Yaşam Kaya
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, yeni dönem tiyatro sezonunu Ermeni yazar Hagop Baronyan’ın yazdığı ‘Şark Dişçisi’ adlı oyunla sürdürüyor. Osmanlı’nın son dönemlerine doğru yaşayan, İstanbul’daki çok kültürlü yapıyı kusursuz aktaran, dönemi itibariyle korkusuzca toplumsal sorunlara değinen yazarın oyununu Şehir Tiyatroları’nın önemli yönetmenlerinden Engin Alkan sahneye koyuyor. Müzikal öğelerle süslenen yapıtın, bol hicivli komik konusunda Selim Atakan’ın müziklerini dinliyoruz.
‘Şark Dişçisi’ müzikalinde, 19. yüzyıl Osmanlı’sında gezici bir tiyatro kumpanyası, Hagop Baronyan’ın bol iğneli komedisini; müzikli, danslı, gösterişli bir şölenle günümüz seyircisine sunuyor. İstanbul’daki Ermeniler arasında yaşanan; aldatma, aşk çıkmazları, sadakatsizlik, yalanlar, aslında Osmanlı toplumunun aile yaşantısının nasıl çöktüğünü tüm çıplaklığıyla bizlere göstermiş. Günümüz yaşamına da inceden göndermeler yapılan oyunda, para tutsağı insanların köhnemiş ilişkilerine tanıklık ediyoruz.
Engin Alkan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın önemli rejisörlerinden. Yenilikçi düşünce yapısıyla, şimdiye dek yaptığı rejilerle beraber, cesaret edilemeyenleri bu oyunda sahnede gerçekleştiriyor. Seyirciyi oturduğu koltukta rahatsız eden Alkan, Hagop Baronyan gibi tarihin tozlu raflarında unutulmuş önemli bir yazarı güncel bir çalışmayla bizlerin önüne koyuyor. Oyununu titiz bir çalışmayla hazırlayan yönetmen, sahnedeki mizansenlerden hareket düzenine varana dek tüm detayları ince ince işlemiş. Kumpanyanın başarılı görüntüsü, oyunun gittikçe tırmanan yüksek temposu, oyuncuların canla başla konuya eğilmeleri ekibin başarısını bizlere kanıtlıyor.
Küçük Müdahaleler Gerek
Türkiye’de teatral alanda günden güne önemli değişimler yaşıyoruz. Çok değil, sadece on sene kadar önce Türkiye’de Ermeni bir yazarın oyununu sahneye koymaya kalksaydınız, tiyatronun içine kümelenmiş ‘beyaz Türk’ güruhunun saldırılarına uğrardınız. Fakat artık zaman hızla değişiyor. İçimizdeki kültürün değerleri ait oldukları yerlere getiriliyor. Modern, çağdaş Batı tiyatrosunu Ermeni cemaatinden öğrenen bir toplum olarak yıllarca onları hor gören düşünce yapılarıyla yetiştirildik. Fakat şimdi Engin Alkan gibi cesur yönetmenler sayesinde anlayışlar, fikirler değişiyor.
Türkiye’de müzikaller öyle kolay kolay sahnelerde izlenmiyor. Senede bir ya da iki defa müzikal oyunların yapıldığını düşünürsek, sahnede yapılan işin önemini anlarız. Selim Atakan’ın daha önce birçok müziği hakkında kritik yazan bir eleştirmen olarak ‘Şark Dişçisi’nde ciddi sorunlar olduğunu görüyorum. İnişli çıkışlı müzikler, duyguların yanlış aksettirilmesi, müziğin ritimsel sorunları ve tekrarlar beni fazlasıyla rahatsız etti. Aslına bakarsanız müziklerin biraz daha üzerinden gidilse ortaya çok iyi bir iş çıkacak. Oyunun belli noktalarında sadeleştirilmeye gidilse, ayrıca oyuncu mikrofonlarının sesi biraz daha açılsa gösteri daha iyi bir hale gelecek. Genel olarak konunun yapısı çok iyi dizayn edilmiş. Küçük bazı müdahalelerle ‘Şark Dişçisi’ mükemmel bütünlüğe dönüşür.
Selçuk Borak, Çağlar Çorumlu, Sevil Akı, Selin Türkmen, Ümit Daşdöğen, Sevinç Erbulak, Hüseyin Tuncel, Salih Bademci, Emrah Özertem, Tuğrul Arsever, Çiğdem Gürel, Senem Oluz, Özge O’Neill, Yasemin Güvenç, Reyhan Karasu, Murat Üzen, Serkan Bacak, Okan Patırer ve Y. Arda Alpkıray ‘Şark Dişçisi’nde sahneye çıkan isimler. Engin Alkan’ın yapmak istediğini muhteşem biçimde kavrayan bir ekiple karşı karşıyayız. Bedensel hareketler, ses tonları oyuncuların tamamında şahane. Komediyi net biçimde anlatacak bir ekip oluşturulmuş.
İstanbul Şehir Tiyatroları, böylesi iyi oyunlarla geçtiğimiz sezon yarattığı hayal kırıklıklarını unutturacağa benziyor. Kaliteli oyuncu kadroları doğru işlerde, doğru yerlerde kullanıldığı zaman ‘Şark Dişçisi’ gibi nice güzel oyunlar sahnelerdeki yerini alacaktır. Sezon içinde bu müzikali mutlaka izleyin.