Medya Sofa üyeleri, Üsküdar belediyesi ile harikalara imza atıyorlar!
İstanbul’daki Tiyatro Greyfurt’un Üsküdar Belediyesi ile birlikte hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projesinde tiyatro sahnesi kadınlara teslim edildi. Sahne Kadınların projesi kapsamında hazırlanan Gülbaharın Gülleri oyununun tüm ekibi, yönetmeninden yazarına, ışıkçısından dekorcusuna, oyuncusundan rejisine kadınlardan oluşuyor. Oyunu, dramaturg Sümeyye Karaarslan yazdı ve aynı zamanda genel sanat yönetmenliğini üstlendi. Merhum şair-yazar Cahit Zarifoğlu’nun, tiyatro oyuncusu ve yönetmen kızı Betül Zarifoğlu, oyunun yönetmenliğini yaptı. Karaarslan ve Zarifoğlu ile Sahne Kadınların projesini ve tiyatroyu konuştuk.
– Sahne Kadınların projesi nasıl ortaya çıktı? Amacınız neydi?
– Sümeyye Karaarslan: Ev hanımlarının sadece tiyatroya değil, sanata, hayata ve hayatın eğlenceli yanlarına uzak kaldığı malum. Onları bu hayatın içine almak istedik. Özellikle kendilerini sahneden ifade etmeleri, birçok kadın için tüm hayatları boyunca tecrübe edemeyecekleri bir şey olacaktı. Bu amaçla yola çıktık. Tiyatro Greyfurt’un sosyal sorumluluk projesi olarak Üsküdar Belediyesi’ne projeyi sunduk. Belediye Başkanı Mustafa Kara’yla görüştük, destek oldular ve bize mekan ayarladılar.
70 YAŞINDA BİR ÖĞRENCİMİZ VARDI
– Tiyatro ekibi nasıl bir araya geldi?
– S.K: Betül (Zarifoğlu) ile daha önceden tanışmıyorduk, ama ismen birbirimizi tanıyorduk. ‘Eğitimlere kim girse, yönetmeni kim olsa?’ diye düşünürken Betül aklıma geldi. Hemen kendisine ulaşıp projeden söz ettim.
– Betül Zarifoğlu: Sümeyye, Sahne Kadınların projesinden bahsedince, ‘Bu harika bir şey,’ dedim. Bir süre tiyatro oyunculuğuna ara vermiştim, tiyatrodaki o heyecanı insan sahnenin arkasında da hissediyor.
– Kadınların ilgisi nasıldı?
– S.K: Biz ’10-30 kişi başvurur mu acaba?’ diye düşünürken, 300 kadın başvurdu. Onların arasından seçim yaparak üç sınıf oluşturduk. Çoğunluğu ev hanımıydı, ama çalışan kadınlardan da başvuranlar vardı. Bu sebeple akşam sınıfı da oluşturmak durumunda kaldık.
– B.Z: Her kesimden kadın projeye katıldı. ‘Çocukluğumdan beri tiyatro yapmak istiyordum,’ diyenler mi dersiniz; ‘Gençliğimden beri hayalim buydu,’ diyenler mi… Bu cümleleri o kadar çok duydum ki, bu beni çok fazla şaşırttı. Bu kadar ilgi beklemiyordum. Öğrencilerim arasında 70 yaşında bir öğrencim bile vardı.
– Kadınların aileleri nasıl karşıladı?
– B.Z: Ailelerden çok olumlu tepkiler geldi. Öğrencilerimiz, eğitimlerde yaptığımız çalışmaları evde tekrar ediyorlar. Örneğin öğrencilerime ‘Birine kızıyorsun, birini azarlıyorsun ya da birine yalvarıyorsun, ama bunu sadece ‘a’ sesini kullanarak yapacaksın,’ diyorum. Bunu evde yaptıklarında eşlerinden ‘İyice delirdin sen! Başımıza daha neler getireceksin?’ diye esprilerle karşılaşıyorlarmış (gülüşmeler). Ayrıca birçok kadın oyun metnine çalışırken de çocuklarından ve eşlerinden yardım aldı.
– Sadece kadınların oynadığı bir tiyatro oyunu daha önce oynanmış mı Türkiye’de?
-S.K: Bir-iki girişim var, ama oyuna bir-iki profesyonel oyuncu da katılmış. Fakat dekorcusundan yazarına, oyuncusundan yönetmenine kadar sadece kadınlardan oluşan bir tiyatro oyunu benim bildiğim kadarıyla bir ilk… Belki özel vakıflar ya da dernekler yaptıysa, o ayrı…
– Türkiye turnesine çıkılacak mı?
– S.K: Gülbaharın Gülleri adlı oyundan üç farklı versiyon ortaya çıktı. Sabah grubu, çalışmayan kadınlardan; öğleden sonra ve akşam grupları yarı zamanlı ve tam zamanlı çalışan kadınlardan oluşuyordu. Her grup kendi içinde oyunu dönüştürdü. Bu üç gruptan seçilen kişilerle özel bir grup oluşturuldu. Yakında onların da provaları başlayacak ve yurtiçinde turneye çıkacaklar. Oyundan elde ettikleri gelir de onlara kalacak.
– Gülbaharın Gülleri oyununun teması nedir?
– S.K: Bir kadının doğumundan ölümüne kadar geçirdiği değişimleri, genç kızlığında annesine benzemesini, evlendikten sonra kayınvalidesine benzemesini espritüel bir dille anlatıyor. Neyi görüyorsa onu uygulayan bir kadının hikayesi Gülbaharın Gülleri; her kesimden kadının sorunlarını dile getiriyor.