[Ziyaver Şencan’ın ünlü tiyatro ve sinema oyuncusu İngrid Bergman ile ilgili yazdığı ve Radikal Blog’ta yayınlanan yazıyı okuyucularımızla paylaşıyoruz.]
Şimdi, kayda değer bir risk alıyorum ve dünya sinemasının gelmiş geçmiş en güzel aktrislerinden biri olarak kabul edilen İngrid Bergman için ‘o aslında fazla güzel değildi’ diyorum. Hemen ardından da, adeta aldığım riskin katsayısını artırmak istercesine ‘harakiri’ kıvamında bir adım daha atıyorum ve kazandığı sayılamayacak kadar çok ödül arasında 3 de Oscar olan sanatçı için ‘ve ilâveten o, aslında iyi bir oyuncu da değildi’ diye ekliyorum.
Yoo, durun lütfen! Peşinen akıl sağlığımdan şüphe etmek, ya da beni, kendini had safhada beğenmiş bir ukalâ b.. böceği olarak nitelemek arasında gidip gelen bir hükümler setine sahip olmadan önce, yazımın tamamını okuyuverin bir zahmet.
Ondan sonra vereceğiniz yargı, tabii ki başım gözüm üzeredir, bu da böyle biline.
Hakkında kallavi ‘gıybet yaptığım’, arkasından ‘acımasızca çekiştirdiğim’ ve de bu türden münasebetsizliklerime yazımın ilerleyen bölümlerinde de (yazımın vaat, nisbet ve ima ettiği mesajın salimen okura geçmesi bakımından) devam edeceğim İngrid Bergman (Stokholm, 1915 ? Londra, 1982), dünya sinemasının ve tiyatrosunun en spektaküler addedilen aktrislerindendi. Sanatçı aynı günde, 29 Ağustos’ta doğdu ve öldü. Bu tesadüf, ölümünden sonra hakkında yapılan sayısız yayının ortak noktalarındandı.
Bergman hakkında yapılan yayınların bir diğer ortak paydası da, onun oyunculuk yeteneği ve güzelliğiyle çok sıra dışı birisi olduğudur. Bu yazı, devasa boyuttaki İngrid Bergman literatürünün asal eksenini oluşturan bu mezkûr iddiaya yapılan mütevazi bir itiraz olarak okunması muradıyla kaleme alınmıştır.