Bahar Akpınar
Helen Zimmern, Avrupa’nın köklü edebiyat tarihine bakıldığında Alman edebiyatının Avrupa edebiyat kültürünün en genç üyelerinden biri olduğunu ileri sürer. [1] 18. yüzyılda üçyüz prenslikten oluşan ve ortak bir başkentten yoksun yapısıyla Almanya, edebiyat ve tiyatro alanlarında Fransa ve İngiltere’nin epey gerisindedir. Paris 1680’den beri canlı bir tiyatro yaşantısı sunan Comédie-Française’le dikkat çekerken, Londra daha 1590’larda sayıları onbeşbin ila yirmibin arasında değişen seyirci topluluğunun haftada en az bir oyun izlediği bir kent halindedir. 18. yüzyıla kadar olan Alman tiyatro geleneğinde ise saray tiyatrosu ve operaların dışında, gezici topluluklar ve okul tiyatrolarıyla sınırlı bir tiyatro yaşantısı göze çarpar. [2] Bunlar oyun türü, dil ve düşünce bazında birbirlerinden çok farklıdır.
Alman soylu sınıfı sahnede neoklasik Fransız eserlerini, Fransızca olarak seyretmek istedikleri için saray tiyatrolarında büyük ölçüde Fransız topluluklar yer alır. Operalarda ise İtalyanca hakimdir. Gezici topluluklara gelindiğinde komedi ve farsların yanı sıra çeşitli akrobasi gösterilerinin sahnelendiği göze çarpar. Burada sergilenen oyunlar entelektüel açıdan zayıf olup aydınlanmanın eşiğindeki bireylerin ilgisini çekmekten çok uzaktır. Okul tiyatrolarında ise daha çok ahlaki ve dini değerlerin didaktik olarak sergilendiği oyunlar görülür.[3]
Bu koşullar altında Alman ulusal tiyatrosunu oluşturma yolundaki ilk hamle Johann Christoph Gottsched’den (1700-1766) gelir. Henry B. Garland’a göre Gottsched’in bu hamlesi bir ‘basitlik harikasıdır’. Bu ‘harika’ öneri, Fransız neoklasik eserlerinin Almanca’ya çevrilerek, doğrudan Alman kültürüne uyarlanmasını kapsar. [4] (Bu uygulamanın bir benzeri batılı anlamda tiyatronun oluşumunda Osmanlı’da görülecek, romantik akımın Fransızca eserleri birbiri ardına çevirilip, aynı konu kalıplarında eserler verilecektir). Ne var ki, Gottsched’in önerisi aydınlanmayı yaşamaya başlayan toplumun beklentilerini karşılamaktan uzaktır. Yeni oluşturulmaya çalışılan Alman ulusal tiyatrosunu neoklasik geleneğin sınırlı kalıpları arasına hapsedip bu alanda bir Fransız hakimiyetini geçerli kılmak ne aydınlanmayla ne de dönemin politik ajandasıyla bağdaşır. Fransa, Almanya için aralarında savaşların yaşandığı bir düşman ülkedir. Öte yandan gerek Almanca’ya olan yakınlığı, gerek politik konjonktür, gerekse tiyatro anlayışı olarak İngiltere Almanya’ya daha yakındır. Ne var ki, tüm neoklasikçiler gibi Gottsched de Shakespeare hakkında olumsuz fikirler taşımaktadır. Ona göre Shakespeare, hiçbir kurala uymadığı için tiyatral anlamda uzak durulması gereken kötü bir örnektir.[5]
Gottsched, Fransız neoklasik eserleri ile ilgilenedursun, Almanya’da zamanın ruhu hızla değişmeye başlar. 18. yüzyılın ortalarına gelindiğinde güçlenen tüccar sınıfı, kendileri ve ailelerini aydınlanmanın kültürel atmosferiyle çevreleyebilecek yeni bir sanat ortamının arayışına girer. Dahası bu ortamın temin edilmesi için gerekli finansmanı sağlamaya hazırdırlar. [6] Gottsched ise toplumda oluşan bu beklentinin gerisinde kalmaktadır. Bu nedenle Gottsched, Alman ulusal tiyatrosunun kuruluşunda eleştiri mekanizmasının ilk hedeflerinden biri halini alır. Ona bu eleştiriyi getiren, kendisinden yirmidokuz yaş genç olan ve aydınlanmanın nabzını elinde tutan Gotthold Ephraim Lessing’dir (1729-1781).
Lessing’in Gottsched için yazdığı ilk eleştiri 1759’da, editörlüğünü kendisinin yaptığı 17. Literaturbrief’de yayınlanır. Bu yazısında Lessing, Gottsched’i adıyla bile anmaz, onu kastederken “Bibliothek’in yazarı” ifadesini kullanır. Lessing, Gottsched’in Fransız neoklasikleri yönündeki tercihi ve yaptığı niteliksiz çevirileri ağır bir dille eleştirir. Lessing’e göre Racine ve Corneille tragedyaları Alman düşünce yapısına uygun değildir. Örnek alınması gereken bir oyun yazarı varsa o da şüphesiz Shakespeare olmalıdır.[7] Lessing, Corneille’in mekanik düzenlemelerle uğraşırken Shakespeare’in onun hiçbir eserinde inemediği özle ilgilendigini belirtir. Shakespeare’in Sophocles’den sonraki en etkileyici oyun yazarı olduğunu ileri süren Lessing’e göre Gottsched, Fransız neoklasik eserleri yerine Shakespeare’in eserlerini Almanca’ya kazandırmış olsaydı, bir kaç ufak kültürel uyarlama ile Alman halkına daha uygun ve daha doğru olan bir tiyatro sunabilecekti. Lessing’in bu eleştirisinde öneri olarak getirdiği kültürel uyarlama ve oyun yapısına yönelik düzenlemeler onun ilk dramaturjik yorumları olarak değerlendirilir.[8]
Lessing’in elestirisinde üzerinde durduğu bir diğer konu ise yapılan çevirilerin niteliyle ilgilidir. Bu konuda Lessing, Gottsched’i kelimenin tam anlamıyla yerden yere vurur. Gottsched’in yeterli Fransızca bilgisi olmamasına rağmen çeviri yapmakta bir sakınca görmediğini belirten Lessing’e Gottsched’in Fransızca hakimiyeti ancak ve ancak ‘Oui Monsieur’nün ne anlama geldiğini bilen herkesi çeviri yapmaya yüreklendirecek kadardır. [9]
Michael J. Sosulski, Lessing’in 17. Literaturbrief’deki bu eleştirilerini Alman ulusal tiyatrosunu doğru yöne çekme konusundaki ilk önemli girişimi olduğunun altını çizer.[10] Lessing’in bu yönelişi, daha sonraki yıllarda Hamburg’da ulusal bir Alman tiyatrosu kurma gayreti içinde olan Johann Friedrich Lowen’inkiyle (1727-1771) kesişecek, ikili arasındaki bu fikir birliği, istenilen tiyatronun oluşturulmasında etkili bir girişime dönüşecektir.
Alman ulusal tiyatrosunu kurması, sadece Alman dilinde bir tiyatro yazını oluşturmakla değil, baştan sona her alanda değişim ve gelişimlere ihtiyaç duyulan bir hareket olarak algılanır. 1767’de Hamburg’lu oniki işadamının mali desteğiyle kurulan Hamburg Ulusal Tiyatrosu ilk Alman ulusal tiyatrosu olma özelliğini taşır. İstenilen yüksek repertuarın sağlanmasında bilgi ve deneyimleri güçlü birine ihtiyaç duyulur. Bu görevlerin yerine getirilmesi için kadrolarına dahil ettikleri kişi Lessing’dir. Burada Lessing, tiyatro ile seyircisi arasında canlı bir iletişim kurulmasını sağlayan eleştiri yazılarını kaleme alır. Lessing, 1 Mayıs 1767’de yazmaya başladığı eleştiri yazılarına 1769’un paskalyasına kadar devam eder. Sonrasında J. H. Cramer, yüzdört adet olan bu eleştiri yazılarını Hamburg Dramaturgisi adı altında iki cilt olarak yayınlar. [11]
Lessing’in çabaları Schiller ve Goethe’nin yollarını aydınlatacak Alman ulusal tiyatrosunun zeminini oluşturur. Bu zeminin oluşmasında Lessing’in en önemli adımlarından biri hiç kuşkusuz kurulmaya çalışılan tiyatronun yönünü Shakespeare’den yana çevirmesi ve nitelikli Shakespeare çevirilerinin yapılmasına ön ayak olmasıdır.
Böylesine sağlam temelli Shakespeare çalışmalarının bizde hali hazırda olmaması, yabancı dil eksikliğinden kaynaklanan çeviri ve yorum hataları kadar, bir türlü işlemeyen eleştiri mekanizmasını da işaret eder. Bu nedenle Lessing’in Gottsched’e yönelttiği eleştiriler üzerinde düşünmek yerinde olacaktır.
KAYNAKÇA:
- Garland, H. B., Lessing – The Founder of Modern German Literature, Macmillan and Company Limited, London 1962.
- Hamburger, Maik, Williams, Simon (ed.), A History of German Theatre, Cambridge University Press, Cambridge 2008.
- Herzfeld-Sander, Margaret (ed.), Essays on German Theater, The Continuum Publishing Company, New York 2002.
- Luckhurst, Mary, Dramaturgy: A Revolution in Theatre, Cambridge: Cambridge University Press, 2006.
- Redekop, Benjamin W., Enlightenment and Community – Lessing, Abbt, Herder, And The Quest for a German Public, McGill-Queen’s University Press, Montreal 2000.
- Sosulski, J. Michael, Theater and Nation in Eighteenth-Century Germany, Ashgate Publishing Ltd., Hampshire, 2007.
- Zimmern, Helen, Gotthold Ephraim Lessing, Longmans, Green and Co., London 1878.
[1] Zimmern, Helen, Gotthold Ephraim Lessing, Longmans, Green and Co., London 1878, p.55
[2] Daha genis bilgi icin bakiniz: Meech, Anthony, Classical Theatre And The Formation of A Civil Society, 1720-1832, in the book: Hamburger, Maik and Williams, Simon (editors). A History of German Theatre, Cambridge University Press, Cambridge 2008, p.65
[3] Redekop, Benjamin W., Enlightenment and Community – Lessing, Abbt, Herder, And The Quest for a German Public, McGill-Queen’s University Press, Montreal 2000, p.75-76
[4] Bkz: Garland, H. B., Lessing (The Founder of Modern German Literature), Macmillan and Company Limited, London 1962, p.39
[5] Zimmern, Helen, Gotthold Ephraim Lessing, Longmans, Green and Co., London 1878, p.57
[6] Meech, Anthony, Classical Theatre And The Formation of A Civil Society, 1720-1832, in the book: Hamburger, Maik and Williams, Simon (editors). A History of German Theatre, Cambridge University Press, Cambridge 2008, p. 66
[7] Bakınız: Herzfeld-Sander, Margaret (ed.), Essays on German Theater, The Continuum Publishing Company, New York 2002, pp. 1-3
[8] Herzfeeld-Sander, Margaret, Essays On German Theater, The Continum Publishing Company, New York, 2002, p. 2
[9] Herzfeld-Sander, Margaret (ed.), Essays on German Theater, The Continuum Publishing Company, New York 2002, p. 1
[10] Sosulski, J. Michael, Theater and Nation in Eighteenth-Century Germany, Ashgate Publishing Ltd., Hamshire, 2007, p. 44
[11] Luckhurst, Mary. Dramaturgy: A Revolution in Theatre. Cambridge: Cambridge University Press, 2006. P.30
1 Yorum
Sanat ve sanatçı niye bu kadar uzak kalmıştır bize; son nefese kadar algılaya mayacağız…