Zafer Diper
“Okey? Understand?” Bizim ufaklık şaşkın şavalak “Ne oluyor ya, mey de mey de? Bugün de İngilizce dersi mi vereceksin?” diyor. “No, no…” diyorum. “Yes, yes…” diyor. “Çocuğum,” diyorum, “May day ‘1 Mayıs’ demek; ‘mey dey mey dey’ dersen de bu uluslar arası çağrı, gemiden uçaktan falan gönderilen, ‘bana yardım edin’ demek…” “Haa anladım, ikisini birleştirince şöyle bir şey çıkıyor sonuçta: işçiler ‘imdat’ diye bağırıyor 1 Mayıs gününde. Bunla da bir şey demek istiyorsundur sen şimdi…” “1 Mayıs dünya emekçilerinin birlik, dayanışma ve mücadele günü… Ne ki memleketteki tüm polisler İstanbul’daydı…” “A-a, polis günü değil ki!” diyor ufaklık. “Sen lafı bırak, ne olduğuna bak…” diyorum. “Anlamadım…”diyor… “Şöyle anlatayım…” diyorum. “Devletin, içişlerinin, valiliğin bir armağanı oluyor 1 Mayıs 2013 polislere… Onların rahatlığı için sıkıyönetim ilan ediliyor önce; denizden karadan sinek uçmuyor, köprüler havada… Kimseye geçit yok, yalnızca kendileri… Güvenlik güçleri, Türkiye’nin her yerinden geliyorlar; çünkü buluşulacak yeri Taksim’i kimselere kaptırmaya niyetleri yok…” “Kendileri mi kutlama yapmak istediler?” “O günün şerefine sıkıyönetimli eğlenceler düzenlediler…” “Nasıl canım, nerde?..” “İstanbul’un her yerinde; bol sulu bol sıvılı gaz kokteylleri ve coplamalar eşliğinde, insanlara saldırarak…” “Dur şimdi sen, dalga mı geçiyorsun yoksa ciddi mi konuşuyorsun?”… Artık sürdüremiyorum alaysı anlatımımı, değişiveriyorum: “Bu eve her gün BirGün gazetesi giriyor, açıp bakmadın mı? Hiç değilse ana sayfaya. 2 Mayıs’ta ‘AKP Terörü’ydü başlık… 3 Mayıs’ta ‘Tam Gaz Yalan’… “Dur, bağırıp köpürüp durma, diyor ufaklık; “zaten ben ne dersem ya kızıyorsun ya da alaylı konuşuyorsun…” “Tamam,” diyorum, “kusura bakma da ilgisizliğine üzülüyorum…” “Yanlış düşünüyorsun!” diyor. “Gitar dersin nasıl gidiyor?” “Hoppala şimdi de müziğe geçtin birden…” “Rahatlayalım istiyorum biraz…” diyorum. “Sarper Özsan’ı tanıdın. Brecht’i Anma Günü düzenlemiştik, o da katılmıştı geceye, anımsadın mı?” “Hayır…” “Olabilir, çok küçüktün. Peki şimdi al şu notaları, çalış bu 1 Mayıs Marşını… Söz ve müzik Sarper’in… Şöyle birleştirdiğim şu kısa bölümü istiyorum senden… Şimdi bana, yakın bir gelecekte de umarım kitlelere seslenirsin bununla…” “Biraz daha ilerleteyim de çalmamı…” diyor. “Önce bir oku, duyalım…” diyorum.
“Vermeyin insana izin, kanması ve susması için
Hakkını alması için kitleyi bilinçlendirin
Bizlerin ellerindedir gelen ışıklı günler…
Gün gelir gün gelir zorbalar kalmaz gider
Devrimin şanlı yolunda bir kağıt gibi erir gider…”