Zafer Diper
İkinci Dünya Savaşı’nda, bir hücreye yiyeceksiz-susuz ve çırılçıplak bırakılan- tutsak yedi Sovyet askerin yaşam savaşımı… Onbirinci günde kura çekerek (diğer yoldaşlarının yaşayabilmeleri adına) içlerinden birini “yeme” yargısı… Kurtarıldıkları altmışıncı günde geriye sağ kalan yalnızca iki kişi… Bilincini yitirmiş binbaşı Rubin ve yüzbaşı Vukhov… Vukhov’un başlarından geçenleri askeri heyete (izleyiciye) rapor etmesi ve hakkında verilecek yargıyı beklemesi…
Ne denli aydınlatıcıdır bilemem ama kısa öyküsü bu ve 23.yıldır sürdürüyorum bu oyunu, Yargı’yı. Hem süresel anlamda, hem de nitel anlamda “olay” diye söz edilir hep kendisinden. Avustralya’dan Kanada’ya, Avrupa’dan Kıbrıs’a ve Türkiye’nin hemen hemen her yerinde oynandı derken Van’da oynamadığımı algılıyorum 2.Van Gölü Kültür Sanat ve Doğa Festivali’nden çağrı alınca. Dört güne yayılmış diğer etkinlikleriyle de yoğun bir izlencesi var festivalin: açıkoturumlar, söyleşiler, dinletiler, film gösterimleri…
Nedense basında pek yer almadı. O zaman ben de hiç değilse kendi köşemden duyururum diyorum. Van Belediyesi BDP’li. Başa geldiklerinden beri kısa zamanda önemli işler yapmışlar. Daha önceden kendilerine kalan borç yükünü hemen hemen sıfırlamışlar. Başkanı ara da bulasın, yerinde oturmazmış pek. Nerede miymiş? Sokaklarda; nerede ne iş varsa yapılıyorsa oralarda onların başında. Halk seviyor yapılanları edilenleri ve değer görüyor belediyenin çalışmaları. Öyle diyorlar. Halk dersen, Türkünden tut Kürtüne, bir sürü millet iç içe burada. Aralarında da bir sorun falan yok öyle. Evet böyle…
Van’dan sevgilerle…
Birgün
