Bahar Çuhadar
Tiyatronun ‘alternatifinin’, ‘bağımsızının’ falan çok konuşulmadığı dönemlerdi. Özeller, ödenekliler -yani alışılmışın dışındaki- tiyatro adresleri tek tüktü. Mahir Günşıray’ların (Tiyatro Oyunevi), Şahika Tekand’ların (Studio Oyuncuları) vs. dışında farklı/yaratıcı/deneysel işlere uzananlara rastlamak için üniversite tiyatrolarının sahnelerine bakmak gerekiyordu. ‘Gaz ve toz bulutu’ndan başlamak istemezdim ama ‘Altıdan Sonra’ benim için en çok bu demek. Şimdi çoğu zaman sevinçle, kimi zaman eleştiriyle yaklaştığımız alternatif tiyatro âleminin başını çeken Altıdan Sonra Tiyatro, akşam 6’da sona eren mesaiden sonra tiyatro yapmaya girişen, tiyatroya üniversitede mimarlık-mühendislik okurken başlamış bir grup İTÜ’lü genç tarafından 1999’da kurulmuştu. 10 sene sonra Beyoğlu’ndan Tophane’ye inen Kumbaracı yokuşundaki 50 numarada mekânlarını açtılar: Kumbaracı50. Kurulduklarında “Burası misafir salonumuz” demişler, dedikleri gibi oldu; burası onlarca grubun da oyunlarını sahnelediği mekân oldu, oluyor.
15’inci yıllarına bir tık kala, biraz da delice bir cesaretle, başından beri biriktirdiklerini önümüze –yenilenmiş yorumlarla– serdikleri bir tür kapalı devre ‘şenlik’ düzenlediler. ‘15’ten Önce 6’dan Sonra’ adıyla, altı yerli yazarın 15 özgün oyununu 35 gösterimle seyirciyle buluşturdular. Ekibin kıvrak bir mizah diline sahip, üretken yazar-yönetmen ve oyuncusu Yiğit Sertdemir imzalı oyunları ve ‘6 Üstü Oyun’ projesi kapsamındaki yapımlar (Ebru Nihan Celkan, Civan Canova, Ayşe Bayramoğlu’nun metinleri) mayıs boyu sahnelendi. 15’inci yaşına görmüş geçirmiş halde girmeye hazırlanan topluluğun repertuar oyunlarına; birkaç yıldır görüş alanımızda olan genç oyuncuları dahil etmesi, kanlı canlı bir dayanışma tadı verdi.
Bir diğer hoşluk; Tomris İnce, Sumru Yavrucuk ve Ayşenil Şamlıoğlu gibi sezonda yine Kumbaracı50’de izlediğimiz isimlerin de bu repertuar oyunlarının ‘yeniden’ versiyonlarında karşımıza çıkması oldu. Önceki akşam bu versiyonlardan birinin, ilk gösterimi 2006’da Maya Sahnesi’nde yapılan ‘Öldün, Duydun mu?’nun prömiyeri yapıldı. Yiğit Sertdemir’in yazıp yönettiği oyunun ilkinde Erkan Kortan, Gülhan Kadim ve Aslı Can Kortan; yenisinde Tomris İncer, Ayşenil Şamlıoğlu ve Yiğit Sertdemir rol alıyor. İlk versiyonu değil ama pazartesi gecesi yenisini izledim. Işık açıldığı andan itibaren bir masal kitabının içine giriyormuş duygusu veren, oyun süresince masalsı atmosferini hiç düşürmeyen, finaliyle de şaşırtmacalı bir iş. Ölüp de ‘ara bölgede’ kalmış adamın (Yiğit Sertdemir) karşısına çıkan Tanrı kılıklı Tomris İncer ile masalcı kılıklı Ayşenil Şamlıoğlu nefis bir ikili olmuş. Tanrı inancına dair iğnelemeleriyle herkesi kolayca yakalayabilecek, finalinde “Yaşamak güzel şey, ümitli şey” dedirten bir metin. Pamuk denizini andıran dekoru, isabetli ışık tasarımı ve akıllıca mekân kullanımıyla yarattığı atmosfere seyirciyi rahatça dahil eden bir oyun. (Bana sadece o ‘rüya hali’ ve Tanrı-masalcı atışmaları azıcık uzun geldi.)
Gecikmeli bir ‘doğum günü tebriki’ olsun: Üniversite tiyatrosu geleneğinden gelen, biriktirdiklerini etrafıyla paylaşan, kendini hiç tekrar etmeyen ‘Altıdan Sonra’cılar tiyatro gündemimizden eksik olmasın…
‘Öldün, Duydun mu?’ cumaya kadar her akşam 20.30’da Kumbaracı50’de…