İhsan Ata
Dostoyevski’nin Sibirya cezaevinden döndükten sonra yazdığı ustalık eseri sayılan “Suç ve Ceza” adlı romanı Deniz Şen Hamzaoğlu, Gülay Say ve Ömür Kayakırılmaz tarafından bu yıl kurulan Yabancı Sahne’de yerini alıyor. “Bireyin topluma, toplumun bireye yabancılaştığı bir zamanda” cümlesinden yola çıkarak Yabancı Sahne ismini alan topluluk ilk oyunları Suç ve Ceza ile klasik metinlere çağdaş yorumlar getirerek ekibin misyonunu oluşturmuşlar. “Eski metin yeni dramaturgi” düsturuyla tiyatronun temelini oluşturuyorlar. Deniz Şen Hamzaoğlu’nun uyarlayıp yönettiği ve oynadığı oyunda ona Gülay Say ve Ömür Kayakırılmaz eşlik ediyor.
Dünyanın en çok bilinen eserlerinden biri olan Suç ve Ceza’ya getirilen çağdaş dramaturgi ve yeni sahneleme tekniği sayesinde seyirciyi içine alan Yabancı Sahne,izleyenlerin algısını tamamen değiştiren bambaşka bir üsluba sahip. İşe, dekor ve aksesuardan sıyrılarak başlayan Yabancı Sahne, reji, performans ve dramaturgi masasına yüklenerekseyircinin arasında dolaşıyor.
Yabancı Sahne, sitesinde misyonunu: “Sanat ve sanatçı algısının tamamen değiştiği, sanatın bir gereksinim değil, entelektüel şımarıklık sayıldığı, toplumun bireye, bireyin topluma tamamen yabancılaştığı bir zamanda, Yabancı Sahne olarak, ilk oyunumuz “Suç ve Ceza”yı özellikle klasikleşmiş tiyatro ve edebiyat eserlerinin çağdaş yorumlarıyla perdesini açıyor. Temel düsturlarının eski metin, yeni dramaturgi kavramı, söz konusu yorumun temelini oluşturacak.” Şeklinde açıklıyor. (Kaynak: http://yabancisahne.com/ )
Açıkçası Türkiye’de klasik oyunlara getirilen çağdaş yorumların birçoğunu izlemiş biri olarak Yabancı Sahnenin Türk tiyatrosuna yeni bir soluk getireceğine inanıyorum. Esere bakış açıları ve farklı sahneleme teknikleri sayesinde ileride adından sıkça söz ettireceğinden de hiç şüphem yok. Özellikle klasik eserleri oturduğumuz yerden okunması bile başlı başına büyük bir zaman gerektirirken bunu tiyatroya uyarlamak, dramaturgi yapmak çok uzun ve ciddi bir süreye ihtiyaç duyuyor. Karakterleri ve dönemi tanımak, dramaturgisini yapmak kostümlerini tasarlamak vb. diğer türlerden çok daha zor ve yorucu bir iş. Bu açıdan çok önemli bir misyonu üstlenen Yabancı Sahne’nin mutlaka takip edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Sahneleme tekniğinin yanı sıra oyunculuk performansları da dikkat çekici.
Raskolnikov rolünde sahneye çıkan Ömür Kayakırılmaz, karakterin iç dinamizmini en yalın haliyle aktarıyor seyirciye Yoksul, gururlu ve ihtiraslı öğrenci Raskolnikov’u çok iyi tanıdığını söyleyebilirim. Üstün zekâsından dolayı işlediği gücün farkında olan Raskolnikov’u içselleştirerek kartondan kesilmiş bir karakter olmaktan uzaklaştırıyor. Diğer oyuncularla olan alışverişi ve her karaktere karşı ani değişen ruh haliyle oyunculuk performansını en üst seviyeye ulaştırıyor.
Alyona, Sonya ve Nastasya rolünde sahneye çıkan Gülay Say, karakterler arası geçişlerindeki başarısı bana kalırsa gecenin en başarılı işlerinden biriydi. Nastasya ve Alyona karakterindeki küçük ama sade anlatımı, özellikle Sonya karakterinde gösterdiği performans tüyleri diken diken eden bir ustalıktaydı. Karakterlerden hemen sıyrılarak yazının başında belirttiğim o anki karaktere girmesi benim için çok önemli. Çünkü az önceki karakterde de oynayan kişinin o olduğunu bilmenize rağmen oyunculuğun o kutsal sırlarıyla bir anda önünüzde gördüğünüz karaktere ve özelliklerine bürünebilmesi daha da önemlisi sizi buna inandırabilmesi muhteşem bir illüzyon değil mi?
Oyunda polis ve ayyaş olarak iki farklı karaktere bürünen Marmeladov- Porfir Ptroviç rolüyle Deniz Şen Hamzaoğlu için ne söylesem azdır. İlk bölümde bir ayyaşı oynarken seyircinin üstüne düşmemesi için dua ederken ikinci kısımda bir polisi resmi ve net tavırlarla canlandırıyor. Birbirine zıt bu iki karakterin yaratım sürecinde özellikle ayyaşla olan duygusal bağım bir anda polise duyulan sempatiye dönüşüyor.
Elbette birde Deniz Şen Hamzaoğlu’nda oyunculuğunun yanı sıra beni cezbeden uyarlaması ve rejisiydi. Oyunu izlerken beni en çok heyecanlandıran şey diğer yan etmenlerden sıyrılmasına karşın oynanan anın içerisinde olmamızı sağlaması. Herhangi bir aksesuar veya dekor olmamasına karşın o an sahnelenen yerin mekan olarak gözümüzde canlanması bu açıdan çok önemli. Diğer taraftan yukarıda değinmeme rağmen bu tür klasik oyunların uyarlaması başlı başına zor bir süreç olmasına karşın muazzam bir iş koyuyor ortaya. Gerek rejisiyle gerek uyarlamasıyla bence çok iyi bir başlangıç yapıyor Yabancı Sahne adına…
Oyun boyunca sahnede kalan ve geçişler için (bence çok iyi düşünülmüş) çellosunun tellerine dokunan Burçak Demir’in işi bir yandan avantajlı diğer yandan dezavantajlı… Neden derseniz oyun boyunca sahnedesiniz ve oyun devam ederken seyirciyi o oyunun büyüsünden uzaklaştırmamak hatta orada olduğunu unutturmak bir dönem oyunu için çok önemli. En ufak hareket bile algıdan uzaklaştırabilir çünkü seyirciyi. Oyunun ruhuna ve dokusuna dokunmayı başaran Burçak Demir’in müzisyenliğine söz söylemekbüyük bir gaflet olur herhalde.
Diğer taraftan baktığımız zaman ekibin şöyle bir özelliği de çıkıyor ortaya. Ekibin kurucuları sadece oyuncu olarak görev almamış oyunda.Kimi ışık tasarımında, kimi ise kostüm tasarımında elini taşın altına koymuş. Bu ruh bile gelecek adına büyük ümitler vaat ettiğinin kanıtı. Tiyatroya olan koşulsuz sevginin en büyük göstergesi değil midir sizce de? Bir ekip olmanın, ekip olabilmenin tarifsiz mutlulukları ve heyecanları çok net geçiyor bize.
Gülay Say’ın oyunculuğun yanı sıra kostümlerde H. Sahra Kınay ile birlikte tasarladığı kostümler karakterin ortaya çıkmasını ve rahat etmesini sağlamış. İlk bakışta dönemi ve karakteri seyirciye geçirmeyi sağlayan iki başarılı tasarımcıyı da kutlarım. Oyunun ışık tasarımı, yönetmen, oyuncu ve oyunun uyarlamasını yapan Deniz Şen Hamzaoğlu’na ait. Dekor görevi yapan ışık tasarımlarında oyunun bir yandan kasvetli havasını verirken bir yandan da içselleştirmesini sağlamış.
Özetle, Yabancı Sahne ilk oyunu Suç ve Ceza’ya getirdikleri yeni bakış açısıyla zor bir işin üstesinden başarıyla geliyorlar. Bu anlamda klasik metinlere getirdikleri çağdaş uyarlamayla çok önemli ve zor bir görev üstleniyor. Hepsinden öte her işe koşturan azimli, istekli ve başarılı bir ekiple karşı karşıyasınız. Yani demem o ki bu oyunu kaçırmayın.
Yolunuz hep açık olsun!
Not: Oyunu 2 ve 9 Mayıs tarihlerinde Saat20.30’da Sahne Hal’de izleyebilirsiniz. İletişim: www.yabancisahne.com / www.sahnehal.com / Adres: Eski Osmanlı Sokak No:3/A Mecidiyeköy/İstanbul – 0212 274 74 78
(OYUNUN KÜNYESİ):
Suç ve Ceza
Çeviren : Anzhela BARSHCHEVSKAYA
Uyarlayan ve Yöneten : Deniz Şen HAMZAOĞLU
Kostüm Tasarım ve Uygulama : Gülay SAY, H. Sahra KINAY
Yönetmen Yardımcısı – Işık : Yiğit Uçan
Asistan : Doğa DEMİRHAN
Çellist : Burçak DEMİR
Oyuncular : Ömür KAYAKIRILMAZ, Gülay SAY, Deniz Şen HAMZAOĞLU