Tiyatro Boğaziçi Çalışanlar Tiyatrosu Dönem Raporu

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Bülent Sezgin

Tiyatro Boğaziçi bahar aylarında hazırlamayı planladığı yeni projesinde, çalışanlar ve profesyonel bölgenin birlikte çalışması kararını aldı. Çalışanlar bölgesi bağımsız çalışmalarına bir süre ara verme kararı aldı. Bu yazımda Tiyatro Boğaziçi çalışanlar tiyatrosu bölgesinde yaklaşık 3 aydan beri sürdürdüğümüz “oyunlaştırma, senaryo yazımı ilkeleri ve kurgu teknikleri” konusunda yürüttüğümüz pratik çalışmalara dair kısa bir raporlama yapmak istiyorum. Türkiye’de tiyatro gruplarının çalışma raporları tutma konusunda iyi bir sicili olmadığı herkes tarafından bilinmektedir. Ben de elimden geldiğince geçirdiğimiz sürece dair kendi tuttuğum notlardan yola çıkarak bir rapor oluşturdum.

Tiyatro Boğaziçi çalışanlar tiyatrosu bölgesi, yaz döneminde bu yıla dair yeni bir proje hazırlama ve geçen yıl tamamlanan Şirket Hikâyeleri adlı prodüksiyonu bu sezon repertuarında tutma kararı almıştı. Kasım ayında Şirket Hikâyeleri oyunu için bir aylık prova dönemi ayrıldı. Bilindiği gibi minimum tiyatro konseptiyle hareket eden çalışanlar oldukça sınırlı bir zaman diliminde (haftada bir gün) bir araya gelerek üretimini gerçekleştirmektedir. Şirket Hikâyeleri askerlik ve sağlık nedenleri yüzünden 27 Kasım 2011 tarihinde kalabalık bir seyirci grubuna son kez oynandı. Oyunun 2012 sezonunda repertuarda tutulması gündeme alındı.

Temmuz ayında başlatılan çalışmalarda ilk olarak “oyunlaştırma, senaryo yazımı ilkeleri ve kurgu teknikleri” konusunda kuramsal okuma çalışmaları yapıldı. Bu çalışma sürecinde David Edgar’ın “Bir Oyun Oluşturmak” adlı makalesi, Ömer Faruk Kurhan’ın “Kolektif Oyunlaştırmaya Giriş” adlı makalesi, Sevda Şener’in Yaşamın Kırılma Noktasında Dram Sanatı adlı kitabı, Anton Çehov’un Martı adlı oyunu, İbsen’in Nora-Bir Bebek Evi oyununun toplu okuması yapıldı. Yapılan bu çalışmaların sonuçları, Bülent Sezgin’in “Oyun Yazımı ve Kolektif Oyunlaştırma 1: Masalın Biçimbilimi, Oyun Yazımı ve Kolektif Oyunlaştırma 2: Bir Senaryo Yazmak” ve Ömer Özdinç’in “Olay Örgüsü mü, Karakter mi?” adlı yazılarıyla kamuoyu ile paylaşıldı. Ayrıca Özgür Çiçek tarafından sunumu yapılan Lagos Egri’nin Bir Piyes Yazmak adlı kitabın sunum notları yakında kamuoyu ile paylaşılacaktır. Çalışanlar tiyatrosunda yapılan okuma çalışmalarında bir süreden beri ihmal edilmiş temel aydınlanma faaliyetlerine dair bir gündem yaratılmış oldu. Ayrıca kolektif bir oyunlaştırma sürecinde ortaklaşmak ve topluluk içinde aynı dili konuşabilmek adına basit bir kavramlar sözlüğü oluşturma girişimi başlatıldı.

Pratik sahne çalışmalarında ise, her çalışmada kolektif oyunlaştırma sürecini test etme adına egzersizler yapıldı. İlk olarak oyunlaştırma çalışması eksenli egzersizler belirli başlıklar altında toplandı.

  1. 1. Anlatıdan yola çıkarak olay örgüsü kurma egzersizleri ve doğaçlama
  1. 2. Öykü, roman, film, şiir gibi edebiyat ürünlerinden yararlanarak sinopsis oluşturma (birebir uyarlama ya da öykü ekseninden yararlanma)
  1. 3. Verili sinopsis ya da oyun özetlerinden yola çıkarak yapılan doğaçlama
  1. Kalıp Aristoteliyen senaryo modelinden yola çıkarak dramatik çatışma kurma egzersizi: Özetle bir kişi bir hedefe ulaşmaya çalışır, ancak önünde bir engel (kişi ya da nesne) vardır. Bu çalışma kahramanın trajik hatası ve baht dönümü, dramatik çatışmanın zirve noktası gibi konular üzerine tartışmalar yapıldı.
  1. Sır ve gizem üzerinden yola çıkarak doğaçlama. “Geçmişte bir şey olur gölgesi bugüne düşer” tezinden yola çıkıldı. Bu başlık altında saklanan bir sırrın açığa çıkması ya da gizemli bir sorunun yanıtını arama kurgunun temelini oluşturdu.
  1. 6. Gazete haberinden yola çıkarak (vukuat içeren bir üçüncü sayfa haberinden yola çıkarak) oyunlaştırma egzersizi
  1. Decemaron hikâyeleme yöntemi ve flashback anlatı denemesi: Belli sayıda bir grup insan bir araya gelir ve birbirlerine öykü anlatırlar. Kişiler o mekânda (ada, hapishane, batmak üzere olan bir gemi vs.) olmalarını geçmişe dönük bir şekilde birbirlerine anlatırlar. Anlatıların canlandırılması şart değildir. Salt anlatı olarak da kalabilir. Anlatılar flashback’ler şeklindedir ama bir yandan da mekândaki zaman ilerler.

Aşağıdaki örnekler bu çalışma sürecinde sonrasında ortaya çıkan sahne çalışmalarının özetidir. Raporu uzatmamak adına önerilerin öyküleme boyutu özetlenmiştir. Tüm sinopsislerin sahne üzerinde oyunculuk denemesi yapılmıştır:

Sinopsis 1: Karım Uçakta

Yeni boşanmış bir adam, ayrıldığı karısının kendisine geri dönmesini istemektedir. Bu yüzden onunla konuşmak üzere, kadının çalıştığı uçağa gider. Kadın hosteslik yapmaktadır. Uçakta karısı ile konuşup onu ikna etmeye çalışacaktır. Ancak karısı ile tartışma çıkar ve uçağı kaçırmaya karar verir. Amacı karısını etkilemek için uçağı kaçırmaktır. Ancak uçakta gerçek hava korsanları da vardır, eş zamanlı olarak onlar da uçağı kaçırmak ister ve hostesi rehin alırlar. Adam karısının rehin alındığını görünce, korsanları etkisiz hale getirmek için planlar yapar, öfkeli adamın birden bire “kurtarıcı” rolüne soyunduğunu görürüz. Korsanları alt eder ve öykü sonunda karısı ile barışırlar.

Sinopsis 2: Tribünde Erkek Var

Stadın önündeki iki erkek kadın kılığındadır. Amaçları erkeklerin alınmadığı maça girmektir. İki erkek aslında tribün liderleridir. Stadın önünde bekleyen erkek grubu televizyon kameralarına röportaj verirken, iki erkek maça girmek üzere görevlinin yanına gelir. Görevli onlara sözlü tacizde bulunur. İki erkek amigolardan yardım ister. Amigolar “bacımıza nasıl küfredersin” diyerek görevliye saldırırlar ve iki erkek fırsattan istifade içeriye girerler. İçeriye giren iki erkek tribünde kendilerine yer bulur. İki kadınla sohbet etmeye başlarlar, kadınlardan birisi transseksüeldir. Transseksüel ve arkadaşı iki erkeği de “transseksüel” sanar. Maç güvenliğinden sorumlu güvenlikçiler, kadınların maçla ilgili yaptıkları yorumları beğenmezler. Onları alaya alırlar. Kadın kılığındakiler rahatsız olur, ancak seslerini çıkaramazlar. Ofsayttan gol olur. Tartışma çıkar, transseksüel ve arkadaşı pozisyona dair haklı çıkar, hakem golü iptal eder.  Güvenlikçilerin sözlü tacizleri ve alayları gerilime neden olur. Kadın kılığındaki erkekler dayanamaz ve kavga çıkar.

Sinopsis 3:  Bir Nisan Sabahı

Ahmet ve Mehmet üniversiteyi yeni kazanmış iki sıkı arkadaştır. Dershanede beraber takılmışlar, aynı bölümü yazmış ve kazanmışlardır. Uzun zamandır süren arkadaşlıkları kadim dostluktan biraz ileri gitmiş, iki sevgili olmuşlardır. Birlikte ders çalışmaktadırlar. Mehmet’in görünüşte demokrat olan anne ve babalarına durumu açıkladıklarında soğuk bir Nisan şakası gerçekleşmiş olur. Başkalarının çocuğunun eşcinsel olabileceğini kabullenen bir aile, kendi çocuklarının eşcinsel olduğunu öğrenince tavır değiştirir.

Tiyatro Boğaziçi Çalışanlar bölgesinde sahnelemesi yapılan bu üç sinopsis dışında; değişik film senaryolarından uyarlama öneriler, erkeklik, anadilde tiyatro yapmak ve ayrımcılık, Van depremi ve kardeşlik ve sınıf atlama temalarına dair grup üyelerinden özgün öneriler gelmiştir. Oldukça ayrıntılı olarak yazılmış bu öneriler bütün bir oyunu baştan kurma hedefiyle hazırlanmıştır.

Gelen öneriler sırasında yaşadığımız en büyük sıkıntı, önerinin vukuatlar içeren eylemlerden yoksun oluşu, dramatik bir çelişki barındırmaması ve sahnelemeye uygun olmayışıdır. Kolektif bir mantıkla hareket eden tüm amatör tiyatro grupları açısından benzer deneyimlerin yaşandığını tahmin etmek de zor değil. Oyuncuların hem olay örgüsünü kurmak için çaba göstermesi, hem dramaturjik bir perspektifle hareket etmesi hem de icra olarak seyir keyfi veren bir çalışma üretmesi çelişkili ve çatışmalı bir süreci içinde barındırır. Yönetmen tiyatrosu paradigmasından farklı olarak, kolektif oyunlaştırma sürecinde oyuncular için “hem kendi sözünü söyleme” hem de daha yaratıcı olabilme şansı mevcuttur. Tüm bu noktalar düşünüldüğünde yaşanan süreçte tüm grup üyeleri açısından nasıl öneri getirilebileceği hususunda bir iç eğitim süreci yaşandığı söylenebilir. Hâlihazırda sınıf atlama teması üzerinde somut bir öyküleme önerisi üzerinden ortaklaşma yaşanmış ve masa başı çalışmalarının sürdürülmesi kararı alınmıştır. Ayrıca ilk etapta İstanbul’da kolektif oyunlaştırma yapan tiyatro gruplarıyla çalışma yöntemleri konusunda röportajlar yapılması ve bu çalışmanın akademik bir içerikle kamuoyu ile paylaşılması da gündeme alınmıştır.

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Bülent Sezgin

Yanıtla