“Alınan önlemler deprem sonrasına yönelik” cümlesi, 1999 Marmara depremi sonrasında iki üniversite tiyatro kulübünün (BÜO ve MSÜO) bir araya gelerek hazırladığı Deprem adlı oyunun final repliğiydi. Bu repliğin dramaturjisi asıl yapılması gerekenin felaket öncesi devlet ve sivil toplum tarafından adımlar atılması ve “en fazla ölürüz” şeklindeki kaderci melodramatik düşüncenin eleştirisiydi. Aradan yıllar geçmesine rağmen Türkiye’de doğal afetleri engelleme noktasında ciddi bir paradigma değişikliği yaşanmadı. Yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği Van depremi, bir kez daha gösterdi ki, iktidarlar bilimi ve insan hayatını hiçe sayarak icraatlar yapıyorlar. Bilim insanları da çoğu zaman uyarıcı misyonlarını ihmal edip, aydın sorumluluğundan uzak davranıyorlar. Uyarılara rağmen fay hatları üzerine yapılan binalar, geçmiş ve gelecek perspektifinden yoksun “çılgın yatırımlar” yaşamdan çok ölümleri besliyor.
Felaket dönemleri toplumsal jestlerin açığa çıktığı kritik süreçlerdir. Dram sanatının malzemesi de açığa çıkan bu dramatik çatışmaları bir olay örgüsü içinde işleyebilmektir. Medyanın enkaz altında rating yapacak öykü aramasının aksine, bizlerin toplumsal arkaplanı yansıtacak şekilde öyküler kurmamız gerekir. Örneğin Van depremi sonrasında sosyal medyada ırkçı söylemlerin açığa çıkması binaların yıkılmasının yanı sıra vicdanların yıkılma riskini beraberinde getirdi. İnsanlıktan nasibini almayan bu ırkçı yaklaşımlar, halklar arası kardeşliğe vurulan büyük bir darbe oldu. Neyse ki tehlike çabuk fark edildi ve ırkçı söylemler iktidarından muhalefetine tüm kesimlerden tepki aldı. Umuyoruz ki, barışa ve kardeşliğe yapılan bu saldırılar kalıcı bir şekilde engellenir, ırkçılık “bugün lanetlenen ama yeri geldiğinde ihtiyaç duyulan” bir şey olmaktan çıkar.
Van depremi sonrasında sanat camiasında bazı yardım kampanyaları başlatıldı. Bazı topluluklar oyun gelirlerini Van depremine bağışlama kararı aldı. Sezuan’ın İyi İnsanı oyununun kahramanı Shen Te’nin durumuna düşmemek adına, yardımların doğru adrese gitmesi konusunda dikkat etmekte yarar var. Tiyatrocuların deprem sonrasında yüzlerin gülmesi adına yapacağı katkılar da çok önemli. Özelikle çocuk ve gençlerin deprem sonrası travmalarının atlatılmasında tiyatro sanatı ve dramadan yararlanılabilir. Van bölgesinde tiyatro yapan amatör ve profesyonel gruplarla destek ve dayanışma ilişkisi kurmak da orta vadede düşünülmeli