yenovk’un İstanbul’a dönüşünden kısa bir süre sonra I. Dünya Savaşı patlak verdi. Yenovk bir gösteri düzenleyerek, kısa süre önce Paris’ten İstanbul’a gelmiş, genç bir Vanlı oyuncu olan Levon Harutyunyan’ı da sahneye çıkardı. Max Dreyer’in bir oyununda, aynı kıza sevdalanan bir baba ile oğulu canlandırdılar. Bu, onun Ermeni sahnelerindeki son oyunu oldu. İlk gösteriden önce, Verçin Lur (Son Havadis) gazetesinin 4 Ocak 1915 tarihli nüshasının birinci sayısında, Yenovk’un fotoğrafı altında, onu öven ifadeler kullanılıyordu. Son olarak Ermeniler tarafından düzenlenen Türkçe bir temsil olan ‘Yahudiler’ adlı oyunda rol aldı. Nişantaşı’ndaki evinde tutuklandı ve bir daha geri dönemeyeceği Ayaş’a sürgün edildi.