Bu yıl 15.si düzenlenen Terakki Vakfı’nın Gençlik Tiyatroları Festivali, Boytchev’in yazmış olduğu birbirinden yetenekli ve hevesli oyuncuların can verdiği Albay Kuş adlı oyunla perdelerini tüm tiyatroseverlere açtı. Gün geçtikçe sayılarının artmasını arzuladığımız bu festivaller liseli oyuncuların bir yıllık emeklerini herkesle paylaşmaları acısından cok önemli gerçekten. Terakki Vakfı da 15 senedir kararlılıkla bu yetenekli ve hevesli oyuncuları sahnesinde misafir ediyor.
Henüz daha yeni bir ekip olan Esenyurt Kıraç IMKB Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi oyuncuları izleyenleri hayretler içine düşürecek oyunculuklarla bizlere çok güzel saatler geçirttiler. Oyunun uzunluğuna rağmen oyuncuların kıskanılacak derecede enerjileri ve oynama arzuları izleyicileri oyundan bir an bile koparmadı doğrusu. Yeni bir ekibin bu kadar başarılı işler çıkarması takdire şayan gerçekten. Yeni olmasına rağmen ekibin bu başarısının nedeni oyuncuların gözlerinde parıldayan oynama isteğidir bence. Zaten oyundaki bir oyuncunun tüm içtenliği ve samimiyetiyle söylediği “Gelin, gelin tiyatro oynayalım… Hadi gelin” deyip koltuklara dönerek, “Ben oynayacağım, sizleri mutlu edeceğim… Sizlerse beni alkışlayacaksınız, o zaman ben de mutlu olacağım” bölümü liseli bir oyuncu için tiyatro yapmanın ne demek olduğunu çok iyi özetliyor gerçekten.
Fakat üzücü olan şu ki, festivallere gelen izleyici eş dost akraba arkadaştan fazlası olamıyor maalesef. Bazı oyunlar boş koltuklara ve jürilere oynanıyor. Böyle olunca oyuncular da bu festivalleri yarışma gibi algılıyor ne yazık ki. Alkışlayacak izleyici bulamayınca ödüllere oynanmaya başlanıyor, festival havasından iyice çıkılıyor. O yüzden bu yetenekli gençlerin oyunlarına gidelim. Tiyatro adına döktükleri her damla ter için ellerimiz patlayana kadar alkışlayalım.
