Süreyya Operası’nda galası yapılan Afife Balesi üzerine kamuoyunda pek çok eleştri yer alıyor. Kimi eleştirmenlerin büyük beğenisini toplayan performans kimileri için sıradan olmanın ötesine geçemiyor. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengim Gökmen’in Orkestestra şefliğinde sahneye konan müzikler ise neredeyse tüm kesimlerin alkışını topluyor. Hıncal Uluç da 28 Kasım tarihinde Sabah Gazetesi’nde yayınlanan yazısında Afife Balesi ile ilgili görüşlerini şöyle kaleme almış:
“Afife, 14 yıl önce Ankara ve İzmir’de sessiz sedasız bir kaç temsilden sonra ortadan kaybolmuşmuş meğerse.. Niye kaybolduğunu seyredince anladık. Gerçekten harikulade bir müzik var ortada, Turgay Erdener’in.. Koy CD’sini setine, saatlerce tekrar tekrar dinle.. O kadar güzel.. Hele Kurtuluş Savaşı ve Afife’nin Selahattin Pınar’la evli olduğu dönemlerdeki yorumlar olağanüstü.. Orkestra da nasıl hakkını vererek çalıyor..
Ama sahnede gördüklerimiz sıradan bile değil.. Bir defa liberettoyu yanlış yazmış Beyhan Murphy.. O 48 bölüm TV dizisi olabilecek kadar renkli, yoğun hayatı, bir çizgi roman gibi özetlemiş.. İki perdeye her şeyi sığdırmaya kalkışmış..
Koreograf Beyhan Murphy de ortaya akılda kalıcı tek dans koyamamış.. İsveç jimnastiği gibi hareketler.. “19 Mayıs’ın statlardan salonlara alınması bu olmalı herhalde” diye düşünüyor insan..
Bahar Korçan gibi iddialı bir ismin kostümlerini anlamak hiç mümkün değil.. Bir bakıyorsunuz gerçekçi.. Bir bakıyorsunuz stilize.. Bir bakıyorsunuz simgesel.. Üslup yok.
O zaman seyre değer pek bir şey de kalmıyor sahnede.. Deniz Zirek, İlke Kodal gibi iki süperstar dansçı, koreografi imkan verse harikalar yaratacaklar, hissettiriyorlar. Ama yok.”