Oyun Seçme Sanatı

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Melih Anık

(Benzerlikler tesadüfidir.)
OYUNCU 1 – Sezon açılacak biz hala oyun seçemedik
OYUNCU 2 – Sezonun ilk günü perde açılacak diye bir şey mi var?
OYUNCU 1 – Sezonun ilk günü ne zaman?
OYUNCU 2 – 1 Ekim.
OYUNCU 3 – Biz devlet tiyatrosu muyuz? Biz özel tiyatroyuz. Keyfimiz ne zaman isterse o gün açarız.
OYUNCU 1 – Öyle ya.. Bizim sezonun başı bizim sezonu açtığımız gündür.
OYUNCU 2 – Peki bizim oyunun ilk günü ne gün olacak?
OYUNCU 1 – Oyunu seyircili oynadığımız ilk gün.
OYUNCU 3 – Oyun yok ortalarda siz ilk günden bahsediyorsunuz.
OYUNCU 2 – Yardım için başvuruyu da kaçırdık.
OYUNCU 1 – Boş ver iyi oldu. 25 kez oynamak var. Bir de hesap kapatması sıkıntılı. Parayı alırken iyi de hesap kapatırken kötü oluyor. Hem biz özgür bir tiyatroyuz.
OYUNCU 2- Yardım da yardım olsa.. Gazete ilânına bile yetmiyor.
OYUNCU 3 – Ödüller de var. En az 15 kez oynanacak aday olmak için. 75 kişilik salonda..
OYUNCU 2 – Ödüle ne gerek var?
OYUNCU 3 – Olur mu.. İlanlarda işe yarar. “Ödüllü oyun” İyi duruyor.
OYUNCU 2 – Seyirci de ödüllü oyun istiyor.
OYUNCU 1 – Kolay canım. Yaparız bir şeyler. Daha ortada oyun yok biz ödül hesabı yapıyoruz. 
(sessizlik)
OYUNCU 3 – Benim aklımda bir oyun var ama
OYUNCU 2 – ???
OYUNCU 1 – Ve şimdi söylüyorsun!!!
OYUNCU 3 – Çaresiz kalırsak söylerim dedim.. Hem tam da toparlayamadım.
OYUNCU 2 – Nasıl yani? Sen mi yazdın?
OYUNCU 3 – Yok canım nerde.. Yani oyunu biliyorum da metni yok elimde. Oyunun ismini bilmiyorum, kim yazmış bilmiyorum.
OYUNCU 2 – Dalga mı geçiyorsun?
 OYUNCU 1 – Ne biliyorsun öyleyse?
OYUNCU 3 – Konusunu.
OYUNCU 2 – Çattık.
OYUNCU 3 – Söylemesem daha iyi galiba.
OYUNCU 1 – Söyle.
OYUNCU 2 – Madem ki başladın.
OYUNCU 3 – Emin misiniz? Kesmeyeceksiniz ama.
OYUNCU 2 – Bir başla..
OYUNCU 1 – Biz biliyor muyuz?
OYUNCU 3 – Bilmem. Bana çok ilginç geldi. Bilirsiniz ben çok okurum.
OYUNCU 2 – Çok okursun ama bu kadar zamandır bir oyun öneremedin.
OYUNCU 1- Okumadığın ama duyduğun bir oyunu öneriyorsun..
OYUNCU 3 – Ele gelir bir şey yok ki.
OYUNCU 1 – Ne demek ele gelmek?
OYUNCU 3 – Yani oyunun toplumsal bir mesajı olmalı. Ne dediğini bilmeli.
OYUNCU 1 – Güldürüyor mu sen onu söyle.
OYUNCU 3 – İşte ben bunun için tiyatrodan soğudum, bırakacam bu işi..
OYUNCU2- Başka ne iş yapabilirsin? Dizilerden de aramıyorlar.
OYUNCU 1- Bunu hele hiç aramazlar..
OYUNCU 3- Sizi arıyorlar da.. Düzenin ona göre olacak. Tiyatronu dizilere ayarlayacaksın. Havucun dizi olacak. Sponsorun olacak. 
OYUNCU 1- Sen yapamıyorsun ya.. Bok at bakalım. Adamlar düzeni kurmuş.
OYUNCU 2- Biz de yapalım.
OYUNCU 3- Olur .. Hemen şimdi! Biz işimize bakalım.
OYUNCU 1- Doğru.. Sen devam et.. Güldürüyor mu senin oyun?
OYUNCU 3- Aklınıza ilk o geliyor. Güldürüyor mu? İnsan gülen hayvan ya! Komedi düşünen, HAYVAN!
OYUNCU 1 – Güldürmezse kimse gelmiyor. Tiyatro ticari bir iş, kutsallaştırma! Oyunculuk da bir meslek, kasaplık gibi..
OYUNCU 3 – İyi o zaman siz bulun oyunu. Kasaba sor bakalım oyun var mı?
OYUNCU 2- Eski yazarların oyunları kasap kağıdı olurmuş bir zamanlar.. (sırıtır)
OYUNCU 1 – (Sinirli O2’yi keserek) Seninki güldürmüyor mu?
OYUNCU 2 – (Toparlanır) Anlat belki güldürecek yanlarını buluruz. Olmazsa yorumla çözeriz…
OYUNCU 3 – Benim oyunda cinayet var, ölüm var! Ne gülmesi?
OYUNCU 1 – Olsun! Gülünesi cinayetler yok mu?
OYUNCU 2 – POST MODERN ÖLÜMLER çağı bu çağ!
OYUNCU 3 – Ölüm diyorum siz post modern diyorsunuz. Yormayın beni.
OYUNCU 1 – YORUM arkadaş yorum! Tiyatroda yorumla yapamayacağım şey yok! Sen anlat bir kere! Ben neler çıkarırım oyundan.
OYUNCU 3 – O kadar iddialıyız ha! Sen yazsaydın ya!
OYUNCU 1 – Yazıyorum ama daha içime tam sinmedi. Kenara koydum.
OYUNCU 2 – Turşu mu bu! Zamanı gelince yersin!
OYUNCU 3 – Sizle de ancak turşudan konuşulur. Vazgeçtim ben.. Oyun moyun yok.. Unutun.
OYUNCU 1 – Ne unutması!
OYUNCU 3 – Ben unutmuşum zaten.
OYUNCU 2 – Amma nazlandın ya!
OYUNCU 1 – Anlatmazsan anlatma!
(sessizlik)
OYUNCU 1 – Biz neden trajedi oynamayalım? Güldür güldür nereye kadar!
OYUNCU 2 – Güldürünce para kazanamıyoruz bari ağlatalım.
OYUNCU 1 – Bizim anamız ağlıyor. Salon yok zaten.. İzin almak bir dert. Randevu evi bile daha kolay açılıyor.
OYUNCU 2 – Onun amacı herkes tarafından biliniyor da ondan. Biz tiyatro yapıyoruz. Ne çıkacak belli olmaz! Bak ne yapalım sen anlat biz gidişata göre yorumla düzeltiriz oyunu.
OYUNCU 1 – Cinayet var demiştin değil mi ! Kim kimi öldürüyor?
OYUNCU 3 – Kral olacak Baron, önce eski kralı sonra rakiplerini…
OYUNCU 1 – Kral ha! Tarihi oyun mu? Kalabalık olur tarihi oyunlar. 3 kişilik olur mu?
OYUNCU 3 – OLUR! 20 kişiyi 7 şer 7 şer oynarız.
 OYUNCU 1 – 20 karakter ha! Çok! Bir sahnede kaç kişi var en çok?
OYUNCU 3 – Bilmem. Oyun yok ki elimde.
OYUNCU 2 – Orası kolay. Uyarlarız. Hem yorum olur. Bir sahnede Baron olan bir başka sahnede… Başka kim vardı?
OYUNCU 3 – Cadılar.
OYUNCU 2 – Baron cadı olur.
OYUNCU 3 – Olur mu Baron cadılarla konuşuyor.
OYUNCU 2 – Cadılar?
OYUNCU 3 – 3 tane..
OYUNCU 1 – Bir taneye inmez mi?
OYUNCU 3 – İnmez. Çünkü cadılar da birbiri ile görüşüyor.
OYUNCU 2 – İki tane olur o zaman. Nerden tasarruf etsek kârdır.
 OYUNCU 1 – Bunlar çözülür bir yolla. Konuşturmayız cadıları aralarında. Sen konuyu anlat.
OYUNCU 3 – Baron ormanda yürürken cadılarla karşılaşır. Cadılar ona 3 kehanet söyler.
OYUNCU 1 – Bir tane cadı söylesin o zaman. Üç cadıya ne gerek var?
OYUNCU 3 – Üç kehanet üç cadı.. Anlasana. Üç sihirli bir sayı.
OYUNCU 1 – Biz de ‘bir’in sihrini anlatırız. Hem oyunun gidişatına bakalım, belki bizim yorumda ‘üç’ gereksiz olacak.
OYUNCU 2 – Neyse sen anlat. Cadı Baron’a ne diyor?
OYUNCU 3 – Kral olacaksın diyor. Bunu öğrenen karısı Kral’ı öldürmesi için kocasını zorluyor. Baron da hırs yapıyor. Baron evine gelen Kral’ı öldürüyor, suçu uşakların üstüne atıyor.
OYUNCU 1 – Uşaklar kaç kişi?
OYUNCU 3 – İki.
OYUNCU 2 – Kadro çoğalmaya başladı.
OYUNCU 1 – Uşaklar görünmese de olur. Varmış gibi yaparız, ışıkla falan.
OYUNCU 2 – Ha bu iyi.. Manken kullanalım!
OYUNCU 3 – Zaten Baron uşakları da öldürür. Onların ölümünü onlarsız anlatmak mümkün ama Kral’ın çocukları var.
OYUNCU 1 – Kral’ın kaç çocuğu var?
OYUNCU 3 – İki..
OYUNCU 2 – Bire inmez mi?
OYUNCU 3 – İnmesin..Böyle giderse sahnede sen ben ve o kalacağız. Hem bize bir kadın oyuncu lâzım.
OYUNCU 1 – Neden o?
OYUNCU 3 – Baron’un karısını oynayacak.
OYUNCU 1 – İçimizden biri oynasa olmaz mı? Hem erkek gibi kadın imajına daha da uyar.
OYUNCU 3 – Yok artık!
OYUNCU 2 – Hadi sen anlat ..Sonra bakarız.
OYUNCU 3 – Kral’ın çocukları korkar kaçar. Baron kendini Kral olarak ilan eder. Ama bir de rakibi vardır ve ondan kurtulması gerekir. Onu ve çocuğunu öldürmesi için 3 kiralık katil tutar.
OYUNCU 1 – Gene mi üç? Cinayete bir kişi yetmiyor mu? Cadıyı oynayan katili oynasın.
OYUNCU 2 – Anlat sen..
OYUNCU 3 – Üç katil rakibi öldürür ama oğlunu ellerinden kaçırırlar. Kral’ın verdiği ziyafete öldürdüğü rakibi hayalet olarak gelir.
OYUNCU 1 – Ziyafet kalabalık mı?
OYUNCU 3 – Eeee.. tabii.. Baronlar, uşaklar..
OYUNCU 1 – Gitgide kalabalıklaşıyor. Aile yemeği olsa?
OYUNCU 3 – Çekirdek mi?
OYUNCU 1 – Ne çekirdeği? Nevşehir? (O1 ve O2 katılasıya güler) Şaka şaka… Konuşuyorlar mı?
OYUNCU 2 – Konuşmasa.. Onları mankenden yapalım. Işık da ayarlanırsa canlı gibi olurlar.
OYUNCU 1 – Yahu sen mankenden başka şey bilmez misin? Bakarız.. Sen anlat!
OYUNCU 3 – Nerde kalmıştık.. Hayalet girer..
OYUNCU 2 – Ne hayalet de mi var? Çok oluyor ama.. Hayalet ışık olsun! Girermiş gibi yapalım. Kral onu görmüş gibi yapsın.
OYUNCU 3 – Öyle olacak zaten. Zira Kral hayaleti hayalinde görüyor.
OYUNCU 1 – Ne güzel oldu. Hayalindeki hayalet! Mükemmel! Bunu unutma bir yerde kullanalım.
OYUNCU 3 – Kral hayaletten rahatsız olur ve cadılara gider.
OYUNCU 1 – Cadıya …
OYUNCU 3 – Cadı … Bir başka barona dikkat etmesini söyleyince Kral onun karısı ve çocuklarını da katleder.
OYUNCU 1 – Dur dur kaç kişi öldü şimdiye kadar.. Kral, rakibi, iki uşak etti 4. Şimdi kadın ve çocuklar.. Çocuklar kaç tane?
OYUNCU 3 – İki..
OYUNCU 1 – Toplam 7..
OYUNCU 2 Tam kasaplık… Keşke kasaba sorsak! Tamam tamam sustum!
OYUNCU 1 Ölenleri karakter olarak saymayalım. Zaten ölecekler, sahneye çıkarmaya gerek yok.
OYUNCU 3 – Bu arada Kral’ın işbirlikçi karısı da ölüyor.
OYUNCU 2 – Oldu bu iş! O da sahneye çıkmasın. Biz üç kişi oynarız bu oyunu!
OYUNCU 3 – Olmaz. Kadının çok ünlü bir tiratı var .. Uyur gezerken vicdan azabıyla ellerindeki kan izlerinden kurtulmaya çalışıyor. Bu çıkarılmaz. 
OYUNCU 1 – Uyur gezen biri uyur gezerken vicdan azabı duyar mı?
OYUNCU 2 – Duyar duyar…
OYUNCU 1 – Bu böyle devam edecek mi?
OYUNCU 3 – Sonuna geliyorum. Sonunda Kral da öldürülür.
OYUNCU 1 – Kral da çıkmasın diyeceğim ama…
OYUNCU 2 – Yuh artık…
OYUNCU 3 – Sonunda eski Kral’ın oğlu tahta çıkar.
OYUNCU 1 – Bu kadar mı?
OYUNCU 3 – Bu kadar! Ne oldu beğenmedin mi?
OYUNCU 1 – Bu oyunda toplumsal bir şey yok ki. Krallıkta geçiyor, biz ise demokrat bir toplumuz. Kral mral yok. Bize ne kadar uzak. Kimse kimseyi öldürmüyor Kral olayım diye.. Hele o cadı…lar…
OYUNCU 2 – Güldürür mü bu oyun? Güldürecek bir yanı da yok. 8 ölü.
OYUNCU 1 – Ama ölümler komik. Elden kan izi çıkarmak falan.. Ne kadar komik. Caninin elinde kan izi kalır mı?
OYUNCU 2 – Cadılar kahin, ne olacağını görüyorlar. Hem her trajedide komedi saklıdır. 
OYUNCU 1 – Aferin sen biliyorsun bu işi. Entelektüel cadı! İşte bu daha da komik!
OYUNCU 2- Bir de soytarı koysak?
OYUNCU 1- Soytarı çıkarma başımıza. Biz kadroyu azaltmaya çalışıyoruz sen arttırıyorsun.
OYUNCU 2- Ama Soytarı gerçekleri söyler ve güldürür.
OYUNCU 1- Gerçek ne? Hem gerçeğe kim güler?
OYUNCU 2- Şimdi herkes gerçeğe gülüyor! Kâhinin söyledikleri bir bir çıkıyor ortaya.
OYUNCU 1- Bizim gazeteciler gibi desene..
OYUNCU 2- Gazeteci Soytarı! Tamam, yazalım bir kenara. 
OYUNCU 3 – Anlamıyorsunuz! İktidar mücadelesi var oyunda. İktidar için her şey mubah! Hem sonda kıssa da var. Haksız elde edilen durmaz gider. Katiller yakayı ele verir, canları ile öderler.
OYUNCU 1 – İşte bunu sevdim. Toplumsal mesaj geliyor gibi.
OYUNCU 2 – Bak ne aklıma geldi. Öldürülenler yok mu bizim toplumda, aydınlar falan.. Onları ima edelim.
OYUNCU 1- Faili meçhuller. O zaman katilleri göstermeyelim..
OYUNCU 2- Güzel,tuttum ben.. Faili belli değilse sahnede göstermeyelim.
OYUNCU 1- Tüm öldürenleri ışık yapalım.
OYUNCU 3- Başroldeki ne olacak? Asıl katil o!
OYUNCU 1- Doğru ya.. Bir o kalsın o zaman.
OYUNCU 3- Dalga mı geçiyorsun!
OYUNCU 1- Yorum yapıyorum.
OYUNCU 3 – Hay senin yorumuna.
OYUNCU 2- Durun yahu, geldik işin sonuna. Bozmayın.. Anlat sen..
OYUNCU 3- (Sabırla) Öldürülenler toplumun ileriyi gören cadıları da olabilir. Malum bizde aydın, cadı sayılır!
OYUNCU 2 – Harika gidiyoruz. İyi yoldayız. Durmayalım!
OYUNCU 1 – (Küsmüşken hemen döner) Bu şekilde bugüne getiririz oyunu.
OYUNCU 2 – Peki giysiler nasıl olacak?
OYUNCU 1 – Tarihi gibi ama soyut!
 OYUNCU 2 – Her dönemi hatırlatır gibi. Özellikle eskiye vurgu yok! Anlayan anlasın işte!
OYUNCU 3 – Nasıl anlatacağız bunu dekor tasarımcısına?
OYUNCU 1 – Ben anlatırım.. Ama para harcamasak da hep birlikte kotarsak! Anonim bir yorumla.
OYUNCU 2 – İyi fikir. Oldu bu iş. Ekonomik olmak gerek.
OYUNCU 3 – Peki ama konu var, metin yok ortada.
OYUNCU 1 – Biz yazarız olmaz mı?
OYUNCU 3 – Olmaz. Konuyu çalmışsınız derler. Oyunun yazarını yazmalı afişe. Metinde belki başka şeyler de buluruz. Sonra içini biz doldururuz.
OYUNCU 1 – Kime sorsak? Kim bilir?
OYUNCU 3 – (O2’ye) Sen internetten bir bak bakalım. Belki bir ipucu çıkar.
OYUNCU 1 – Doğru.. Bana çok tanıdık geliyor oyun. Galiba yabancı birinin bir oyunu var buna benzer.
OYUNCU 2 – Shakespeare olmasın.
OYUNCU 1 – Benziyor onun diline.
OYUNCU 3 – Ne dili? Konuyu anlattım daha.
OYUNCU 1 – Yani bu trajedi, kral, cadı falan… Bana onu hatırlattı.
OYUNCU 2 – Türkçesi var mıdır?
OYUNCU 3 – Vardır olmaz mı? Yıllardır her önüne gelen Shakespeare çevirdi. Bunu da çevirmişlerdir.
OYUNCU 3 – Ama iyi değil hiçbir tercüme.
OYUNCU 1 – Biz çevirelim.
OYUNCU 2 – Doğru.. Beyin fırtınası ile yaparız.
OYUNCU 3 – Sen İngiltere’de bulundun bir süre.. Sahneye de çıktın.. Sen de kolejde öğrendin İngilizceyi. Benim Türkçem iyidir size göre, iyi bir ekip oluruz.
OYUNCU 1 – Kadın oyuncu da edebiyat bilsin bari. Takım oldu. Tamamdır.
OYUNCU 3 – Gerek yok. Benim kardeşim edebiyat fakültesinden mezun o yapar.
OYUNCU 2- İyi de o Türk edebiyatından değil mi?
OYUNCU 3- Evet ama seçme ders almış İngiliz edebiyatı üzerine.
OYUNCU 2- Sorun olmaz diyorsun yani..
OYUNCU 3- Olmaz… Çevirirken halk da lâzım bize..
OYUNCU 1- Niye o?
OYUNCU 3- Çok küfürlü imiş Shakespeare’in dili..
OYUNCU 2- Bizim kültürümüz de sağlamdır evelallah.
OYUNCU 3- Bu tam sokak ağzı! Ben de bilirdim sokakları ya, unuttum zamanla.. İlişkimiz de kalmadı sokakla.
OYUNCU 1- Yahu ne çok durdunuz küfür üzerinde. Bizim kafedeki garsonu alırız ekibe. Çocuk hem Tarlabaşılı hem de futbol fanatiği..
OYUNCU 3- Tarlabaşı’nda oturan herkes küfür bilecek diye bir kural mı var?
OYUNCU 1- Bu bileninden.. Çay getirirken bile yürüyüşü yeter be…
OYUNCU 2- Sahi dövecek gibi. Geçen hafta statta olay çıkarmış. Göz altında kaldı bir gece..
OYUNCU 3- Biz nerden bulduk bu belayı..
OYUNCU 1- (sırıtır) Tercümede kullanırız diye düşündüm, aldım..
OYUNCU 2- Tamam gelsin, bizi dövmesin de… Kadın oyuncu da var ya o da bir işe yarar..
OYUNCU 1 – Kadın ne bilsin o zaman?
OYUNCU 2 – Şart mı bir şey bilmesi. Biz ekip olduk çoktan. Çok karışan da olmasın. Kadın şu sıralarda bir TV dizisinde oynuyor olsun.
OYUNCU 1 – Millet dizi yıldızına geliyor. Hatta mümkünse biz de rol kapalım birer dizide.
OYUNCU 2 – Buldun da..
OYUNCU 1 – Başrol olmasa da olur canım. Bir bölüm de olsa olur.
OYUNCU 3 – Ha .. Öylesi olsun madem. Oyunu bugüne getirmek için benim bir fikrim var.
OYUNCU 1 – Nedir?
OYUNCU 3 – Hani bir çocuk var ya, bizim her oyunumuzu seyreden. Onu sokalım sahneye.. Yabancılaşır seyirci.
OYUNCU 1 – O çocuk yapabilir mi?
OYUNCU 3 – Yapar yapar.. Neler seyretti bu çocuk. Bizi kaç kere seyretti sahnede. Bir şeyler kapmıştır. Ne yapsın, ne yapsın…?
OYUNCU 2 – Gazete satsın sahnede..! Bugünün gazetesini göstersin. Hatta Soytarı olsun! Gazeteci soytarı!
OYUNCU 3 – Sen de taktın soytarıya. Kötü olmayalım gazetecilerle.
OYUNCU 2 – Ama fikir güzel.. Hepsi de soytarı değil ya!
OYUNCU 1- İyi de çocuğun ailesi ne der?
OYUNCU 3- Benim kardeşim halleder. Hem şart mı ailesinin bilmesi?
OYUNCU 1- Değil mi? Turneye falan gidersek nasıl götürürüz çocuğu?
OYUNCU 2- Oyun küfürlü diyorsun.. +18 olursa çocuk ne olacak?
OYUNCU 1- Doğru bir de o var.
OYUNCU 3- +18 tavsiye, zorunluluk değil.
OYUNCU 1- Seyirci için mi?
OYUNCU 3- Oyun oldu da tüyü eksik kaldı! Düşünürüz zamanı gelince. Hem kim bakacak! Şimdi iş bölümü: (O2’ye) Sen internete gir. (O1’e) Sen kadın oyuncuyu ara. Çok umut verme ağzını ara. Ekonomi.. Unutma! Hem zaten altı üstü bir tirat.. Onu da uykuda söyleyecek… Ama dizide oynayanından olsun emi. Ben de dekoru düşüneyim.
OYUNCU 2- Kadın görünür ama konuşmaz, sesi teypten veririz. Ucuza gelir. Fiziği güzel olsun yeter. Mesela manken…
OYUNCU 3- Başlarım mankenine.. Olmaz OLMAZ.. Kadın önemli.. Ucuzlatmayın bu kadar! Sizinle yola çıkanda kabahat ya.. Kadın, okullu oyuncu olacak.
OYUNCU 1- (Kısık sesle O 2’ye) Senin arkadaşına bir rol buluruz, kızdırma şimdi.. (Arayı bulur gibi O2’ye göz kırpar, O3’e) Kızma, buluruz manken gibi bir oyuncu…
OYUNCU 3- ?!!!
OYUNCU 2 – (Sevinmiş) Ne yazayım arama motoruna?
OYUNCU 3 – (Gözü O1’de,kızgın) Shakespeare, cadı, kral, baron, katil, aydın, cinayet, kanlı el.
OYUNCU 1 – Hadi iş başına. Tiyatro! Tiyatro!
OYUNCU 2- (Telefona sarılır, çıkarken) Oh be! (Telefona) Senin iş tamamdır CADI….! 
-SON-
Melihanık.blogcu.com

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Melih Anık

Yanıtla