Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi yeni sezona perdelerini dev isimlerle açıyor. Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi (SGM), yeni sezonun açılışını, 20. yüzyıla damgasını vuran iki büyük şairin eserlerinin müzikle buluştuğu “Nâzım ile Brecht” ile yapıyor..
İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelenen “Dans Coşkusu”, Akbank Caz Festivali Kampüste Caz kapsamındaki “123”, AYSA Prodüksiyon’un sahnelediği “Düğün” SGM’de sanatseverlerle buluşacak.
“Kırmızı Pabuçlar” oyununu da SGM sahnesinde minik sanatveserlere sunulacak.
20. Yüzyılın iki büyük şairi Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi’nde buluşuyor
Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi, 6 Ekim Perşembe akşamı „”Nâzım ve Brecht”e evsahipliği yapıyor. 20. yüzyılın büyük acılarına tanıklık eden iki büyük şair Frankfurt, Mannheim, Oberhausen ve Viyana’dan sonra İstanbul’da buluşuyor. “İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti” programları çerçevesinde “Golden Routes – Evliya Çelebi’nin izinde” etkinliği kapsamında Ekim ayında, Frankfurt, Mannheim, Oberhausen ve Viyana’da sahnelenen gösteride 20. yüzyıl sanatını derinden etkilemiş iki büyük şairin eserleri müzik ile buluşuyor. Gösterinin seslendirme ve anlatımını üstlenen Sema, Brecht’in ve Nâzım’ın şarkılaştırılmış şiirlerinin kendisine has özgün bir yorumunun yanısıra her iki yazarın da günümüzün güncel sorunlarına hala bu kadar yakın olmalarını bir kez daha vurgulamak istiyor. Sema, Brecht’in ve Nâzım’ın şarkılarını sadece müzikal olarak yorumlamanın ötesinde görsel olarak da seyirciye aktarır. Gösteri süresince Sema sahneyi Erkal Yavi tarafından tasarlanan figürlerle donatarak ve ışıklandırarak sürekli değişen bir mekân yaratır.
Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi’nde “Dans Coşkusu”
İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelenen “Dans Coşkusu”, 13 Ekim Perşembe saat 20:00’de sanatseverlerle buluşacak. Gösteride, Concerto Barocco, Creatures ve Mi Favorita baleleri sanatseverlere sunulacak. J.S.Bach’ın iki keman için yazdığı Re minör konçertosu üzerine Balanchine tarafından koreografisi yapılan bale eseri, döneminin en mükemmel Balanchine balesi olarak kabul edilir. Koreografisi her bakımdan sade bir kusursuzluk içerdiği gibi, eser müziğe ideal bir karşılık niteliğindedir. Concerto’nun ilk bölümünde iki kadın dansçı, kemanLara kişilik kazandırırken, 8 kişiden oluşan kadın dansçılar grubu onLara eşlik etmektedir. Largo olan ikinci bölümde ise bir erkek dansçı, baş kadın dansçı ile bir pas de deux yapar. Allegro olan son bölümde ise eserin ritmik ve canlı müziği, Balanchine’in en az müzik kadar canlı ve dinamik olan koreografisiyle tam olarak örtüşür. Creatures da insanın içsel güzelliğine değinirken, aynı zamanda ruh ile kalp arasındaki çelişkiyi de vurgular. 7 Nisan 2002 tarihinde İsviçre’nin Vervey şehrinde yaratılan Mi Favorita balesinin birkaç ünlü baleye olan benzerliği tesadüfi değildir.
Andersen’in ünlü eseri Kırmızı Pabuçlar minik sanatseverler için SGM’de
Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi minik sanatseverleri de tiyatroyla buluşturuyor. Uygur Çocuk Tiyatrosu tarafından sahnelenen oyun 23 Ekim Cumartesi saat 11:00’de çocuklarla buluşacak. Kendine özgü masal anlatma yöntemiyle çocuk edebiyatının en büyük ustalarından biri olan Danimarkalı masal ustası Hans Christian Andersen (1805 -1875), “Kırmızı Pabuçlar” isimli eseri Esin Afşar tarafından Türkçe’ye kazandırıldı. Masallarında kötülüklere karşı iyiliğin ve güzelliğin zaferine olan iyimser inanç öne çıkan Andersen’in Kırmızı Pabuçlar isimli eseri, hem bir masal gibi izlenebilecek, hem de okullarda rahatlıkla sahnelenebilir olma özelliğiyle çocuk oyunları alanında önemli bir boşluğu dolduracak. Masalların özentiden uzak çocuksu ruhunun renklendirildiği şiirsel bir anlatım içinde gururun ve ihtirasın sembolleri sergilenen Kırmızı Pabuçlar, çocuk/palyaço saflığını -şakacılığını tiyatro sanatının sıcaklığı ve çekiciliğiyle aktarılmasına büyük açılımlar hazırlıyor.
Kadınların kaleminden, kadınların gözünden kadınca bir oyun
AYSA Prodüksiyon tarafından sahnelenen “Düğün”, 25 Ekim Pazartesi saat 20:00’de Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi’nde tiyatroseverlerle buluşacak. Ayşe Bayramoğlu tarafından kaleme alınan oyunu Tilbe Saran yönetiyor. Oyunda, aile yadigârı bir köşkün mutfağında bir düğün hazırlığı konu alınıyor. Başlangıçta daha geleneksel bir yapıya sahip olan damat tarafıyla, İstanbullu kız tarafının arasındaki sosyal statü farkından kaynaklanıyormuş gibi görünen ufak pürüzler, giderek kökleri çok daha derinde bir duruma; erkeklerin dünyasında “kadın” olma durumuna işaret eder. Ataerkil toplumun kadınları maruz bıraktığı şiddeti o derece içselleştirmişlerdir ki, eril söylem artık onların da söylemi olmuştur. Şiddet içlerindedir, şiddet her yerdedir; çünkü şiddete maruz kalan her birey, bir gün şiddetin uygulayıcısı olur. Oyunculardan teknik ekibe kadar, oyunun tüm kadrosu kadınlardan oluşuyor. “Düğün”; kadınları, kadınların güçlerini, güçsüzlüklerini, zorluklarla karşılaştıklarında bunları çözme yöntemlerini, kadınlık hallerini anlatan bir oyun… Ekip, oyundan elde edilecek gelirin belli bir yüzdesini henüz belirlenmeyen bir kadın derneğine ya da ilgili bir projeye aktarmayı amaçlıyor.
Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi
Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi, toplam 912 kişilik seyirci potansiyeline sahip. İstanbul’un ve özellikle Anadolu yakasının önde gelen konferans ve sanat merkezlerinden biri olan Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi, çok amaçlı bir yapıya sahip bulunuyor. Özel akustik düzene sahip salonu, üstün teknoloji olanaklarının kullanıldığı ve orkestra çukuruna sahip sahnesiyle opera, senfonik müzik, tiyatro, bale, dans gibi sanat etkinlikleri için ideal bir merkez özelliğinde.