[Cengiz Erdil ‘Sesli Dosya’da İstanbul’da kapanma tehlikesi yaşayan Duru Tiyatrosu’na mikrofon uzattı, tiyatronun kurucusu olan tiyatro ve sinema sanatçısı Emre Kınay ile konuştu. Bir bölümünü aktarıyoruz…]
Cengiz Erdil: Sizin başınızdan geçen hadiseyi dinleyelim. Sizin tiyatronuz bir okulun içinde mi?
Emre Kınay: Kadıköy Anadolu Lisesi’nin bahçesindeki konferans salonunda faaliyet gösteriyoruz.
Cengiz Erdil: Şimdi neden çıkın diyorlar? Niye kapatıyorlar orayı?
Emre Kınay: Bizimki biraz Dostlar Tiyatrosu’ndan farklı bir durum. Haziranda yeni atanan bir okul müdürü var. Dolayısıyla okul müdürü ve onunla beraber 15 gün önce çalışmaya başlayan okul aile birliğinin tasarrufudur bu. Bizimkinde biraz daha kraldan çok kralcı bürokrat tavrı söz konusu. Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk çok ciddi sayıda kültür merkezi yaptı. Kozyatağı’nda Koza Kültür Merkezi, CKM, Halk Eğitim Merkezi var. Duru Tiyatro olarak orada faaliyet gösteriyoruz, en azından belediyecilik manasında çok destekteler. Benim karşılaştığım durum tamamen Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir yönetmelik maddesinin yarattığı bir sonuçtur. Dün de mahkemeden o yönetmeliğin geçici maddesinin yönetmeliği durdurma kararını aldık. Şimdi iptal davası devam ediyor o maddenin. Bizim davamız olumlu sonuçlanacak diye tahmin ediyorum… Duru Tiyatro kapanmayacak. Duru Tiyatro’nun çok ciddi paralar harcayarak faaliyet gösterdiği ve tiyatro oynanabilir bir salon haline getirdiği Kadıköy Anadolu Lisesi’nin bahçesindeki kültür merkezini okul kendine devr etmeye çalışıyor. Usulsüz, hukuksuz yöntemlerle ve bu da tamamen okul müdürünün tasarrufunda yürütülmeye çalışılan bir işlem.
Cengiz Erdil: Muammer Karaca Tiyetrosu’da depreme karşı dayanıklı bulunmadığı için bir güçlendirme çalışması da yapılmadığı için boşaltılıyor.
Emre Kınay: Güçlendirme çalışması yapıp, açacaklarsa bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum. Deprem de önemli bir hadise İstanbul’da ama bu neden bu zamandır bilinirken Haziran ayında yapılmıyor başka soru tabi ki. Haziranda o güçlendirmeler yapılıp, bütün oradaki Fransız yapımı, İtalyan yapımı, Cumhuriyet’in başından beri duran binaların hepsi için geçerli bu aslında. Onlar da beraber niçin bu sezon açılmadan önce bu güçlendirmeler yapılamıyor, o merak konusu tabi. Onun herhalde en yakın muhatabı Ahmet Misbah Demircan’dır.
Kalıcı kültürel politikalar geliştirilemedi
Cengiz Erdil: Bir röportajınızda okudum. Konu biraz farklı ama siz bin bir emekle kazandığınız bütün parayı böyle bir tiyatroya yatırıyorsunuz, fazla da gelir sağlamadığını okudum ben o röportajda, tiyatroya emek veriyorsunuz, tiyatroya da ilginin azaldığı da söyleniyor. İstanbul’da salon sorunu da var. İstediğiniz yerde, istediğiniz zaman salon bulmanız mümkün değil galiba?
Emre Kınay: Yok tabi değil. Türkiye’de her şey tiyatro yapmamak için kurulmuş durumda. Sadece bu dönemin değil, bu önceki dönemin de hadisesi. Bu ülkede maalesef hiçbir iktidar döneminde kalıcı, kültürel politikalar geliştirilemedi. Cumhuriyet dönemi hariç, hiç kimse Mustafa Kemal Atatürk’ün 1938’de Ankara’da operayı yapma vizyonuna sahip olamadı maalesef. Sıkıntı buradan kaynaklanıyor bence. Yoksa bir örnek vereyim hemen Rusya’nın Sesi’yiz diyorsunuz, o radyo Rusya, Moskova’da yaşayan insan sayısı kadar satılan bilet sayısı vardır. Bunu araştırdığınız da göreceksiniz. Bu bir toplumun mimarisidir, kültürü, operası, tiyatrosu her şeyi. O yüzden başından beri 1938’den itibaren alınıp da değerlendirmemiz gereken bir durum. Maalesef biz buralarda doğru bir analiz yapmaktan çok uzak davranıyoruz.