Saltanat’ın Verdiğini Cumhuriyet Alamaz
Ali Y. Baltacıoğlu
Darülfünun-ı Şahane, Darülfünun-ı Osmani, İstanbul Darülfünunu, kısaca Darülfünun, İstanbul Üniversitesi’nin 1863-1933 döneminde taşıdığı adlardır.[1] Osmanlı’dan Cumhuriyet’e intikal eden Darülfünun, Darülbedayi (İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları), Darülelhan (Belediye Konservatuarı) ulus-devlet sürecinin erken örnekleridir. Bilim ve sanat kurumlarıdır.
Devrimlere ve Cumhuriyet’e bilimsel danışmanlık yapan İstanbul Darülfünunu,[2] 1925 bütçesinin TBMM’de görüşülmesi sırasında sert eleştirilerle karşı karşıya kalır. Zülfü, Fikret ve Talat Beyler, verdikleri önergelerle Darülfünun’un özerkliğinin kaldırılmasını, doğrudan doğruya lağvını, Konya ve Ankara’ya naklini, müderrislerinin Avrupa’ya talebe olarak gönderilmesini önerirler.[3]
Bu gelişmeler üzerine Darülfünun Emini (İstanbul Üniversitesi Rektörü) Ismayıl Hakkı Bey [Baltacıoğlu (1887-1978)] yüklendiği bilimsel ve kamusal sorumluluk çerçevesinde şu demeci verir (Darülfünun yerine tiyatro sözcüğünü koyarak okuyunuz):[4] “Darülfünun muhtariyetinin ilgası fikri son derece şayan-ı tesirdir. Ben bir darülfünun müderrisi sıfatıyla böyle bir fikri münakaşa bile edemem. Yalnız şunu söyleyebilirim ki mevzu-ı bahs olan muhtariyet darülfünun muhtariyet-i ilmiyesi ise bunu saltanat vermişti.[5] Kendi umdelerine sadık olmak endişesiyle aleyhtarlarını bile ıskat etmek istemeyen bir Cumhuriyet bunu geri alamaz.”
Hızını alamayan muhalifler, bu kez yönelttikleri eleştiriyi kurumsal ölçekten kişiselliğe çekerler. Kurumu cezalandıramazlar ama rektörü cezalandırırlar. Çankırı Mebusu Talat Bey’in rektörlük makamı ödeneğinden 10 liranın, bir tür güvensizlik ifadesi olarak indirilmesi konusundaki önergesi kabul edilir.[6]Bu işlemi Darülfünun’un özerkliğine bir müdahale olarak kabul eden Ismayıl Hakkı Bey, rektörlükten istifa eder.[7]
Darülfünun, Darülbedayi, Darülelhan. Bugünkü adlarıyla Üniversite, Şehir Tiyatroları, Devlet Tiyatroları, Konservatuarlar ulus-devletin temel yapılarıdır. Öncü devrimci kurumlarıdır.[8] Doksan yıl önce Üniversite’nin başına gelen, bugün Tiyatronun başına geliyor. Korkarım yarın konservatuarın başına gelebilecektir.
Tiyatrolar her ne kadar önlerine “Belediye”, “Devlet” başlığını alsalar da temelde kamunun tiyatrolarıdır. Ulusun birikimidirler. Geleceğimizin güvencesidirler.
Saltanat’ın verdiğini Cumhuriyet alamaz!
[1]Baltacıoğlu, Ali Y. , Darülfünun’dan Üniversiteye (I), Toplumsal Tarih, Temmuz 2008, sayı 175, s. 79.
[2] Bkz. Baltacıoğlu, Ismayıl Hakkı, Hayatım, Darülfünun Kurulu’nun Gazi ile Söyleşisi (1924)Dünya Yayınları, İstanbul 1998, s. 293.
[3]Propagandadan Sonra Fidye-i Necat. Darülfünun’dan Müderris Yerine Talebe Çıkararak Islahata bBaşlanır mı? Meslek, 03.02.1925, sayı 8, sayfa 1+2.
[4]A) Darülfünun emini ateş püskürüyor, Cumhuriyet, 28 kanun-i sani 1925, sayı 262, sayfa 1+3.
B) Darülfünun muhtariyeti geri alınamaz, Vatan, 28 kanun-i sani 1925, sayı 467, sayfa 1+4
[5]Darülfünun’ailk kez özerklik Osmanlı döneminde verilmiş, Cumhuriyet yönetimi bu özerkliği genişleterek uygulamıştır.
- 18 Zilhicce 1340 (12 Ağustos 1338) günlü Darülfünun’un Şahsiyet-i Hükmiyesi Hakkında Kararname (Düstur, T2, c. 12, s. 697).
- 21 Nisan 1340 gün ve 493 sayılı İstanbul Darülfünunu’nun Şahsiyet-i Hükmiyesi Hakkında Kanun (Düstur, T3, C. 5, s. 1047).
[6]TBMM, 21.04.1341, İ. 108, C. 1, TBMM Zabıt Ceridesi, D. 2, İS 2, TBMM Matbaası 1976, c. 18, s. 320.
[7] Mayıs 1925.
[8]Yeni Türk Devleti’nin kültür politikasının temelleri, I. Heyet-i İlmiye Milli Hars Encümeni tarafından hazırlanan “Hars (Kültür) Teşkilatı Hakkında Rapor”da belirtilen ilkeler ve kurumlar üzerine oturtulmuştur (1923). Kültür Teşkilatı Hakkında Rapor’da hayata geçirilmesi öngörülen kurumların başında Ulusal Müzik ve Ulusal Tiyatro yer almaktadır.