Zafer Diper
Tiyatronun sanat olduğu ve bu sanatın neler içerdiği, terimlerinin nasıl kullanılacağı başta olmak üzere onunla ilgili genel bilgiler vermek, burada tereciye tere satmaktan öte bir anlam taşımayacağı için, ben de tereci olmayanlara anlatmak istiyorum kısaca…
“Evet, birileri uyarılmalı bence!” diye başlayabilirim. Kimin yanınca? Bilmem, benim yanımca belki?! Konu ne, neden ne peki? Şundan: Türkçeyi bozmak ya da yanlış kullanmak ya da… Bu son “ya da”dan sonra gelecek olanlar daha önemli belki… “O demiş ki”lerden sıralamaya çalışayım… “Silivri’de tiyatro oynuyor…” Öteki de demiş ki: “Silivri’de tiyatro yok, tiyatro Ana Muhalefetin Grubunun içinde…” Grubun içinde tiyatro, ilginç (!) Ve biri, “tiyatro oynuyorsun,” diyor ve bir başka diğeri de diyor ki “Tiyatro çeviriyorlar!” Hayda, ne topaç, ne fırıldak, ne de film değil ki bu “çevrilsin”. Bunu tiyatro için diyemezsin! Çünkü tiyatro “çevrilmez”. Efendim, neymiş, tiyatro çevrilen bir şey değilmiş… Örneğin okul, okumanın öğrenildiği yer. Okul için “okul okuyor” denir mi, denmez! “TBMM oynuyor” denir mi, denmez! Bakın işte, ben de saçmalıyorum giderek. Onun için, karıştırmadan daha devam… Özetle, amaç sözcükleri meslek açısından yerli yerine oturtmak, o bağlamda ele almak değil de, onların aracılığıyla saldırmak, tedirgin etmek (taciz) olduktan sonra ha tiyatro olmuş ha sinema… Ben bu anlamı çıkarıyorum…
Siyaset zor. Tiyatroya, sinemaya gidemiyorsunuz sanırım, sanatla manatla uğraşacak zamanınız da yok. Haklısınızdır; ama nasıl iş, şaşırıp donmuş kalmışım. “Tiyatronun çevrilmesi”ni bırakalım, dedim ya bir de “tiyatronun oynanması” var siyasiler arasındaki karşılıklı atışmalarda… Tiyatro çevrilemeyeceği gibi, “oynanmaz” da. Tiyatroda oyun oynanır. Tiyatroyu, onu var eden tüm öğeleriyle düşünüp; bir olgu, oyunun oynandığı bir yer, bir kurum, kuruluş olarak dillendirebilirsiniz ancak. Ne ki bu yanlış anlatımların gerisinde demek istenen çok daha korkulu (vahim) değil mi acaba? Yukarıdaki alıntılamalardan anlaşılacağı üzere karşındakine yüklenme, saldırı örneği olarak konuşulmuyor mu tiyatro sizce?! Ortada bir kötülük bir olumsuzluk var da bunun nedeni tiyatro olmuyor mu? Söyleyiş biçiminizle tiyatroyu insanın toplumun gelişimi güzelliği adına değil de yergisi, aşağılaması adına örneksemiyor musunuz siyaseten?! Ben bu anlamı çıkarıyorum…
Bu yaklaşımınızca tiyatro; yazarıyla, yönetmeniyle, oyuncusuyla “bu dünyada üçkağıtçı, düzmece, insanları aldatma amacıyla dolaplar çeviren, kandırmacı, yalancı, doğrudan yana olmayanlar” anlamına gelmiyor mu? O zaman da sanatçılar üretimleriyle, yaratılarıyla yalanı dolanı sergileyen, dalavereci beş para etmez kişiler, ha? Ben bu anlamı çıkarıyorum…
Hani bir yandan içim buruk, sevinci kursağımda, “hiç değilse” diye: Tiyatroyu sanattan sayan yok da sanırım böylece paçayı kurtarıyor o “içine tükürülmekten”, resim ve heykel karşısında… Yaa, ama bununla diyorsunuz ki şimdi: çevir kazı tiyatro yanmasın…
Bunların üzerine daha ne diyebilirim? Bir dava mı açsam acaba sanata tiyatroya hakaretten… Öyle ya, “tiyatro oynama”, “tiyatro çevirme” ve benzeri deyişlerinizle tiyatroyu karalama aracı olarak kullanıyorsunuz. Ben bu anlamı çıkarıyorum ki, eh, aşk olsun, bol alkışlar size…