Yaşam Kaya
Geçtiğimiz ay NTV’ de ‘Tarih Avcıları’ belgesel kuşağında sekiz bölümlük ‘Myra ve Andriake Kazıları’ adlı bir belgesel yayınlanmıştı. Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prf. Dr. Nevzat Çevik’in 2009 yılında başlattığı kazı çalışmaları öylesine büyük bir sükse yaptı ki, dünya sanat tarihi açısından önemli bulgularla beraber Andriake Limanı tarihsel sessizliğini bozdu ve Myra Antik Tiyatrosu, Roma döneminden kalan ihtişamına yeniden kavuşmak için gün sayıyor. Anadolu coğrafyasında yaşamış halkların sanatsal devrimle nasıl kültür hazineleri yarattıklarını yerinde inceleme fırsatı buldum. Nevzat Çevik’le beraber gerçekleştirdiğimiz düşsel bir yolculuktan bahsediyorum…
Nevzat Hoca, Türkiye arkeolojisi için çok önemli bir isim. Bundan yüz elli yıl önce Almanların Türkiye’de başlattığı arkeolojik hırsızlığı düşünerek ‘Yeni Türkiye Arkeolojisi’ kavramını oluşturmak akıllıca bir iş. Modern dünyanın neredeyse kültürel başlangıç noktası olan Anadolu coğrafyasını kazarak, kültürel canlılığın Türkiyeli kişilerin ellerinde yükseldiğini görmek mutluluk verici. Nevzat Çevik ‘nasyonel birisi değilim, ama arkeoloji alanında geldiğimiz noktayı tüm dünyaya göstermek en büyük hedefim’ diyor. Elitist, toplumsal alandan kopuk bu bilim dalını halkın içine katmayı başaran bu insanın yaptıkları Türkiye’nin sanatsal çıkmazını açacak gibi gözüküyor.
Myra Tiyatrosu Yeniden Tarih Sahnesinde!
Düşüncesiyle yakın dönem dünya sanat algısını baştan aşağı değiştiren Walter Benjamin sanatı, sanatçıyla eseri arasında kalan bir durum olarak görmüyor. Benjamin’e göre eğer sanatçı yaratımını halkla bütünleştirmezse devrimsel gücünü boşuna harcamış oluyor. Myra Tiyatrosu’nu antik çağın örtülü dünyasından alarak günümüz dünya insanına sunan Nevzat Hoca devrimsel gücünü bütünüyle halka sunmuş durumda. İnsanların sadece bir taş yığını içinde gezinmeleri tiyatronun gücünü göstermeyeceğine inanan Çevik, Antalya’da öğrencilerinden oluşturduğu bir ekiple Myra Tiyatrosu’nda spontane tiyatro gösterileri sunmuş.
Sadece tarih gezisine geldiğini düşünen insanlar bir anda tarihin ve tiyatronun büyüleyici atmosferi içinde kalarak, gerçek anlamda yürüdükleri koltuklarda tiyatronun devrimci misyonu ile bir kez daha tanışmışlar. Nevzat Çevik, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nden Myra’da spotane gösteriler düzenlemeleri için söz de almış. Sanatı, tarihi, tiyatroyu aynı potada eriten bir profesör hayatının bütününü Myra tiyatrosuna ve şehrine harcaması tiyatro ile ilgilenen herkese büyük bir ders!
Nevzat Çevik’in dostane sohbetinin ardından düştüğümüz yollarda gerçek bir devrimciyle tanışmanın verdiği huzur hepimizin içini rahatlattı…
Afife Ödülleri’nden İyi Haber Var
Türkiye’nin en pretijli ödüllerinden ‘Afife Tiyatro Ödülleri’ geçtiğimiz üç sene içinde tiyatro dünyasında en fazla tartışılan tiyatro ödüllerine dönüşmüştü. Afife Ödülleri Yönetmeliği’ne göre 75 kişilik salonda oyun sergilemeyen tiyatro grupları ödülün dışında tutuluyor, oyuncular jüri tarafından izlenmiyordu. Bu durum son dönemde büyük sıçrama gerçekleştiren Alternatif Tiyatrolar tarafından büyük bir tepkiyle karşılanmış, çeşitli gazetelerde, ben de dahil olmak üzere, Afife Ödülleri’ne karşı ağır eleştiriler dile getirilmişti. Afife Ödülleri’ni organize eden Yapı Kredi kanadı geçtiğimiz kış basında tiyatro üzerine yazı yazan eleştirmen ve köşe yazarlarıyla bir toplantı gerçekleştirmiş, bu durumun düzelmesi için bizlerden görüş almıştı.
Toplantıdan sonra atılacak adımları heyecanla beklerken geçtiğimiz günlerde Afife Ödülleri’nden müthiş bir e-posta geldi. Ödülün yönetmeliği değiştirilmiş, 75 kişilik salon sınırlandırması ortadan kaldırılmış, Afife jürisi 33 kişiye çıkartılıp İstanbul’da perdelerini açan tüm tiyatrolar bu ödül mekanizmasının içine dahil edilmiş…
Yaz aylarında tiyatrolar yeni oyun provalarını sanırım daha bir canlı daha bir enerji dolu alacaklar. Türkiye’nin en önemli ödüllerinden Afife Ödülleri artık tam anlamıyla şeffaf ve demokratik diyebiliriz.
Önümüzdeki ödül töreninde sürprizlere hazırlıklı olmak lazım…