“Gözleri Tamamen Kapalı” ya da “Lydia”

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Yaşam Kaya

“Kadıköy Öykü Sahne” 2010/11 tiyatro sezonunda hayata geçirilmiş güzel bir proje. Tiyatro sahnelerinin günden güne sayısının azalması -ki azaltılması- yeni sahnelerin önemini daha çok arttırıyor. İstanbul’daki teatral hayata farklı oluşumların, grupların katılması adına iyi kazanımlara ihtiyacımız var. Eskimiş isimlerin gölgesi altında yeniliklere kapanmış bir ülke tiyatrosunun durumu artık herkes tarafından daha iyi anlaşılıyor. İşte bu olumsuzluklardan sıyrılan Tiyatro Açıkça, Öykü Sahne’de kendine özgü üslubu ile farklı bir işe imza atmış. Lydia “Tuzla Buz”, mitolojiden günümüze dek süregelen kadın/erkek çatışmasındaki cinsel sapkınlıkları cesur bir anlayışla sahneye aktarıyor.

Oyunda kendisini dünyanın en güzel kadını olarak addeden Lydia, içine kapanık, sıradan hayatına genç bir adamı alarak farklılık katar. Bu adam Lydia’nın aradığı kusursuz erkek modelinin aynasıdır. Kandaules para kazanma hırsına kapılmış, hayatını sadece estetik güzellik üzerine kurgulamış, Lydia’nın beklentisini karşılamayacak sıradan bir insandır. Karısının dış güzelliğini işyerindeki arkadaşına bahis yapacak kadar sapkın birisi olan Kandaules, en mahrem anını Gyages ile paylaşınca Lydia’nın öfkesi büyük bir patlamaya neden olur. Kendisine hayat arkadaşı olarak seçtiği bir insanın en mahrem anlarını başka bir insanın gözlerine sunması, kadına sevgi/aşk kavramlarını da sorgulatacaktır.

“Gözleri Tamamen Kapalı” Filmi İle Eşdeğer Bir Konu!

Hatırlanacağı üzere Arthur Schnitzler’in aynı adlı eserinden uyarlanan ve yönetmenliğini Stanley Kubrick’in yaptığı “Eyes Wide Shut / Gözleri Tamamen Kapalı” cinsel sapkınlıklara bulaşan bir doktorun maceralarını konu alıyordu. Film, dünyaca ünlü yönetmen Kubrick’in son filmi olurken, günümüzde bıraktığı etki ile halen büyük fırtınalar koparmaya devam ediyor. Lydia oyununda filme benzer bir yapı ile karşı karşıyayız. Erkeğin kadını ile yaptığı seksi üçüncü bir şahısa sunması ve bunu yaparken eşinin güzel vücudunu bahis mevzusu haline dönüştürmesi insanın içindeki “id” duygusunun acımasız dışavurumu oluyor. Özellikle filmde dikkat ederseniz önce erkek doktorun bu tür sapkınlıklara alet olduğunu daha sonra istem dışı karısını da bu işin içine sürüklediğini görüyoruz. Konudaki karakter Kandaules için karısı bir seks objesi, bu objeye bakan gözler de arzunun ve ihtirasın küçük ayrıntıları olarak şekilleniyor. Dünyanın bugüne dek süre gelen ahlaki yapısına ters düşen anlayış insanın var olduğu her yerde gizli biçimde sürüyor. Bu noktada oyunu yazan ve yöneten Burçak Çöllü aykırı istekleri, arzuları cesur biçimde sahneye yansıtıyor. Çok başarılı. Oyunun müziklerini de gerçekleştiren genç yönetmen, Lydia Holding üzerinden kurguladığı olaylarla insanlara öteki dünyanın görüntüsünü sunuyor.

Gösteride Lydia rolünde izlediğimiz Ceren Gücükatalak performansı ile insanı sarsıyor. Lydia’nın iç dünyasında yaşadığı travmalarda, kocasına duyduğu kinde, duygularını açıklıkla dile getirebilmiş. Aldatılan bir kadının hiç istemediği halde nasıl bir karaktere dönüşebileceğini o’nun mükemmel performansı ile anlıyoruz. Burak Dokuyucu, Kandaules karakterinin yapısını iyi analiz etmiş, fakat düşüncelerini aktarırken biraz daha hareketli olması gerekmez mi? Karısını hiç düşünmeksizin arkadaşının gözlerine sunan sapkın Kandaules’in para kazanma hırsı daha ön planda olabilir. Yezdan Kayacan, isteyerek ya da istemeyerek giriştiği bu sapkın oyuna alet olan Gyages’te güzel bir iş çıkarıyor, ama nedense onda bir türlü o sapık heyecanı görmedim. Çatışma Lydia ile Gyages’in konuşmalarında gizli. Yezdan Kayacan sorgulamalar sırasında heyecanını ön plana çıkarabilir. Yazdıklarım oyuncuların başarılı performanslarını asla gölgelemiyor. Sonuçta ortada ekipçe yakalanmış iyi bir enerji var.

Lydia “Tuzla Buz”, antik dönemden günümüze gelene dek sanatın aykırı bir bakış açısı olarak ele alınmış bir konu. Stanley Kubrick’in “Eyes Wide Shut / Gözleri Tamamen Kapalı” filminden sonra, ikinci kez böylesine bir konudan heyecan duydum. Oyunun mutlaka sezon içinde görülmesi gerekir.

Tiyatronline

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Yaşam Kaya

Yanıtla