Ana Okulu mu Acemi Birliği mi?

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Muzaffer Özkurt’un Evrensel Gazetesi’nde yayınlanan yazısıdır.

“Bu da şehit olmuş… Bu da şehit olmuş…” Küçük elleriyle ölen küçük askerlerin gözlerini kapatan küçük komutan böyle bağırıyordu sahneden. Arka fonda ağır bir arabesk müzik: “Allah Allah dedi Mehmedim…” Ölen askerlerin üzerine Türk bayrağı seriliyor. Yetmiyor; arkadan bir kadın sesi geliyor: “Sen orada şehit olacaksın inşallah.”

Bu sözlerin yer aldığı oyun Avcılar Kaymakamlığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen Okul Öncesi Eğitim Şenliği’nde sahnelendi. Şenlik 11-12 Mayıs tarihlerinde Avcılar’da bulunan Barış Manço Kültür Merkezinde gerçekleştirildi. Sahnedekiler yaşları 3 ila 5 arasında değişen çocuklar. Sahnelenen oyunlar ve gösteriler de çocukların yaşlarına uygundu. Grapon kağıtlarından yapılmış elbiselerle yapılan moda sunumu, bale gösterileri, küçük erkek çocuklara çizilmiş bıyıklarla oynanan sıra gecesi, dans gösterileri…

ÖLÜ ÇOCUKLAR

Bu renkli, eğlenceli ve en önemlisi hayat dolu gösteriler ‘Cemaat’e yakınlığıyla bilinen Fatih Kolejinin ana okulunun sahne almasıyla son buldu. Ölümle başlayan ve ölümle biten gösterinin her anı, değil oynayan ve seyreden çocukları, büyükleri bile dehşete düşürecek cinstendi.

Köylü bir annenin oğluna kına yakmasıyla başladı gösteri. Daha sonra 4-5 yaş arası küçük askerler doldurdu sahneyi. İçtimaya çıkıp teker teker kısa künye okudular. Bu sırada temizlik kontrolü yapıldı ve zabit efendiyi oynayan çocuk başına kına yakılmış askere bunun neden yapıldığını sordu. Asker çocuk buna yanıt veremedi ve annesine mektup yazarak kardeşlerinin kafasına kına yakmamasını çünkü kendisinin buna yanıt veremediğini söyledi. Annesinden henüz yanıt gelmeden küçük askerler ellerindeki tüfeklerle savaşa girdiler. Ve teker teker ölerek yere düştüler.

BU DA ŞEHİT OLMUŞ

Zabit efendi savaş alanını gezerken ölen her askerin yanına varıp “Bu da şehit olmuş” diyerek açık kalan gözlerini kapattı. Ardından kafası kınalı askerin cebinden çıkan mektubu okudu: “Vatan sevgisi içimizde alev alev yanıyor sen ecdadından atandan babandan geri kalamazsın  Beni de seni de Allah yarattı, vatan büyüttü. Allah bu vatan için seni yaşattı. Bu vatanın ekmeği iliklerinde duruyor. Zabit efendiye söyle. Biz kurbanlık koçları kınalar öyle kurban ederiz. Sen dört kardeşin arasında kurbansın. Sen İsmail’sin. Sen orada şehit olacaksın inşallah. Kurbanlık koçlar nasıl kınalanırsa, ben de sen vatana kurban ol diye saçını kınalayıp gönderdim.”

Hemen ardından da ölen asker çocuğun üzerine Türk bayrağı serildi. Ve tüm asker çocuklar sahnede “Her şey vatan için” bağırışları eşliğinde yürüyüş yaparak gösteriye son verdiler. Bu gösteri diğer okulların velilerinden değilse bile kaymakamından ilçe milli eğitim müdürüne kadar devlet erkanının alkışlarıyla karşılandı.

ÇOCUKLARIN YAŞAMA SEVİNCİ KIRILIYOR

Avcılar’da bulunan okullarda örgütlü Eğitim Sen 7 No’lu Şube Sekreteri Özge Porsuk, bu gösteriye tepki gösterenlerden. Yaşama sevincinin, kardeşliğin ve barışın aşılanması gereken bir süreçte böylesi duyguların aşılanmasının çocukların yaşama sevinçlerini kırdığını dile getiren Porsuk, eğitimdeki milliyetçi ögelere karşı çıktıklarını bildirdi. Bu tür şenliklerin yapılış biçimine de karşı çıktıklarına dikkat çeken Porsuk “Çocuklar izlenecek şeylermiş gibi sunuluyor. Oysa biz böylesi eğitim şenliklerinin çocukların kendilerini ifade edebilecekleri şekilde yapılmasını istiyoruz” diye konuştu.

ÇOCUKLARIN BEYNİNE MAYIN DÖŞÜYORLAR

Peki bu oyun çocukları nasıl etkiledi? Böylesi bir eğitimden geçen çocuklar ileride nasıl bireyler olacaklar? Prof. Dr. Serdar M. Değirmencioğlu’nun bu sorulara yanıtı şöyle: Burada görülen uzun süredir devam eden bir yanlışın ısrarla sürdürülmesidir. Burada çocukların ve gençlerin kafalarına mayınlar döşemek isteyen ve bu mayınlar patladıkça mutlu olan bir zihniyet sorunu var.

Bu zihniyet, geçen sene kar yağışı altında çocukları ellerinde bayraklarla Erciyes Dağı’na çıkaran ve  “Vatan Sevgisi Yürüyüşü” yaptıran zihniyettir. Çocukları marş söyleme yarışmalarına sokan zihniyettir.

Geçen sene Kayseri İl Milli Eğitim Müdürü şöyle demişti: “Bizim görevimiz sadece eğitim vermek değil, öğrencilerimize manevi değerlerimizi, vatan, bayrak ve ülke sevgisini taşıyan değerleri de öğretmektir.” Bu zihniyet senelerdir sürüyor ve giderek daha çok Türk-İslam Sentezci ve tarikatçı oluyor.

Bu tören ve gösterilerle çok duygusal bir ortam yaratılmak ve salya sümük bir duygusallık içinde kafaları karıştıracak mesajlar verilmek isteniyor. Duygusal ve dramatik törenler çok önemli çünkü bu cins “vatan, bayrak ve ülke sevgisi” akıl yoluyla benimsetilemez. Öğrencilerin kendilerini birer asker gibi görmeleri, Erciyes’te mehter marşı söylemeleri ve Avcılar’da “şehit olun” denmesi boşuna değil.

Israrla çocuklara sosyal adalet değil, milliyetçilik, din, şehitlik, vatan için ölmek benimsetilmeye çalışılıyor. İnsana yakışır bir yaşam için çocukların bu beyinlere vurulan prangalardan kurtulması gerekiyor. Ancak o zaman dayanışma ve mücadelenin, ya da demokrasinin ne anlama geldiğini kavrayabilirler.

Muzaffer Özkurt

Evrensel Gazetesi

Paylaş.

Yanıtla