Zafer Diper
Ayraç içleri bana ait olmak üzere Başbakanın geçenlerdeki demecinden alıntılar: ”(…) Aynı şekilde Kültür Bakanlığımızda bazı durumlar var. (Durumları, bilemiyoruz!) Çok süratle almamız gereken mesafeler var. (Ne mesafeleridir, bilemiyoruz!) Biz Kültür ve Turizm Bakanlığını birleştirirken bir düşüncem vardı, o da şuydu, turizmi başlı başına bir olay görmenin yanlış olacağına inanmıştım. Eğer sadece turizm olarak değerlendirirseniz, o zaman sadece deniz, kum ve güneş… (…) Kültürle bunu birleştirirsek hem turizm için çok ciddi bir altyapı elde ederiz (Nasıl ne elde ediliyormuş altyapısal, bilemiyoruz!), bir de kültürel varlıklarımızı süratle restore etme imkânı buluruz. (İmkânı, bilemiyoruz) Bu birbirini desteklediği zaman bütün o eserler bir çekim alanı oluşturacaktır. (Desteklenenleri, bilemiyoruz!) Dolayısıyla kültür ve inanç turizminde sıçrama yapalım dedik. (Nereye dek sıçranmış, bilemiyoruz) Bunu biz aynı zamanda eğitimle de bütünleştirdik (Nasıl bütünleşmiş, bilemiyoruz), sağlık turizmiyle birleştirdik. Daha sonra dağ, yayla bütün bunlarla birleştirmek suretiyle…” diye sürdürüyor ve bitiriyor: “Kültür ve Turizmi birleştirdik. 2012, 32 milyonla hamdolsun patladı. (Hamdolsun’lu patlama nedir, bilemiyoruz) Biz bunu tabii yeterli bulmuyoruz. Daha da iyi bir noktaya gidecek. (Hangi iyi noktaya, bilemiyoruz) Kültür ve Turizm’de hızlı atılması gereken adımlar var. (Bu adımları, bilemiyoruz) Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı birleştirme sebebimiz kültür turizmini arttırmaktı. (Kültür, turizme araç mı, bilemiyoruz) Bugün biz İstanbul’da otel yetiştiremiyoruz. Aynı şekilde Antalya’da artık dört mevsim turist görebilirsiniz…”
Başbakanın; ım-kım-hı-mı demeden ve teklemeden tökezlemeden sürdürdüğü konuşmalarının biçemini, söz yöneltme (hitabet) sanatına olan yeteneğini dikkatle izlerim hep. Ne ki ilişkili sözcükler ve kavramlara değgin nedenler ve gerekçeler bir biçimde atlanarak (benim ‘bilemiyoruz’lar sorgulayadursun) ne dendiği sanki anlaşılmazca, karmaşık. Başta öyle görünse de bir şeyler açıklığa kavuşuyor ama. Anlatının-söylemin içeriğine bakılırsa pek de belirsizlik taşımadığı algılanabiliyor hani sonuçta: “Turistik kültür”…
Bu gülünçlü deyişten, kültürü turistikten ayırabilmem için şu açıklamalara-sorulara gereksinimim var: Kültür ve Turizm Bakanlığı; bu birleşimdeki “kültür” ve “turizm”in ne olageldiği, niçin iç içe durduğu? Neden, ayrı ayrı ele alınması zorunluluğu… Ayrıca “Kültür”ün kapsamında, yamacında gezinir gibi duran “Sanat?”… Tanımı… Ve bunların Bakan(lık)ları…
İşe “kültür”den başlamalı… “Hamdolsun”a karşılık ben de “şükürler olsun”lu bir “turistik” patlatıversem de diyorum şöyle, anlasak kültür’ün nasıl ucuz tarifeden turistik olduğunu…
