Duru Tiyatro Olayı ve Emre Kınay ile Söyleşi

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[Odatv’den Sinem Baş’ın Emre Kınay ile yaptığı röportajı paylaşıyoruz.] Twitter’da Duru Tiyatro’nun kapatılması ile ilgili haberimizin, bilgi eksikliğinden dolayı taraflı olduğunu yazan Emre Kınay ile bir röportaj yaptık. Oldukça içten ve samimi konuştu, dert yandı işin açıkçası. Gazeteci tarafsızlığımı korumak adına fazla yorum yapmadan röportajı burada yayımlıyorum. Yorumlar size kalmış…

Nasıl başladı tüm bunlar?

Milli Eğitim Bakanlığı Okul Aile Birliği Yönetmeliği, 09.02.2012 tarihindeki 28199 sayılı Resmi Gazete’de geçici bir madde yayımladı. Bu maddeye göre, yönetmelik yürürlüğe girmeden önce okul ve okuldaki salon, kantin vb. yerleri kiralayanların sözleşmeleri yenilenmeyecekti.

Daha önceki yönetimlerle bir sıkıntımız yok iken birdenbire yeni müdürle, anlamadığımız nedenlerle çeşitli sıkıntılar yaşamaya başladık. Bu sıkıntılardan belki de en önemlisi az önce sözünü ettiğim yönetmelik ile ilgili olandı. İşin ilginç tarafı, aynı yönetmeliğin geçici ikinci maddesinde şöyle diyor: “sözleşme bitim tarihi itibarı ile kiralayan talebi halinde, pazarlık yapılarak kiralanır” diyor. İlk maddede kiracılar salon, açık alan ve otoparkları kiralayanlar; ikinci maddede ise kantin, yemekhane ve kafeterya benzeri yerleri işleten kişiler…

Bu yönetmelikten sonra nisan ayında Danıştay Sekizinci Daireye yürütmeyi durdurma istemi ile bir dilekçe verdik. Mayıs ayında inceleneceğine dair bilgi geldi. Haziran başında, bakanlık avukatından gelen dilekçe ile yürütmeyi durdurma talebimizin ve dava talebimizin reddini isteyen savunma geldi. Haziran ayının sonunda tekrar yürütmeyi durdurma talebimizin incelendiğine dair bir evrak aldık. Ağustosta tekrar talep ettik. Ekim ayının 16’sında yürütmeyi durdurma talebimize olumlu cevap geldi.

Okul ne zaman konu ile ilgili bir ihtarname gönderdi?

Okul aile birliği tarafından bize gönderilen ihtarnamenin tarihi 31 Ekim 2012.

Sizin cevabınız ne oldu?

Biz avukatımız aracılığı ile çıkmayacağımızı söyledik. Hatta, basın duyurusunda da belirttiğim gibi Geleceğin Yıldızları spor ekibi ile kantin işletmesinin sözleşmesinin yenilendiğini ve bizim sözleşmemizin feshedilmesinin tamamen kötü niyetten kaynaklandığını söyledik. Çıkmayacağımızı ilettik.

Okul yönetimi, yatılı kalan öğrencilerin yüksek sesten ve sigara içilmesinden şikayetçi olduklarını söylüyor.

Evet, fesih namede “Yatılı okul olduğu bilindiği halde yüksek sesli müzik yayını..” demişler. Salonun, müzik yapacak bir durumu yok. Diyelim ki oldu, yine de mesafe yüksek. Yatılı kalan çocukların yatakhaneleri ile salonun mesafesi var. Orada fuaye var, kafe değil. Müzik yayını yok. Oyunun müziğini bile vermiyoruz, on dakika kaldı, beş dakika kaldı vs.. diye. Çan kullanıyoruz. Oyunlarımız da kapalı salonda oynanıyor. Açık hava oyunu ya da müzikal yok. Sigara içme meselesini söylemişler, o bahçeyi kullanan okulun öğretmenleridir.. Gündüz biz orada değiliz, o alanın rahat gözlenebilmesi ve sigara sorununu çözülebilmesi için oraya kamera koydurttum, kimse gelip tespit yapmadı. Ayrıca buna benzer durumlar oluşmasın diye ferforje demir çektirdiler bana. Salonu okuldan tamamen ayırmak için.

Dans salonu ile ilgili olarak, o salon için herhangi bir kira ödemesi yapmadığınız söyleniyor.

Oraya ben davet edildiğimde gerçekten de o aşağıdaki salon felaketti. Bu salonu alırken Milli Eğitim İl, İlçe mühendisleriyle çalışıldı. Onlara danışılarak projeler yapıldı. Kafeterya salonu ile birlikte salon hiç güzel değildi, o sizin yazdığınız yan taraftan aşağı inilen yer insan beline kadar lağımla ve kuyu suyuyla doluydu. Benden rica ettiler, orayı temizledik. Salon haline getirilmesi ve tadilatı okuldan geldi, okulun yönlendirmesiyle ilçeden Nurdan Pak adında bir mühendis geldi, 2010 sonunda yapıldı aşağısı. Ondan öncesinde su temizlendi ve temizlik yapıldı.. Tekrar su bastı, 4 kuyu kazıldı 4 dalgıç motorla ben yaptırdım. Bunu da sözleşmeye eklediler… O zamana kadar yapılan bu eklemeler, karşılıklı anlayış ve iyi niyetin bir devamıydı… En son gelen müdür bey ile bu operasyonlar başladı.

Yeni gelen müdür ile başladı öyle mi?

Evet

Nedir bu müdürün sizinle alıp veremediği?

İnanın bilmiyorum, bilen birisi var ise gelip bana söylesin çok istiyorum.

Tiyatronun öğrenciler tarafından kullanılamaması durumu varmış

Beş yıl 365 gün toplamda 1825 gün eder. Ben bu salonda 230 resmi temsil vermişim… Buradan basit bir hesapla salonun yüzde doksanını okul kullandı diyebiliriz. Biz programı bir ay öncesinden veriyoruz ki siz de takdir edersiniz oyunlarımızın duyurusunu bir gün önceden yapamayız. Ben oradaki çocuklarla hep iç içeydim, çocukların geçen sene ben çalıştırdım, hesap edin. Ama duyduğum kadarıyla müdür, çocuklara “Çocuklar, o salon size aittir, buna rağmen kullanamıyorsunuz değil mi?” diye sormuş, çocuklara anket yaptırmış. Yatakhanedeki çocuklar bize oyun seyretmeye gelirlerdi bundan bir süre önce o zamanki öğrenciler okul müdürünün yasakladığını söylediler… Bu neyin baskısı gerçekten anlamıyorum. Bana “Ben seni istemiyorum” dese anlayacağım… Benim yüzüme sürekli “Sizinle onur duyuyorum, iyi ki buradasınız” diyor. Ben “Beni tahliye kararı ile gönderin burayı tahliye edeyim” dedim. Ama bunu da yapmıyorlar. Kadıköy halk eğitimden öğretmen istemiş, boşuna para vermeyin, ben buradayım, ben çocukları çalıştırırım, dedim. Ayağa kalktı, bir heyecanla bana sarıldı, yardımcısına “Hadi bir gaz verelim, yapalım şu işi” dedi. Tiyatro festivalini bile burada yapabiliriz, dedim. Her şey iyi gidiyordu. Anlamadığım şekilde bir sonraki toplantıdan önce fesihnameyi aldım, kendisine de ulaşamaz oldum. Siz tahliye ettirin, ben zararımı tazmin yoluna giderek burayı tahliye edeyim, resmi olarak beni adli makamlara verin, buradan gideyim diyorum. Bunu da yapmıyorlar. Davaya söz konusu olmamak için benim sessiz sedasız gitmemi istiyor şimdiki yönetim.

Şu borç meselesine gelelim, elektrik, su faturaları ile ilgili iplerin kopma nedeni neydi?

Bana çeşitli zamanlarda ayrı ayrı rakamlar telaffuz edildi. İlk gelen rakam, 42 bin TL’lik bir borç olduğuydu. 20 bin TL’si 2007 – 2009 arası olan bir konudan. Kalanı da sonrasına ait. Ödemek zorunda olduğum söylendi. Ben de avukatım aracılığı ile resmi evrak istedim. Sonrasında baktım ses seda yok. İhtarname çektim. Madem borcum var, bölerek ödeyeyim dedim. Hayır taksitlendiremezsiniz dendi okul yönetimi tarafından. Kadıköy mal müdürlüğüne gittim, 5 yıl taksitlendirebileceğimi öğrendim. Sonra okul yönetimi de bana bir yıl taksitlendirebileceğimi söyledi. Sonra bir borçtan söz edilmedi.

Ne oldu o borca?

Bilmiyorum. Tek bildiğim, eğer öyle bir borç olsaydı, salondan çıkmamızı istedikleri fesih namede yer alırdı diye düşünüyorum. Fesihname gerekçelerinden birisi bile o borç değil, neden otopark alanı kullanılırken ve o otoparkın kapısını ben yaptırmışken şimdi bunlar konu ediliyor? Ben bu borcu artık kabul etmiyorum. Ruhsat tarihinden 5 ay sonra tiyatro perde açtı.. Kiranın düşük olmasının sebebi de gösterilemeyen masraflar. Faturaları gösterip hukuk mahkemesinden salonun iki halinin tespitini istiyorum… Kira düşük diyor. Kiranın düşük olması hep bu yatırımlar yüzünden. Bakın biz 3 bin 200 TL artı 600 TL elektrik su katkısı para ödüyoruz. Kendisi geçtiğimiz günlerden birinde, 2 bin TL kira verdiğimizi söylemiş.

Okul aile birliği ya da velilerin size tavırları nasıl?

Okul yönetimi sürekli toplantı yapıyor velilerle. Onlara, okulun salonuna ihtiyaç olduğunu söylüyorlar. Okulda, mezunların iki tane elemanı vardı. Bir kütüphaneci ve bir müstahdem. İkisi de işten çıkartıldı. Mezunlar ile biliyorsunuz şu anda bir çatışma halinde okul yönetimi.

Evet, web sitesinde bile “mezunlarımıza saygı duyuyoruz, onlara karşı değiliz” yazan bir ilan var.

Bunun çok iyi niyetli olduğunu sanmıyorum. Biz basın toplantısını Can Gürzap –ki kendisi okulun mezunlarındandır- ve Mehmet Ali Alabora ile yaptık. Okul müdürü velilere “Can Gürzap beni aradı, çok kızgındı, olayların iç yüzünü anlattım ve bana hak verdi basın toplantısına geldiğine pişman oldu” demiş. Can Gürzap’ın kendisinden özür dilediğini söylemiş. Velilerden, okul için para istemiş. Veliler de buna karşı çıkmışlar, “Bu okulun çeşitli gelir kolları vardı, bunlardan birisi de bu salondu, buradaki kiracıyı yolladın, şimdi neden bizden para istiyorsun?” diye sormuşlar. Müdür de veliye “Siz gazeteci misiniz, yoksa veli misiniz?” diye sormuş. Ayrıca Can Gürzap’a, “beni hiç adam yerine koymuyorlar, şimdi de Atatürk düşmanı ilan ettiler” demiş. Bizim kiramızı komisyon belirledi, yaptığım her şeyi onların izni ile yaptım.

Ayrıca, tiyatro festivalinde açık havada bir oyun oynandığını yazmışsınız. Salon olduğu halde. Bu Duru Tiyatro’nun değil, okulun kararıdır. Salonu vermeme hakkım yok, salon onların salonu. Sonuçta ben orada kiracıyım. Bizim ihtiyacımız var dediklerinde ben vermek zorundayım. Hatta tiyatro festivali için Şişli Terakki Vakfı’ndan Orhan Kurtuldu ki aynı zamanda jüri üyesidir; vakfın bizim salonda oynaması için rica ettim. Ancak okulun açıkhavada gösteri yapmış olmasının nedenini bilemiyorum.

Ben bu konuşmada, tiyatroya gönül vermiş ve içine onca masraf yaptığı bir salonu bu kadar kolay bırakmak istemeyen birisini gördüm. Okulun eminim bunca sava karşılık verecek cevabı vardır. Bu gün, saat üç buçuk sularında Emre Kınay, İlçe Milli Eğitim Müdürü ve Okul Müdürü bir toplantı yapacaklar. Bakalım ne gibi sonuçlar çıkacak.

Sinem Baş / Odatv

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.