Amatör tiyatro topluluklarının ONK Ajans’ın telif talebini kınadıkları bildiriyi yayınlıyoruz. Konuyla ilgili yazılara amatortiyatrolartelifitartisiyor linkinden de ulaşabilirsiniz.
Tiyatro Kamuoyuna,
Onk Ajans amatör tiyatrolardan telif ücreti talep ediyor!
Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları (BÜO), uzun yıllardır katıldığı TAKSAV Uluslararası Tiyatro Festivali’ne bu sene de Bertolt Brecht’in Sezuan’ın İyi İnsanı adlı oyunuyla katılmak adına başvuruda bulundu. Oyunun program dahiline alınmasından sonra Bertolt Brecht’in telif haklarını koruyan Almanya’daki “Suhrkamp Verlag” firmasının Türkiye temsilcisi olan Onk Ajans kulüple iletişime geçerek telif ücreti ödenmediği takdirde oyunun oynanmasına müsaade etmeyeceklerini belirtti. Boğaziçi Üniversitesi yönetimini muhatap alan Onk Ajans okula gönderdiği metinde; izinleri dışında oyunun asla oynanamayacağı, oynandığı takdirde ise okulu mahkemeye vereceklerini ifade etti ve telif hakkı okul tarafından Onk Ajans’a ödendi. Geçmiş senelerde de Brecht oyunlarıyla aynı festivale katılan grup, daha önce böyle bir taleple karşılaşmamıştı.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 33. maddesi “Yayımlanmış bir eserin tüm eğitim ve öğretim kurumlarında yüz yüze eğitim ve öğretim maksadıyla doğrudan veya dolaylı kar amacı gütmeksizin temsili, eser sahibinin ve eserin adının mutat şekilde açıklanması şartıyla serbesttir” ifadesini taşımaktadır. Yani yasa gereğince de, yalnızca, kar amacı güden tiyatro faaliyetleri telif uygulamasına tabiidir. Üniversite tiyatroları ve amatör tiyatrolar kar amacı gütmedikleri için bu kapsamda değerlendirilemezler. Bu sebeple, Onk Ajans’ın talebinin kabul edilebilir hiçbir tarafı yoktur.
Bu durumun yaşanmasının en önemli sebebi, telif haklarını düzenleyen kanundaki muğlaklık ve Onk Ajans’ın bu muğlaklığı kendi lehine kullanmayı tercih etmesidir. Kanunda geçen “eğitim ve öğretim kurumlarında yüz yüze eğitim ve öğretim maksadıyla temsili” ifadesi sınırları belirsiz bir ifadedir. Yasa, amatör tiyatroların oyunlarını yalnızca üniversite içinde sergilemesini mi öngörmektedir? Gerek üniversite tiyatroları gerek diğer amatör tiyatrolar, kar amacı gütmeyen, piyasa koşulları dâhilinde hareket etme yükümlülüğü taşımayan ve desteklenmesi gereken topluluklardır. Amatör tiyatrolardan telif talep edilmesi, Grupların özerkliklerinin tehdit edilmesi anlamı taşımakta ve özgürlükçü tiyatro faaliyetinin sürdürülmesi önünde ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Piyasa ilişkilerinin içerisine girmeyen “amatör” topluluklara yöneltilen telif talebinin, hem politik anlamda, hem de teatral etik bağlamında nereye tekabül ettiği can yakıcı bir sorudur.
Türkiye’de telif uygulaması konusundaki yasal çerçevenin muğlak bir zemin oluşturması Onk Ajans’ın amatör tiyatrolardan telif ücreti talep etmesini meşru kılamaz. Amatör tiyatroların üretimleri ve kamusallaşma biçimleri, “piyasacı” reflekslerle hegemonya kurmaya çalışan Onk Ajans tarafından “engellenebilir” görülmektedir. Tiyatroda özerkliğin tartışıldığı şu dönemlerde nispeten özerk kalabilen amatör tiyatro gruplarının düşürüldüğü duruma sessiz kalmak “sanatçı” kimliğine ters düşmektedir. Biz aşağıda imzası bulunan kuruluşlar olarak Onk Ajans’ın bu tavrını kınıyoruz. Amatör tiyatro yapan gruplar telif uygulamasından muaf tutulmalıdır!
* Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları
*İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Tiyatro Topluluğu
*İTÜ Taşkışla Sahnesi
*İTÜ Timis(Tiyatro Miyatro İstanbul)
*Dicle Üniversitesi Tiyatro Kulübü
*Yeditepe Üniversitesi Oyuncuları
*Boğaziçi Üniversitesi Edebiyat Kulübü Drama Komisyonu
*Hayalperdesi Oyuncuları(Pamukkale Üniversitesi)
*ODTÜ Mezunları Derneği Oyuncuları
*Kuzey Kıbrıs Orta Doğu Üniversitesi Tiyatro Kulübü
*İTÜ Sahnesi
* Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi Tiyatro Kulübü
*Marmara Üniversitesi Drama Kulübü
* Uludağ Üniversitesi Oyuncuları
* Anadolu Üniversitesi Tiyatro Kulübü
*Özü Tiyatro(Özyeğin Üniversitesi)
*Ege Üniversitesi Tiyatro Topluluğu
*Kocaeli Üniversitesi Tiyatro Kulübü
* 9 Eylül Üniversitesi İktisat Oyuncuları
* Sabancı Üniversitesi Tiyatro Kulübü
*Sabancı Üniversitesi Oda Tiyatrosu
*Ankara Tıp Fakültesi Oyuncuları
*İ.Ü. Diş Hekimliği Fakültesi Zemin Kat Oyuncuları
*ODTÜ Oyuncuları
*Kayseri Erciyes Üniversitesi Tiyatro Kulübü
* Marmara Üniversitesi Mizah Kulübü
*Hacettepe Üniversitesi Tiyatro Kulübü
6 yorum
Merhaba,
Gectigimiz ay yogunlugum nedeniyle Mimesis’te yayimlanmasi icin aylik yazimi yetistiremedim, bu ay en kisa zamanda aylik tiyatro yazimi yollayacagim.
Yukaridaki yaziyi okudum ve telif haklari konusunda tartismayi gorunce ben de kendi deneyimlerimden yola cikarak bir kac fikir yazayim istedim. Bunu bu sayfada yayimlamayabilirsiniz, belki BUO’daki bu konuda dusunen arkadaslara, bir baska tiyatro yapilan kulturden gozlem olarak iletebilirsiniz.
Lisansimi Bogazici’nde yaptiktan sonra tiyatroda guzel sanatlar yuksek lisansi yapmak icin New York’taki Columbia Universitesi’ne geldim ve burada 4 yil suren egitimimde hem okul icinde hem de okul disinda pek cok oyun yonettim.
Columbia Universitesi, tiyatro egitimi veren bir kurum ve burada hocalarimiz bize cogunlukla dersin bir parcasi olarak donem donem cesitli oyunlari yonetme odevleri verirlerdi. Bu oyunlar her ne kadar ders icin olsa da genelde bir hafta boyunca New York’ta halka acik olarak tez oyunlari haric bilet ucreti odenmeden izlenebilirler. Tez oyunlari off Broadway tiyatrosunda sergilendigi icin burada zaten telif odemekle yukumluyduk. Ama ders projeleri kosullari altinda dahi yaptigimiz oyunlarda eger yonettigimiz oyunlar orjinal oyunlar degilse, oyunun yazarina ya da cevirmenine her zaman telif odememiz gerekiyordu. Tabii ki bunu tiyatro bolumunde oldugumuz icin bizim adimiza okul yapiyordu ama bir oyunu yonetmeye karar verdigimizde ogrenci olarak gerekli izin surecinin baslamasindan biz de sorumluyduk.
Amerika tiyatro geleneginin guclu oldugu bir ulke, yerlesik farkli buyukluklerde, farkli amac ve yonelimlerle tiyatro yapan bir cok ekip, kurum, tiyatro var. Ama hepsi de yaptiklari islerde her zaman yazar ya da cevirmenle bir iletisim kurup anlasma yapmak durumundalar. Bunun kontrollu bir sekilde yapilmasi uzun vadede tiyatronun kurumsallasmasini, kurumlar, kisiler, yapilar arasinda baglantilar, etik ve uretimi destekleyen iliskiler kurulmasini da sagliyor.
Bence ONK Ajans ile kanunen cok da hakli cikilamayacak bir mucadele yapmaktansa bir diyalog baslatip mesela universite tiyatro topluluklarinin devlet ya da ozel tiyatrolara gore daha ayricalikli kosullarda daha sembolik bir telif odemesi konusunda bir diyalog baslatilmasi dusunulebilir. Her ne kadar universite tiyatrolarinda buyuk istek ve iyi niyetle calisan genc arkadaslar kendi emeklerini korumak icin boyle bir bildiri yayimlamis olsalar da ote tarafta emegine uygun kosullar altinda karsilik verilmesi gereken yazar ve cevirmenler de var ve universitedeki arkadaslarin da emegi onlarin emeginden bagimsiz degil.
Brecht’in ailesinin Brecht’in sosyalist duruşuna taban tabana zıt bir akbaba duruşu benimsediği malum. ABD’nin bu konuda neden hakem olması gerektiği ise bana malum değil. Mahkemeler tam da bu akbabaların istediği yönde karar alabilir, zira akbabalar devletinin mahkemeleri bunlar. Yapılması gereken müzakere falan değil, telif ajanslarının bu tutumları teşhir edilmeli, onları tiyatro yaşamından izole etmenin yolları aranmalıdır. Elbette parayı prestije tercih edeceklerdir, hor görümüz onkarla olsun…
Merhabalar,
Bir amatör, üniversiteli ve BÜO’lu tiyatrocu olarak kendisini ONK ajansın telif talebinde açık eden, neoliberal piyasacı “saldırganlık” üzerine Onur Karaoğlu’nun düşüncelerine bir yanıt oluşturmaya çalışacağım…
Bu meseleyi elmalarla armutları toplayıp çıkarmadan ele almak gerektiği düşüncesindeyim. Bu da ancak Türkiye’de hali hazırda var olan koşulları irdeleyerek, olgusal tartışmalarla mümkün olacaktır. Amerika örneği, farklı koşullar altında gerçekleştirilmiş bir pratiktir.
Öncelikle üniversitelerdeki karar alma mekanizmaları, üniversitelerin işleyişleri, piyasayla kurdukları ilişkiler Türkiye’de ABD’dekinden oldukça farklıdır. Üniversite-şirket iş birliği halen tam anlamıyla oturtulmamıştır. ABD’deki üniversitelerin mevcut durumda piyasa ilişkileri içerisinde var olduğundan, telif meselesine (kar edilmese bile) bahsi mevzu olan şekilde yaklaşmaları normaldir. Chomsky, “Demokrasi ve Eğitim” kitabında bu sistemin işleyişini, arazlarını, bilgi üretimi ve kullanımı alanlardaki hegemonyasını irdelerken Amerikan sisteminde, “üniversite” kurumunun nasıl sadece piyasanın ihtiyaçlarına göre şekillendiğini de tarif eder.
Gelgelelim yıllardır “yöküne kibrit suyu” diye bağıra bağıra üniversitelerin özerkliği mücadelesini verirken, son düzenlemeler ve yeni YÖK taslağıyla, “üniversitelerde tuvaletlerin nereye yapılacağı karar”ının bile merkeze bağlandığı görülür. Taslaktaki bir diğer madde ise üniversitede oluşturulacak yönetim kurullarında bölgenin vergi rekortmenlerinin yer alacak olmasıdır. Bu koşullar altında, BÜO olarak üniversiteden aldığımız maddi destek ortadayken, bir de kar amacı gütmemize rağmen telif ödemek zorunda kalmamız bir üniversite tiyatrosu olarak emeğimizi, üretimimizi ve bu konudaki özerkliğimizi baskı altına almacaktır. YÖK taslağının engellenemediği ve ONK Ajansın bu konudaki tavrının değişmediği bir durumda sonraki senelerde üniversite yönetim kurulunda yer alması muhtemel Ali Ağaoğlu’nun bize ödemek isteyeceği paraya ve sanatsal zevkine göre telif ücreti arayışına girecek olmamız acıdır. Bu kouyla ilgili geçen sene üniversiteler arasında yürüyen bir tartışmaya dair düşüncelerimi ve önerilerimi daha önce kaleme almıştım:
1-http://mimesis-dergi.org/2012/04/bu-aksamki-devrime-iki-%E2%80%9Cbilet%E2%80%9Dim-var/
2-http://mimesis-dergi.org/2012/05/bu-ayki-devrime-kombine-%E2%80%9Cbilet%E2%80%9Dim-var/
Konunun yazar emeği, telif hukuku kısmına gelecek olursak:
“ONK Ajans ile kanunen cok da hakli cikilamayacak bir mucadele yapmaktansa bir diyalog baslatip mesela universite tiyatro topluluklarinin devlet ya da ozel tiyatrolara gore daha ayricalikli kosullarda daha sembolik bir telif odemesi konusunda bir diyalog baslatilmasi”
düşüncenize katılmıyorum. Zira ONK Ajans, üniversite tiyatrolarına telif talebiyle gelirken amac;ı telif hakları meselesinin kurumsallaşması değil, piyasacı reflekslerle gelir elde etmektir. İsmiyle müsemma, kar amacı gütmesi tanımına aykırı olan amatör tiyatroların, elde etmediği kardan bir de telif ödemesi ne mantıklı ne tutarlı ne de politik olarak doğrudur. Bu konuda bir içtihat benimsenecekse bu sembolik ödemeler değil, amatör tiyatroları destekleyecek “telifden muaf tutulma” halidir. Yazar ve çevirmenlerin emeği mevzu yukarda bahsettiğim teatral üretim ve paylaşım süreçlerinden ayrı düşünülemez.
Son olarak, ONK Ajansla olan tartışmalarımızın temeli sadece “kanun bizden yana” anlayışı değildir. Bununla beraber hatta bundan daha üstün olarak “talebin politik ve teatral etik bağlamda yanlış” olduğunu düşünmemizdir. Hal böyleyken ONK Ajansla girişeceğimiz muhtemel bir hukuk mücadelesinin aleyhimize sonuçlanması önemli değildir. Hukuk, her zaman değişebilir. Bu algıyı kavramsallaştıracak olursak, 1980 darbecilerinin faaliyetleri de yasalara uygundur. Bu duruma muhalefet eden, bunun mücadelesini yürüten insanların çıkış noktası işkencelerin, katliamların, uygulanan faşist politikaların kanunlara uygun olmaması değildir. Farklı alanlarda örnekler olmasına rağmen temel algı açısından benzer bir duruşlara tekabül ediyorlar.
Konu üstüne düşünmek, tartışmak sonuçlar ve politikalar üretmek amacıyla başlattığımız blog yayıncılığına da(http://amatortiyatrolartelifitartisiyor.blogspot.com/) düşüncelerinizle katkı yapmanız hem bizi sevindirecek hem de tartışmaların daha geniş bir perspektifle örgütlenmesine olanak verecektir.
Bloga koyduğum yorumu buraya da ekliyorum:
Bildiri tamamen Onk Ajans’a yönelik kaleme alınmış, halbuki talebi yapan Onk Ajans değil, Brecht’in yayın haklarını elinde bulunduran Alman kuruluş. Belli ki sadece Türkiye’de değil, dünyanın neresinde olursa olsun, ve karşılarındaki her kim olursa olsun aynı şartlara tabi tutuyorlar. Onk Ajans’ın bunu görmezden gelmek gibi bir hakkı yok. Hal böyleyken, metinde ücreti talep edenin Onk Ajans olduğunu vurgulamak hem haksız hem de yersiz değil mi?
Kanaatimce « kanun bizden yana » perspektifinde de iki sorun var : 1/ Kanun maddesi « eğitim amaçlı » diyor. Amatör tiyatrolar eğitim amaçlı tiyatro mu yaparlar ? Bu, gıcıklık olsun diye sorulmuş bir soru değil, önemli bir nokta. Kendi adıma, eğitilmek için tiyatroya gitmem, ihtiyacım yok. Üniversite tiyatrolarının, kalıcı bir tiyatro kültürünün yerleşebildiği, iyi tiyatro yapılan yerler olduğu düşüncesiyle giderim. Ama halkı eğitmek için tiyatro yapıyorlarsa, işler değişir.
2/ Pratik bir mesele : « Amatör tiyatroların telif hakkından muaf tutulması » talebi kime yönelik ? Telifi isteyen Alman bir kuruluş. Sadece Türkiye’de yapılan bir hareketin temelinde ne tür bir talep olabilir ki ? Sadece Türk amatör grupları mı muaf tutacaklar ? (Bu bir soru, cevabını alabilmeyi umuyorum)
Neo liberal dünya, Brecht’in sosyalistliğine yakışmayan haller, vs vs., eyvallah. Bunların hepsi tartışılacak meseleler. Ama amatör tiyatroların bu mücadelesi de maalesef, o neo-liberal zamanların her bireyin/grubun kendi çıkarını, kendi doğrularını savunup büyük resmi görmezden gelmesi felsefesine gayet uygun. Zirâ, telif haklarına karşı toptan bir mücadele vermiyor, Brecht’ten telif hakkı istenmesini tartışıp ilke olarak reddetmiyorlar, “bizce amatör tiyatrolar bundan muaf olmalı” diye bağlıyorlar. Peki telif hakkı ödenmeyen eserleri sahnelediklerinde seyircilerden para istememeyi de taahhüt edecekler mi? O mümkün değilse, bu haksız rekabet olmaz mı ? Binbir zorlukla tiyatro yapan ve o telifi çatır çatır ödeyen küçük, bağımsız özel tiyatrolara haksızlık olmaz mı ?
sayın Aslı Sümer, telif talebi elbette ki Almanya’daki kurumdan gelmektedir. ancak uygulamayı yapan da Türkiye temsilcisi ONK ajanstır. sonuçta kapitalist firmalar arası işbirliği söz konusu. bu yüzden de sadece ONK ajansa topu atma diye bir durum söz konusu değildir. Ki sorun bu da değildir. Sorun türkiye’de 1960’lı yıllardan beri amatör tiyatrolar için en önemli yazarlardan birisi olan Brecht ile bağlantısının kesilmeye çalışılması, yerel ve uluslararası yeni sömürü mekanizmalarının devreye girmesidir.
Kanun maddesindeki eğitim amaçlılık meselesini yanlış okudunuz gibi bir izlenime katıldım. Eğitim amaçlılık tiyatronun aslen profesyonel bir grup gibi gişe gelirlerine endeksli tiyatro yapmaması ve kar amacına yönelik ticari bir faaliyet yapmaması anlamında kullanılmaktadır.
Eğer mesele uluslararası kamuoyuna taşınabilir ve Brecht’i ticarileştiren anlayışa karşı uluslararası muhalefet oluşursa harika olur. bu konuda önerileriniz varsa lütfen yazınız.
soruları sorarken biraz empati de kurmalıyız diye düşünüyorum. Ayrıca sanatçıların yaşadıkları haksızlıklar karşısında birlikte davranmasından anlamlı bir durum olamaz. Son yıllarda post-modernizmin anlam bulanıklıkları, sanatçıların bireyci duruşları, örgütlenmeye karşı inançsızlık vs. gibi durumlar da kafa karıştırıyor tabi sanat camiasında. Amatör ve üniversite tiyatrolarının bilet satmasını ticari karmış gibi görmek gibi saçmalıklarla uğraşıyoruz.
Telif meselesi ideolojik ve politik bir tartışmayı da içerir. Bu konuda daha radikal tutumlar öneriyorsanız bunu tartışmaya açabilirsiniz. Yazar haklarını korumak ve sanatın toplumla bağlantısını salt meta odaklı görmemek gibi ince bir çizgi var önümüzde.
Amatörlük, yarı-profesyonel ve profesyonel tiyatro kategorileri konusunda bir tartışmaya ihtiyaç olabilir.
Konu üzerine ele aldığım yazımda da değindiğim gibi bu konunun muhatabı sadece ONK Ajans değildir. (Sitelerinde belirttikleri üzere bu konuda çalışan tek ajans kendileri oldukları için şimdilik öyle görünüyor ama ileride başka kurumları da ilgilendirebilir.) Örneğin ajansa bağlı çalışmayan bir yaratıcı ya da ONK Ajans ile çalışmayan ve kendi haklarını takip eden yurtdışı bir yayınevi de yarın öbür gün benzer bir talep ile gelebilir. Bu nedenle biz Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları’nın yaşadığı deneyim üzerinden bu konuda tiyatro kamuoyunda bir görüş oluşturmalıyız. Bu nedenle meseleyi sadece “ONK ajans ile girilen mücadele” ya da “onk ajansa telif ödenmesin” şeklinde yorumlayan görüşlere katılmıyorum.