Mimesis Haber / Bilindiği üzere Kültür Bakanlığı’nın bu seneki ayrımcı, keyfi destek politikasından dolayı yardım alamayan tiyatro grupları 21 Kasım’da basına kapalı bir toplantıyla bir araya gelmiş, ardından 1 Aralık’ta Ses Tiyatrosu’nda yapılan bir basın açıklamasıyla bakanlığın destek politikası kamuoyu nezdinde de kınanmıştı. Ardından 4 Aralık’ta Taksim Hill Otel’de bir araya gelen gruplar, Türkiye Barolar Birliği ve Oyuncular Sendikası’nın desteğiyle hukuki mücadele başlatma kararı aldılar.
Bu grup iletişimini diren tiyatro adlı mail grup üzerinden sağlıyor. Geçtiğimiz günlerde, çok çeşitli kurum ve kişiden oluşan bu iletişim platformunda bir temsiliyet tartışması yaşandı. Konuyla ilgili Özgür Eren’in “Diren Tiyatro, Ama Artık Diren” başlıklı yazısı Mimesis’te yayımlandı. Ardından Sanatçılar Girişimi adlı oluşumdan mail gruba bir açıklama geldi. Gönderilen açıklamada bir kişi (Mustafa Demirkanlı) ve bir kurum (BGST) adına ağır ithamlar yer alıyor; bu kişi ve kurumun mail gruptan ayrılmaları gerektiği iddia ediliyor. Konuyla ilgili açıklamayı kamuoyuyla paylaşıyoruz.
Sanatçılar Girişiminden Zorunlu Açıklama
Değerli arkadaşlar,
‘Diren Tiyatro’ adıyla girişimimiz katkısı ve çağrısı ile ortaya çıkan birlikteliğimiz, azımsanmayacak-küçümsenmeyecek bir çıkış yaparak önce basına kapalı bir toplantı gerçekleştirmiş orada oluşturulan ve değerli bulduğumuz bir komisyon tarafından kaleme alınan bildiriyi de basına ve kamuoyuna deklere etmiştir.
Söz konusu bildiri, ‘yandaş medya’ dışındaki tüm yayın organlarının hepsinde hak ettiği yeri bulmuş-canlı yayınlar yapılmış, girişimimizin değerli üyeleri meseleyi çeşitli TV programlarında dile getirmişlerdir.
Bu süreçte, Barolar Birliği Genel Başkanlığı’ndan gelen “hukuki süreçte Sanatçılar Girişimi ile birlikte çalışıp geleceği örmek” çağrısı değerlendirilmiş ve Tiyatro Platformu ile TOBAV ortaklaştırılarak yola çıkılmıştır.
Baro desteğinin değerli bulduğumuzu ve sonuna kadar bu çalışmayı yürüteceğimizi, istemlerimizin örtüştüğü ÇALIŞTAY’ı gerçekleştirmek için çaba koyacağımızı, İstanbul Hill Otel toplantısında basına deklere ettik.
Sanatçılar Girişimi olarak, meselenin ‘destek verilmeyen tiyatrolar’ ve ‘14. madde’ düşmanlığı ile sınırlı olmadığını, sistemin tüm sanat alanlarını yok etme girişimi ile karşı karşıya olduğumuzu biliyor mücadele zeminimizi de bunun üstüne kuruyoruz.
3. yılına yol alan, ülkemizde yaşanan her tür eşitsizliğe-hukuksuzluğa-soyguna-yasaklara-sanat ve sanatçı düşmanlığına-talana karşı onlarca metin yayınlamış, sokaklara çıkmış, geceler düzenleyerek reaksiyonlar örgütlemiş, toplam 462 değerli sanatçıdan oluşan girişimimiz; ırkçı-dinci-faşist gericiliğe ‘yetmez ama evet’ adıyla sisteme yamanan liberal aymazlığa karşı gereğini yapmaya devam edecektir.
Bu anlamda, ‘Diren Tiyatro’ adıyla yürütülen çalışmada bizleri, “yetersiz-gereksiz-bencil” diye saptamalar yaparak karalamaya çalışan, birlikteliğimizi güçlendirecek öneri yerine kendilerine ‘rol çıkaran’ anlayışları şiddetle reddediyoruz.
Amacımız, Baro’nun işimizi kolaylaştırdığına inandığımız hukuki dayanışmayı ve birlikte yapılacak her tür çalışmayı sizlerle ortaklaştırmak, tüm sanat alanlarının yok edilme politikalarının önünü kesecek eylemler-yargı süreci ve yasa çalışmaları yapmak için çabalamaktır.
Bu çalışma, yalnız tiyatro sanat alanına değil tüm sanat alanlarının katılımlarına açıktır.
Durumu ‘temsiliyet’ tartışmasına kilitleyerek, oluşturulan yazışma grubu üstünden önderlik pozisyonları çıkarmak, bizim çalışma-üretme ve mücadele etme anlayışımız ile örtüşmemektedir.
Sonuç olarak, Mustafa Demirkanlı adlı yurttaşın çirkin ve sisteme yamanan tavrını öteliyor, BGST’nin ‘baş olma’ girişimini ise ayrıştırıcı bir yetersizlik olarak görüyoruz. Bu anlamda, kendilerini bu birlikteliğin içinde görmeyen her yapı ve birey buradan ayrılmalıdırlar.
Sanatçılar Girişimi’nin ne yapacağına nasıl yapacağına karar verecek olanlar, bu girişimin katılımcısı olan ve çalışmalarına-eylemlerine omuz veren değerli sanatçı dostlarımızdır.
‘Diren Tiyatro’ başlığı ile yürütülen hak arama ve direnme zemininin, aynı duyarlılık ve saygıyla sonuna kadar sürdürüleceğini bildirir, hepinize mücadelemizde kolaylıklar ve başarılar dileriz.
Özgürlük olmadan sanat, sanat olmadan özgürlük olmaz.
Susmuyoruz susmayacağız.
SANATÇILAR GİRİŞİMİ