Yediden Yetmişe, Herkese Festival

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Bersu Yılmaz

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin her yıl geleneksel olarak düzenlediği Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali bu yıl Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı ile Assitej Türkiye’nin ortaklığıyla 28.’sini gerçekleştirdi. Birbirinden farklı ülkelere ev sahipliği yapan festival, etkileyici oyunlar ile Bursa’lı çocuklara ve gençlere büyük bir deneyim sundu. Bu yıl festivalde Doç. Dr. Tülay Yıldız Akgül ve Bahar Çuhadar öncülüğünde ilk kez “Eleştiri Atölyesi” düzenlendi. Uludağ Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü Dramatik Yazarlık ve Dramaturji Ana Sanat Dalı öğrencisi olarak içinde bulunduğum atölyede, Düzce Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Ankara Üniversite’sinden 4 farklı yazarlık bölümü öğrencisi bir araya geldi. Atölye kapsamında bizler her gün izlediğimiz oyunları tartıştık ve oyunlar üzerinden eleştiri nasıl yazılır? Sorusuna cevap bulduk.

Polonya, Estonya, İran, Özbekistan, Bulgaristan, İspanya, Brezilya, Norveç, Arjantin ve Uruguay’dan gelen oyunlarla Bursa’lı seyirciler tiyatro yağmuruna şemsiyesiz yakalandı. Bunların yanı sıra kendi ülkemizin Antalya, Eskişehir, Ankara, Lüleburgaz, Denizli ve İstanbul şehirlerinin birbirinden keyifli oyunları şehirde 6 günlük bir karnaval havası yarattı. Çocuk ve genç kitleye hitap eden festival oyunları, yediden yetmişe herkesin ilgisini çekmeyi başardı. Estonya’nın “Kuthi” adlı mühendislik harikası şatosu Bursa’nın göbeğinde her yaştan insanın gözlerini kamaştırdı. “Sosyal Oyun Sokakta” ekibinin müthiş enerjisi ile Clown tekniğinin etkileyici gösterisi sıcak havaya aldırış etmeden insanlarla birleşip sokakları renk cümbüşüyle sarmaladı. Sahnelerde geçen altı günlük serüvenin her dakikasında tiyatronun büyüleyici sanat anlayışında yeni deneyimler edinme fırsatı yakaladık. Tiyatro her yaşa hitap etmeyi başaran bir sanat anlayışıyken ülkemizde ne yazık ki gençlik tiyatrosu örneği bulmak oldukça zor. Tiyatro sanatı çocukluktan yetişkinliğe uzanan bir yol izlerken lise çağındaki genç kitle için neredeyse yok denebilecek kadar kısıtlı bir alana sahip. Festivalin en değerli yanı ise lise çağında hiç yaş grubuma uygun oyun izlememiş olduğumu fark ettiren 2 değerli gençlik oyununu izleyebilme imkânı bulmamdı. Bu alanda izlediğimiz iki iyi örnekten biri Antalya Devlet Tiyatrosunun “Romeo+Juliet=Aşk” oyunu ve Act Project İstanbul’un “Of, Ah, Oh” oyunu oldu. Gençlik tiyatrosu çatısı altında kısır kalan tiyatro sanatının bu değerli iki oyun ile önünün ne kadar da açık olduğunu görmek oldukça değerli ama daha fazla örneğine ihtiyacımız olduğunu gözden kaçırmamak gerek. Bu yazımda festivaldeki gençlik oyunlarını değerlendireceğim.

Antalya Devlet Tiyatrosu, “Romeo+Juliet=Aşk” oyunu ile festivale damga vuran oyunlardan biri olmayı başardı. William Shakespeare’in dillere pelesenk hale gelmiş, hatta şarkılara bile konu olmuş oyunu Romeo ve Juliet’i gençlerin bakış açısıyla günümüze taşıdı. Okuduğumuzda “boş alan” dediğimiz sahne dışı olayları cevaplayan dramaturjik müdahalelerle, etkileyici orkestrası ve canlı müzik performanslarıyla izleyiciyi büyüledi. Farklı bir yorum ile hem gençleri hem de yetişkin seyirciyi etkisi altına aldı. Çağımızın sorunu olan teknoloji lise çağındaki gençleri hem kitaplardan hem de tiyatrodan uzaklaştırırken, “Romeo+Juliet=Aşk” oyunu genç kitleye iyi bir davet oluşturdu.

“Of, Ah, Oh” ve karşınızda Act Project İstanbul. Kimlik karmaşaları, varoluş sancıları ve günümüz gençlerine dair birçok düşüncenin eyleme dökülmüş hali denilebilir. Klişenin dışında duran bir aşk üçgeni, yaratıcı kostümler ve kullanılan popüler müzikler ile liseli gençlerin kendilerinden bir şeyler bulduğu, bunları bulduktan sonra da eğlenebildiği bir oyun. Sadece liseli gençler değil ayrıca Act Project’in dediği gibi “yolu gençlikten geçen” herkesin izleyebileceği, izlerken düşünebileceği ve düşünürken eğlenebileceği bir proje. Gençlik kitaplarına da konu olan ve eminim ki herkesin mutlaka isyan ettiği “neden beni kimse anlamıyor?” sorusunu bir kez de sahnede görebilmek, soruyu soran herkes için katarsis hissi uyandırdı. Böylesine gençleri anlayan ve günümüz dilinde konuşabilen bir gençlik oyunu gençleri ve yolu gençlikten geçmiş herkesi etkisi altına almayı başarıyor.

Bursa Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali, kültürel sorumluluğu sahiplenmesi ve sağladığı süreklilik ile ulusal bir vizyon edinmesi bakımından 28. Yaşıyla ülke çapında önemli bir görev üstleniyor. Yediden yetmişe herkese güzel bir deneyim şansı sunuyor. Bu festival başka şehirlere de ilham kaynağı olmuş ve olmaya da devam ediyor.

“Her gün biraz daha birbirinden uzaklaşan yalnız başına kalan insanları beraberce aynı şeyleri hissettirmeye yönelten tek araç tiyatrodur. Günlük hayatlarında, yarınlara pek güvenle bakmayan, ayaklarının altındaki zeminin kaydığını hisseden bu tek başlarına kalmış insancıkları bir çatı altında birleştirip onlara aynı anda birlikte düşünmelerini sağlayan yalansız bir aynadır tiyatro.” Prof. Dr. Özdemir Nutku’nun da bu sözlerinde bahsettiği gibi, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin her yıl geleneksel olarak düzenlediği Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali biz insancıkların hep beraber düşünebildiği ve düşünürken eğlenebildiği güzel bir projenin imzasıdır. Bu projede bulunmuş olmak hem çok kıymetli hem de büyük bir şans. Bu değerlendirme yazımda paylaştığım duygular emeği geçen bütün güzel insanlara bir teşekkürdür.

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Bersu Yılmaz

Yanıtla