[Asu Maro’nun Milliyet’te yayınlanan köşe yazısının bir kısmını paylaşıyoruz.] “Oyun Atölyesi’nde yeni bir ‘Testosteron’ faaliyeti olduğunu duyduğumda şaşırmıştım önce. Tiyatroda beş yıldır oynanan oyun, yeni reji ve yeni kadroyla tekrar çalışılıyordu. Ne işti?”
“Seyirci ne kadar farkında bilemiyorum ama Oyun Atölyesi’nde bu yaz yaşanan ayrılık, tiyatro camiası için epey haber değeri taşıyordu. Ahmet Levendoğlu, Zuhal Olcay ve Haluk Bilginer’in kurduğu Tiyatro Stüdyosu’nun ilk oyunundan itibaren, yani 20 yıl önce ekipte olan, daha sonra yoluna Olcay ve Bilginer’in Oyun Atölyesi’yle devam eden, 2003’ten beri de bütün oyunları yöneten Kemal Aydoğan tiyatrodan ayrıldı.”
…
“Erkeklik halleri komedisi
Polonyalı senarist, yönetmen, yazar Andrzej Saramonowicz’in yazdığı ‘Testosteron’, 2008’de Kemal Aydoğan’ın rejisi; Metin Coşkun, Fırat Tanış, Emre Karayel, Mert Fırat, Timur Acar, İnan Ulaş Torun ve Tuna Kırlı’dan oluşan oyuncu kadrosuyla sahnelenmişti. Sonra Fırat Tanış ayrıldı, Onur Ünsal girdi yerine.”
“Yeni yönetmen Celal Kadri Kınoğlu, ‘Testosteron’ dünyasını bir Yunan tavernasına kurmuş. İlkine göre bir parça daha az kan revan, daha aydınlık bir atmosfer. Kornel’i Ruhi Sarı, gazeteciyi Emre Altuğ, babayı Orhan Aydın, garsonu Bülent Şakrak, Robal’i Gökçer Genç, müzisyeni de Gürkan Uygun (evet evet, Memati) oynuyor ve gayet başarılı, ‘yekvücut’ bir ekip oyunculuğu çıkardıklarını söylemek mümkün. Bu çok önemli, çünkü tek bir aksayan ayağın batırabileceği, kimsenin tek başına kurtaramayacağı bir oyun. Neşe Taluy Yüce’nin esprilerin hakkını veren çevirisini unutmayalım. Sahne tasarımı Efe Soykaraman’a, ışık Coşkun Yel’e ait.”
…
“Doğrusu ben “Bu tekrara gerek var mıydı, bu oyun ömrünü tamamlamamış mıydı?” sorusuyla girmiştim tiyatro kapısından, ama yeni oyun gibi izledim, yine çok güldüm. Salon doluydu, millet tepine tepine gülüyordu. Galiba ezeli-ebedi meselesiyle ‘Testosteron’, Oyun Atölyesi’nin ‘Lüküs Hayat’ı olarak daha epey devam edecek…”