Mısır’da Sanat Dünyası Düşünce Özgürlüğünü Savunuyor

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Mimesis Çeviri / Sanatçılar, kuratörler, eleştirmenler ve akademisyenler yeni anayasanın sanat ve kültür üzerinde sansürü arttıracağından endişe ediyor.

The Art Newspaper. 24 Ocak 2013, Çeviri: Zeynep Okan

Mısırlı sokak sanatçısı Keizer’den sansür karşıtı bir eser, ‘Özgür Sanat Çok Yaşa’ sergisinden alınmıştır.

“Özgür Sanat Çok Yaşa”, insanları harekete geçirici bu başlık Kahire’de 15 Ocak tarihinde sona eren bir serginin adı; kısa ve öz bir şekilde, Mısır sanat dünyasının İslamcıların büyük zaferiyle Aralık sonunda kabul edilen yeni anayasaya yönelik direnişini ifade ediyor. Sanatçılar, kuratörler, eleştirmenler ve akademisyenler Başkan Muhammed Mursi’ye ve onun, ifade ve yaratıcılık özgürlüğünü tehdit ettiğini savundukları tartışmalı anayasal bildirgesine karşı durmak üzere bir araya geldiler. Direniş başka yollarla da – kitlesel protestolar, sokaklarda yapılan sanatsal çalışmalar, açık mektuplar ve sanatçıların bildirileri yoluyla da – gittikçe büyüyor. Bütün Mısır’a yayılan devrimin ikinci yıldönümü olan 25 Ocak’ta, mütabakata dayalı bir anayasa çağrısı için gösterilerin yapılması beklenmekte.

Keizer’s Art is Not Forbidden

Ayrıca Bakınız:

Mısır anayasası ve ifade özgürlüğüne yönelik tehditler (İngilizce)

Kültürel alanda yapılan ittifakların sayısı da arttı. Kasım ve Aralık aylarında anayasaya karşı protestoların başını çeken Mısır Yaratıcılık Cephesi (The Egyptian Creativity Front) iktidardaki Müslüman Kardeşler’e ve aşırı bir güce sahip toplumun şeriat kanunlarına göre yönetilmesi gerektiğine inanan aşırı muhafazakar Selefi Nur Partisi’ne karşı oluşturulan son yapı. Mısır basınının raporlarına göre Aralık ayında Nur Partisi üyelerinden Yasser Borhami anayasayı ‘düşünce, ifade ve yaratacılık özgürlüğüne koyduğu sınırlamalar’ sebebiyle övdü.

Referanduma karşı birleşik bir direnç var olmasına rağmen siyasal gerilimin bir sonucu olarak daha şimdiden kültürel anlamda bir kaç zayiat verildi. Kar amacı gütmeyen bir sanat yapısı olan İskenderiye Çağdaş Sanatlar Forumu ‘yükselen siyasal ve toplumsal dönüşümler’ sebebiyle Ocak ayında kapandı. York Üniversitesi’nin British Council için hazırladığı ve Aralık ayında yayınlanan raporu, artan şiddet olaylarının ve siyasal vizyon eksikliğinin Mısır’daki yaratıcılığın üzerinde boğucu bir etkiye sebep olduğu konusunda uyarıda bulundu. Adli vaka sayısı da artış gösterdi: Ulusal Özgürlüklerin Savunusu Merkezi’nin genel sekreteri, karikatürist Doaa El Adl’ı Al-Masry Al-Youm gazetesinde yayınlanan ve Adem’le Havva’yı güya hakaretamiz bir şekilde betimleyen karikatürü sebebiyle dava ediyor. El-Adl’ın karikatüründe bir melek Adem ve Havva’ya yeni anayasa referandumunda karşı oy vermelerini söylüyor.

Mina Tadros, Holy Pain

Bugüne kadar Müslüman Kardeşler komedyenler, televizyon sunucuları, editörler ve gazetecilere yönelik yığınla hakaret davası açarak basına yönelik sansür çalışmalarına yoğunlaştı. Bu kişilerin işledikleri suç sözümona Başkan Mursi’ye hakaret etmek. Fakat pek çok insan konuşma özgürlüğüne yönelik bu baskının sanat dünyasına da uzanacağından endişe ediyor. Kahire’de yaşayan ve Art is Not Forbidden isimli şiiri ve başkana yönelik hiciv niteliğinde bir şiir olan Morsy Beacoup da dahil olmak üzere yeni anayasaya karşı çıkan metin-bazlı bir kaç eser yaratan sokak sanatçısı Keizer “şu anda esas olarak televizyon ve filmlerle uğraşılıyor,” diyor. “[Müslüman Kardeşler] henüz sanat dünyasını gerçekten keşfedemediler, ama bir kez keşfettiklerinde üzerine çökecekler. Basında daha şimdiden, geçtiğimiz 20-30 yılda üretilen tüm sanat eserlerinin yokedileceğini açıklayan şeyhler gördük.”

Tutuklanma riskinin artmasına rağmen Keizer kendisinin ve diğer sokak sanatçısı arkadaşlarının susmayacaklarını söylüyor: “Şimdi sokaklara çıkıp sanat yapmaya devam etmekte daha da kararlıyız.”

Mursi yeni anayasanın Mısır’a istikrar ve demokrasi getireceğini söylese de liberaller ve insan hakları aktivistleri anayasanın muğlak dilinin aşırı hukuki yorumlara açık olmasından ve din görevlilerine siyasal süreçlere müdahale gücü vermesinden korkuyorlar. 44. madde ‘dini resuller ve peygamberlere hakaret ve küfrü yasaklarken’ hakaretle neyin kastedildiği açıklanmıyor, yine 31. madde ‘herhangi bir insana hakareti’ yasaklıyor; aktivistler böyle gevşek ifadelerin ifade özgürlüğüyle çeliştiğini söylüyorlar. Diğer başka maddeler de sanat üzerinde devlet kontrolü olmasını öneriyor. (yukarıdaki linke bakınız).

Moataz Nasr, Entering through Penguins. , ‘Özgür Sanat Çok Yaşa’ sergisinin girişinde Mısır polisini simgeleyen plastik balonlardan oluşan enstalasyon. İzleyiciler galeriye girmek için balonların arasından geçebilmek için itmeleri gerekiyordu.

Kahire’de bulunan Art Talks Egypt vakfının kurucusu ve ‘Özgür Sanat Çok Yaşa’ sergisinin kuratörü Fatenn Mostafa “Yeni anayasa dini, hukukun ve sivil toplumun üstüne koyuyor,” diyor, “Korkumuz Müslüman Kardeşler’in sanatta neye izin olup neye olmadığını belirleyecek olması. Sanata sınırlamalar koyduğunuz an onu öldürürsünüz.”

Keizer, Moataz, Nasr ve Yasser Nabaiel’in de dahil olduğu dokuz sanatçının eserlerinden oluşturulan ve ifade özgürlüğü üstündeki baskıya karşı “Özgür Sanat Çok Yaşa” sergisinin ilhamı Sanat ve Özgürlük Grubu’nun 1939 yılında yayınladığı manifestodan alındı. Mısırlı şair George Henein tarafından kurulan, sanatçı ve entelektüllerden oluşan devrimci grup geleneksellik ile devlet tarafından düzenlenen sanat ve sansüre karşı çıkarak yaratıcı ifadenin özgürlüğüne adanmıştı. Mostafa

“Sanata bir direniş aracı olarak bakmak bugün de aynı şekilde elzem,” diyor.

İskenderiye Çağdaş Sanatlar Forumu eş kurucusu, küratör ve eleştirmen Bassam el Baroni, yeni anayasanın, ‘dolambaçlı ve gevşek diliyle Müslüman Kardeşler’e, ifade ve kültürel ve sanatsal üretim özgürlüğü alanlarında istedikleri manipülasyonları yapma alanı sağlayarak bir felakete yol açacağı’ tahmininde bulunuyor. Fakat, İslamcı grubun sanatı sansürlemeden önce ülkedeki tüm kurumların kontrolünü eline alması gerektiğini de söylüyor. “Bu anayasanın kültüre nasıl bir zarar vereceğini görmek için birkaç yılımız var. Bu süre zarfında bunu tersine çevirmek ve daha iyi bir sonuç elde etmek için pek çok şey yapılabilir.”

Yasser Nabaiel, Untitled, 2010

Bazıları siyasal dengelerin tekrar kurulması için iki ay içinde yapılacak olan meclis seçimlerini bekliyor. Mostafa “Protestolar düzenlemek işin bir kısmı, ama [Müslüman Kardeşler’le] aynı zeminde savaşmalıyız,” diyor. “Liberal koalisyon birlik olmalı ve meclisteki gücünü en üst seviyeye çıkarmanın yolunu bulmalı. Liberallerin mecliste bir sesi ve kültür komisyonlarında bir varlığı olmalı.”

Katar’daki Northwestern Üniversitesi’nde sosyal bilimler alanında öğretim görevlisi olan Sonali Pahwa, sanatçılar üzerinde bir baskı kurulmadan önce “somut kanunların” geçmesi gerektiğini söylüyor. “Bu kanunlar demokratik bir mecliste hazırlanacağı için en azından etraflıca tartışılacaklar ve güçlü bir şekilde direniş gösterilecektir. Anayasa kendi içinde yaratıcılığı tehdit etmiyor,” diyerek, kendisini tehdit altında hisseden sanatçıların “toplumsal rollerini ve kültürel anlamda haklarını savunmak için, İslamcılar siyasal güçlerini sağlamlaştırırken, daha fazla çalışmak zorunda kalacaklarını” ekliyor.

Gerçekten de pek çok sanatçı yeni rejime dair gittikçe daha eleştirel olmaya başladı. En azından Keizer için protesto etmek – sanat yoluyla veya sokaklarda – onun direnişinin silahı. “Bu noktada dışarı çıkıp ateşe ateşle karşılık vermeliyiz. Özveride bulunmadan devrim olmaz,” diyor.

Paylaş.

Yanıtla