Haziran ayının ilk günlerinde bir sabah bilgisayar ekranımda Skype telefonu ısrarla çaldı. Arayan Kuala Lumpur’dan radyocu bir arkadaştı. İstanbul ‘da neler olup bittiğini dehşetle merak ediyordu. Küçük bir ses kaydı yaptık. Ben dilim döndüğünce ona Gezi’de olan biteni anlatmaya çalıştım. Kaygıyla dinledi. Kapatmadan önce son sözü ”Bütün bunların ardından çok yaratıcı şeyler gelecek, merak etme’ oldu. Kendisi kültür sanat haberleri yapan, ciddi bir gazeteciydi. Beklentisini içten içe onayladım ve desteği için teşekkür ettim. Aslına bakarsanız o günlerden bu yana gerçekten de şehirde ‘bir elektrik’ hasıl olmuş durumda ve direniş estetik alandan çıkan müthiş işlerle, yaratıcılığı sokaktan beslenen heyecan verici sanat projelerine dönüşüyor bir bir… Bunlardan biri de Moda Yoğurtçu Parkı’na cephesi olan Galeri Park Art’ta açılan ‘Direnişin Estetiği’ sergisi. Gezi Parkı direnişinin ilham verdiği gönüllü sanatçıların katılımı ve ziyaretçilerin duvarlara yapıştırdıkları not yazılarından oluşan dinamik bir sergi bu. Ağustos ayı sonuna kadar sürecek sergide farklı ülkelerden 62 amatör ve profesyonel sanatçı yer alıyor. Özellikle Zeycan Alkış, Hande Kunt, Selam Hoşgör’ün işlerindeki mizah ve aynı zamanda minimal estetik dikkat çekici. Eserlerin satışından elde edilecek gelir Direnişin Estetiği Fonu’nda toplanacak, fon sergi sonunda sanatçı komitesinin belirlediği şekilde değerlendirilecek. Galerinin sahibi Alman fotoğrafçı Willy Sinn, Gezi olayları sırasında bu sergiyi yapmaya karar verdiğini ve çevresindeki herkesin ona canı gönülden katıldığını anlatıyor. Gezi’deki sanatçılara sergiden bahsetttiklerini ve onları davet ettiklerini söyleyen Sinn, aynı zamanda sosyal medya üzerinden farklı ülkelerdeki sanatçı bağlantılarını, dostlarını harekete geçirdiğini ve herkesin büyük bir coşkuyla sergiye gönüllü iş verdiğini söylüyor. Willy’nin galeriyi açarken asıl amacı burayı bir fotoğraf galerisi yapmakmış. Dünyanın pek çok ülkesinde fotoğraf çeken Willy üç yıl önce yine bir dünya turuna çıkmış. “İstanbul’a ilk geldiğimde Avrupa yakasında galeri için yer bakarken bu kentin tam anlamıyla bir dünya kenti olduğunu gördüm ve yerleşmeye karar verdim” diyen Willy aradığı ideal mekânı Moda’da Yoğurtçu Parkı’nın karşısında bulmuş. Willy, burada daha çok Türkiye ‘den ve yurtdısından genç sanatçıların işlerine yer vermek ve onları tanıtmak istiyor. “Aslında fotoğraf galerisi yapmak isterdim ancak fotoğraf henüz tam anlamıyla bir sanat objesi olarak kabul görmüyor. Zamanla o da olacak” diyen Willy, Türkiye’de sanat ortamının ve üretilen çalışmaların dünya ile yarışacak durumda olduğunu düşünüyor. Gezi’nin Türkiye’ye olan bakışını değiştirip değiştirmediğine dair yorumu ise şöyle: ”Bu olaylar daha önce politikayla ufaktan yakından ilgisi olmayan herkesi değiştirdi. Artık Türkiye’de yaşayan ve dışardan bakan yabancılar da Türkiye’yi farklı bir gözle izliyor”
Duygu Durgun Köseoğlu
Radikal