Yaşam Kaya
Tiyatro Rast, Türkiye’de son dönemde tırmanışa geçen “namus cinayeti – töre” olaylarını sorgulayan bir oyunla perdelerini açtı. “Dilek – Bir Halk Operası” töre toplumlarında yaygın biçimde işlenilen kadın cinayetlerini opera sahnesine taşımış. Anadolu ezgileriyle süslenmiş müzikler toplumsal bir yaraya dönüşürken; sahnede aşkları, yalnızlıkları, ölümleri anlatan sözler kulakları çınlatıyor.
Tiyatro Rast, Hollanda’dan Türkiye’ye karşı geliştirdiği bakış açısını her açıdan doğru yorumluyor. İlk olarak Ankara Tiyatro Festivali’nde seyirci karşısına geçen bu oyundan önce grubun birçok projesini izleme şansını yakalamıştık. ‘Kuzey Işığı’ ve ‘Yüzleşme’ Türkiye’deki tiyatro çalışmalarına felsefe anlamında derinlik katan yapıtlardı. Çağdaş tiyatro metinlerini sahnelerimize aktaran topluluğun ‘yenilik’ kavramının içini dolduran çalışmalar üretmesi çok önemli. Hollanda bağlantılı grubun Türkiye’de ürettiği çalışmalar daima ön plana çıkıyor. Celil Toksöz’ ün yazıp yönettiği yeni gösteride Türkiye’de yaşayan Kürt ve Türk tiyatro sanatçıları kullanılmış. Ayrıca operet tadındaki müziklerde Anadolu kültüründen harika bir harman oluşturulmuş.
Türkiye’deki İnsanların Ortak Kaderi!
Konuda Dilek; ailesi tarafından bir gençle sözlendirilir. Oysaki Dilek’ in bambaşka umutları, hayalleri vardır. Genç kız sevdiği adama haber göndererek kendisini bir an önce ailesinden istemesini söyler. Aile meclisi toplanıp karar alarak Dilek’i sevdiği adamla değil, seçtikleri kişiyle evliliğe zorlayacaktır. Bu duruma isyan eden Dilek evden kaçarak sevdiği adama sığınmak için yollara düşer. Fakat sevdiği adam Dilek’ in bir başkası ile sözlü olduğunu söyleyerek ona kapısını kapatır. Sözlendiği adam ise Dilek’i çok sevdiği halde bir başka erkekle ilişkisinin ortaya çıkmasını kabul edemez. Dilek sonunda baba ocağına gerisin geri döner. Ama bu dönüş her şeyin sonu olacaktır…
Anadolu coğrafyasında yaşayan halkların çoğunluğu maalesef ki töre kıskacında, insan haklarından yoksun biçimde hayatlarını sürdürüyor. İngilizlerin kast sistemine benzer bir yapıyla, kapitalist ülkelerin büyük oranda destek verdiği töre sisteminde insanın kendi duyguları bir kenara itiliyor. Evdeki ya da topluluktaki aşiret liderinin söyledikleri kanun kabul edilerek insanlara cezaları kesiliyor. Kadının toplumsal alanda kimliğinin yok edilmesine kadar uzanan yapı doğu toplumlarının iliklerine kadar zorla işletilmiş. Değişimden yana kendisini siper edenlerin sonu oyunda bahsi geçen ‘Dilek’ gibi oluyor.
Celal Toksöz, Türkiye operasını yaratırken doğu ezgilerinden Anadolu coğrafyasına ulaşmaya çalışıyor. Özellikle profesyonel halk sanatçılarının sahneye çıktığı oyunda, Anadolu enstrümanlarının kullanılması batı kültürüne ait olan opera sanatını yerel düzeye çekmiş. Oyuncu ve solist olarak karşımızda sağlam bir kadro var. Çiğdem Çiftçi, Erkan Tekci,Ersin Çakmak, Gülseven Medar, Mehmet Emin Yalçınkaya, Mehmet Salih İnan, Mehmet Taylan Ünal, Özgür Önal, Senem Cevher, Şafak Pala sesleriyle, karakterleriyle oyuna şekil veren isimler. Grup performansı yönetim başarısıyla birleşmiş. Çiğdem Çiftçi, Gülseven Medar sesleriyle insanı derin bir acıya sürüklerken; Mehmet Emin Yalçınkaya, Senem Cevher ve ekibin geri kalanları gösteriyi an be an bizlere yaşatıyorlar. Canlı müzikler,şarkı sözleri tamamen bizim kültürümüze göre biçimlendirilmiş.
“Dilek – Bir Halk Operası” namus cinayeti olaylarını opera diliyle eleştirirken, Anadolu coğrafyasındaki kadınların töre kıskacı altında nasıl bastırıldığını açıklıkla göstermiş. Oyun içinde bulunduğumuz gerçekleri suratımıza tokat gibi çarpıyor. Kader, yazgı, töre kavramlarını kıyasıya eleştiren bu gösteri mutlaka Anadolu’yu karış karış gezmeli. Tiyatro sanatının gerici düşünceleri yok eden gücü böylesi oyunlarla ‘töre’ kavramını da eninde sonunda yok edecektir.
Oyun, Kocaeli Süleyman Demirel Kültür Merkezi: 31 Ekim Pazartesi, Saat:20.00 izlenebilir…