[Pınar Can ve Aymila Karavardar’ın 10 Şubat tarihli Yeni Asır Gazetesi’nde yayınlanan ve tiyatro sanatçısı Vedat Murat Güzel ile yaptığı okuyucularımızla paylaşıyoruz.]
Dizi ve sinema oyunculuğunun merkezi kabul edilen İstanbul, yurdun dörtbir köşesinden oyuncuları çekerken, İzmir’in yetiştirdiği başarılı tiyatro sanatçısı Vedat Murat Güzel, çeyrek asırdır memleketini terk etmedi. Sadece tiyatroyla hayatını kazandığını belirten Güzel, tiyatronun her dalıyla ilgisini sürekli pekiştirdi. Yönetmen, yazar, oyuncu, televizyoncu olarak İzmir’de öğrencilik yıllarından itibaren sahnede olan Vedat Güzel, İzmir’de doğaçlama tiyatro ve pandomimin patlamasını sağladı..
Sosyal sorumluluk projeleriyle de gündeme gelen Vedat Güzel, doktorlarla hijyen ve hastalıklardan korunma yolları, kadın sorunlarına dikkat çeken oyunlar, TURMEPA ile deniz temizliği gibi güncel konularla da ilişkisini kesmedi. Aldığı onca dizi ve sinema teklifini geri çeviren Güzel, tiyatro sevdasıyla geride bıraktığı 25.yılını 8 Şubat Cumartesi günü Narlıdere AKM’de kutladı.
Tiyatro Delilikti
– Kendinizden ve oyundan bahseder misiniz?
Çocukluğumdan beri tiyatroya ilgi duyuyordum. Neden ve nasıl ilgi duydum bilmiyorum. Sadece ilgi duyuyordum. TRT’de yayınlanan tiyatro oyunlarını büyük bir zevkle izlerdim. Shakespeare’in çok ünlü eserleri oynardı. Çok etkilenirdim bir de ablam çocuk gelişimi okuyordu, onun yaptığı kuklalar beni çok etkilerdi ve mahalledeki bütün çocukları toplar onlara kukla gösterisi yapardım. 1989 yılında ilk kez tiyatro oyununda oynayıp para kazandığım tarihten bu yana da 25 yıl geçmiş. Bu süreç içerisinde tabii tiyatroyla uğraşma başka bir şey yap, aç, sefil kalırsın dediler. Özellikle benim zamanımda tiyatro yapmak gerçekten delilikti, çok zordu. Biz de pek çok zorluk içerisinde, İzmir’de tiyatro yapacağız diye inadına çabalayan arkadaşlardık. Sokaklarda yaptık, inşaatlarda yaptık, arkadaşlarımızın boş dükkanlarında yaptık. Ailem de istemiyordu tiyatro yapmamı.
Bütün bunlara karşı inatla tiyatroyla ilgilendik. Sonra yavaş yavaşkendi tiyatromuzu kurduk. Konak Belediye Tiyatrosu’nda çalışmaya başladım, işi öğrendikçe yaptıkça daha kaliteli işler çıkmaya başladı. Devlet Tiyatrosu Müdürü Cengiz Yılmaz ve Hakan Boyav’dan eğitim aldım. Şimdi Devlet Tiyatroları’nda bulunuyor. Yeni Asır Gazetesi’nde imza ekinde çalışıyordu, Yeni Asır’ın gençlik tiyatrosunu yönetiyordu. Ben de o zamanlar bir amatör olarak Yeni Asır Gazetesi’nin gençlik tiyatrosuna geliyordum. Yaşam koçluğu, playback tiyatro için uluslararası çalışmalarda yer aldım. Çocuklarla drama yapmaya, büyüklerle bu saatten sonra yapamam derken tiyatro yapmaya başladık. Şuan 4 yaşında da 73 yaşında da öğrencim var. Onların keyif alacağı tarzda çalışmalarla tiyatroyu sevdirerek oyunlar çıkartıyorum. İzmir’de levanten tiyatrosunu tekrar hayata geçirdik. İzmirli levantenler çok eskiden okuma tiyatroları yapıyorlarmış daha sonra kendi dilleriyle tiyatro yapmaya başlamışlar. Bunları izleyen o zamanın küçükleri büyümüş onlar dede olmuş, acaba biz de yapabilir miyiz, torunlarımıza sevdirip bu kültürü yaşatabilir miyiz derken benimle buluştular. Onlarla 6 yıldır çok güzel oyunlar sergiliyoruz. Şu an İzmir’de 7 farklı tarzda oyun oynayan tek ekibiz Narlıdere’de. Oradaki ekiplerle de festivallerde sürekli oyun oynamaya başladık. Bu yolda iki festivale ikişer oyunda katılan tek yönetmen oldum ben.
Terapi Gibi Oyunlar
– Forum tiyatro ve playback tiyatroların içeriği nedir?
Forum tiyatro, playback tiyatro daha çok oradaki insanların sorunlarını çözmeye yönelik biraz terapi gibi onlara sorunlarını biraz daha farklı gözlerle bakmalarını, beyin cimlastiği yapmalarını sağlayan tiyatronun farklı bir dalıdır. Daha keyifli ve güzel bir bölüm. Onun dışında Tepecik Hastanesi’ndeki doktorlarda sağlık çalışanlarıyla çocuk oyunları çıkartıp hem hijyen konusunda bilgilendiriyoruz hem de tiyatroyu sevdiriyoruz. TUBİTAK projesi yaptık bununla ilgili
– Tiyatroya başlamak isteyenler için önerileriniz nelerdir?
Öncelikle çok okuyup çok tiyatro izlemeleri gerekiyor. Tiyatrocu olacağım diye sadece tiyatro değil, sanatın her dalıyla ilgilenmesi çok önemli. Ben küçükken sürekli operaya giderdim. Boş vakitlerimde resim sergilerini dolaşırdım. Sanatı bir yaşam biçimi olarak kılmanız gerekiyor. Doğru yerden doğru eğitimi almak da çok önemli. Denemelerinde fayda var ama illa oyuncu olacağız diye düşünmesinler çünkü oyunculuk aynı zamanda kötü bir şey. Kişiliğiniz eğer tam oturmamışsa egonuzu şişiren bir iştir tiyatro, sanat, televizyon.. Egosu şişen insan da genelde zararlı insan olur. Belirli bir olgunluktan sonra olması gereken bir şey.
– Oyuncu, yönetmenlik, televizyonculuk ve yazarlık yönünüz de var…
Çocuk oyunları ve gençlik oyunlarını yeni oyun bulamamaktan doğan bir ihtiyaçla yazmaya başlamıştık. Bir de sahneyi, çocukları biliyoruz yıllardır. Bu bildiklerimizi tecrübe olarak daha onlara uygun oyunlar bulma açısından oyunlar yazmaya başladım. Son 2 yıldır da Büyük Oyun’u yazıyorum. Geçen yıl annemi kaybettim, annemin anısına bir drama oyunu yazdım ve sergiledik. Kadınları anlatan bir oyundu. Bu yıl da yine aşkı anlatan “Her Yaşta Aşk” adı altında iki kişilik bir oyun yazdım, onu sergileyeceğiz. Bunların hepsini şimdi kitaplaştıracağız. Bu ikinci kitabım olacak aslında. Birinci kitabımı ben Keşan’da askerdeyken bir kreş açmıştım, o kreş büyüdü ve bir anaokulu halini aldı ve bu daha önce orada olmayan bir şeydi. Orası için derlemelerden oluşan bir kitap bastım çocuk eğitimi ile ilgili. Yeni Asır’da, Ege TV’de Kanal 1’de 12 yıl boyunca çocuklar ile ilgili program yaptım. Radyoda ise şiir ve öykü programı yaptım o da güzel bir tecrübeydi ama galiba ben daha çok görsel iş yapmayı daha çok seviyorum. Çünkü ben ne kadar farklı şeyler yapsam da kendimi oyuncu olarak adlandırıyorum.
‘İnadına İzmir!’
– İstanbul’a gitmeyi düşündünüz mü?
İzmirsiz yaşayamam. Birçok arkadaşım İstanbul’a gitti dizilerde, filmlerde oynamak için bende o yolu seçebilirdim ama benim için sahne daha önemli zaten tiyatro oyuncuları için sahne er meydanıdır. Biz zor olanı seçtik, İzmir’de kaldım. Artık ‘inadına İzmir’ slogan oldu bizim için. 25 yılda İzmir’de sadece tiyatro ile hayatını sağlamak geçindirmek çok zordur. Herkes mutlaka ek iş yapar, ben yapmadım sadece tiyatro ile uğraştım.
BKM Mutfak’a alternatif Banyo
– İzmir’de ilk doğaçlama tiyatro gösterisi yapan ekipsiniz sanırım…
Günümüzde tiyatro sporuyla doğaçlama tiyatro birlikte alınıyor. Ama biz ikisinden de farklı bir tarz yarattık. Tiyatro sporu olmayan, gerçekten doğaçlama olan bir tiyatro. Adı “Banyo”. BKM Mutfak’a karşı Banyo’yu yaptık. Hatta bunun için Eser’le görüştük. Eser konuk olarak alacaktı bizi programına fakat program tatile girdi malesef. Bu yüzden yeni yayın dönemine kaldı. İstanbul’da, onunla gençlik tiyatro ödülünü aldık. O anda insanlarla beraber yarattığımız oyunları sergiliyoruz. Değişik karakterlerle. Bir de İzmir’e pandomim’i sevdiren bir ekip kurdum. Daha önce pandomim çok bilinen duyulan bir sanat değildi. Ama biz bunu sokaklara, alışveriş merkezlerine ve daha sonra her yıl İzmir Sanat Kulesi’nde çok büyük katılımlı herkesi bu oyuna dahil ettiğimiz “Binbir pandomimci” etkinliğne taşıdık. Böylelikle herkes pandomim’i bilmeye tanımaya ve pandomim yapma isteği duymaya başladı. Okan Bayülgen programına konuk aldı bizi. Oraya yaklaşık 60 kişilik bir ekiple yüzlerimiz boyalı katıldık. Bunun dışında forum tiyatro yapıyoruz. Fazla örneği olmayan bir şey. İnsanlara bir yerde terapi gibi oluyor. Yine playback eğitimi alıyorum. Bu Türkiye’de çok az örneği olan bir tarz.