Mimesis Haber – Alternatif Tiyatro Mekânları Ortak Girişimi’nin düzenlediği tiyatro sohbetlerinin üçüncüsü 8 Haziran günü Şermola Performans’ta gerçekleşti. Nilgün Kurt’un moderatörlüğündeki “Tiyatro ve Medya İlişkisi” başlıklı sohbete Radikal Gazetesi’nden Cem Erciyes, Cumhuriyet Gazetesi’nden Özlem Altunok, Milliyet Gazetesi ve Milliyet Sanat Dergisi’nden Asu Maro ve NTV Gece-Gündüz Programı’ndan Yekta Kopan katıldı. Özelde bağımsız tiyatro mekânları ve gruplarının, genelde ise tiyatronun basın-yayın organlarında çok az yer bulmasının sorunsallaştırıldığı sohbette, gazetecilerin tiyatro ve medya ilişkisine dair genel değerlendirmeleri alındı.
Yekta Kopan, yayın organlarında tiyatroya, kültür-sanata yer verilmesi konusunun aslında hem hükümetlerin kültür sanat politikaları hem de cumhuriyet dönemi eğitim politikalarının da dahil edilerek derinlemesine incelenmesi gerektiğinden söz ederken yayın organlarında karar mekanizmalarının nasıl işlediğinin önemli olduğunu belirtti. Haberlerin ticari dönüşüm niteliğine bakılarak bir sıralama içinde değerlendirildiğini, tiyatronun da bu sıralamada altlarda yer aldığını belirtti. Daha ziyade hızlı tüketim yaratacak konuların haberleştirildiğini, okuyucunun-seyircinin daha çok ilgi göstereceğinin düşünüldüğü etkinliklere öncelik verildiğini belirtti. Tiyatrocuların ise sadece ulusal medyayı değil, sosyal medyayı hedeflemesi gerektiğini, bu alanın ulusal medyadan daha güçlü bir potansiyele sahip olabileceğini ifade etti. Ayrıca ulusal medyada da oyun tanıtımı değil, nitelikli eleştiri yazısı yazılmasının özendirilmesi, tiyatronun kendi eleştirmenini üretmesi gerektiğini vurguladı.
Cem Erciyes de haberler arasında popülerlik hiyerarşisi olduğunu, tiyatronun da bu hiyerarşide altlarda yer aldığını belirtti. Ulusal düzeyde yayın yapan gazetelerin 70 milyon kişiye hitap etmek gibi bir derdi olduğunu, bir haberi yüz binlerce insanın okumasının istendiğini belirtti. Bu yüz binlerin ilgi alanı nedir diye düşünerek ona göre yollarını belirlediklerini, tiyatroya ilgi gösterenlerin az olduğunun düşünüldüğünü ekledi. Asıl önemli olanın tiyatroların tanıtım yazılarını, programlarını değil oyunlar hakkında nitelikli eleştiri yazıları yayınlamak olduğunu, bu konuda sıkıntı yaşandığını ifade etti. Basın alanında eli kalem tutan herkesin üretimin bir parçası olduğunu belirten Erciyes, tiyatrodaki pek çok farklı anlayışı yansıtabilecek eleştirmen çeşitliliğine ihtiyaç duyulduğunu, bağımsız personel olarak çalışabilecek böyle insanların eksikliğini hissettiklerini belirtti.
Asu Maro, tiyatronun değil sanatın gerekli olmadığını düşünen bir mecrada iş yaptıklarını, popüler ile popüler olmayan arasında ayrım yaptıklarını belirterek köşe yazarlarına önemli bir iş düştüğünü ekledi. Haber olarak yer almasa bile yazarların köşelerinde oyunlara, gruplara yer verebildiğini, bu alanın görece daha bağımsız hareket etmeye ve özgürlüğe imkân tanıdığını belirtti. Tiyatro eleştirilerinde ise sert söylemler kurduklarında ilgili oyuncu ya da yönetmenlerden tepki aldıklarını belirtirken kötüye kötü diyebilmek gerektiğini ekledi.
Kültür-sanat servislerinde veya programlarında çok kısıtlı kadrolarla çalışıldığının vurgulandığı söyleşide Özlem Altunok görece daha geniş bir kadro ile çalıştıklarını, haftada iki-üç tane eleştiri yazısına yer verebildiklerini belirtti. Ancak bunun da eksik olduğunu ifade etti. Sokaktaki hareketlilik, toplumsal hareketlenme her alana yansırken artık daha cesur oyunlar sahnelendiğini, Kürtçe oyunların icra edildiğini, bağımsız mekânların bir araya geldiğini, artan bu hareketliliğin basında daha görünür olması gerektiğini ifade etti.
Sohbet, dinleyici olarak sohbete katılan tiyatrocuların öneri ve sorularıyla devam etti. Katılımcılar ulusal yayın organlarında sesini duyurmak isteyen tiyatrocuların mutlaka ısrarcı olmaları, o yayında doğru kişiye ulaştıklarından emin olmaları gerektiğini, ayrıca sosyal medyanın gücünün de önemsenmesi gerektiğini vurguladı.
Sezin Gündoğan / Mimesis Haber