Riyakar Kurumsal Hayatta Kimlikler: Sayın Schmitz

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Metin Göksel

İsviçreli yazar Lukas Barfuss’un yazdığı Sayın Schmitz (orijinal adıyla Frau Schmitz) bu sezon tiyatro.da tarafından sahneleniyor. İsmail Sağır’ın yönettiği oyun, kadın cinsiyet kimliğine sahip Schmitz’in çalıştığı şirkette oluşan ihtiyaç nedeniyle, ofiste çalışmak yerine sahada, Pakistan’da görevlendirilmesi ile başlar. Ancak Pakistan’a yapacağı iş gezisine, atanmış cinsiyet kimliği ile yani erkek olarak ve takım elbise ile katılması talep edilir. Eşi Bayan Schmitz ve kızıyla mutlu bir hayata sahip olan Schmitz, buradaki görevini başarıyla tamamlar ve dönüşünde iş yerine erkek kimliği ile gelmeye devam eder. İş yerinde kadın kimliği ile bulunurken kendisine kur yapan erkek iş arkadaşı ardından, erkek kimliği ile bulunduğunda şirketin kadın insan kaynakları direktörünün tacizine uğrar. Schmitz iş yerinde handiyse arzu nesnesine dönüşme halini soğukkanlı bir şekilde atlatmaya çalışırken, evinde eşinin desteği yanındadır. Yaşadıkları sonrası cinsiyet uyum ameliyatı ile kadın kimliğini alan Schmitz iş yerine döndüğünde aşkına karşılık bulamayan erkek ofis arkadaşının, antika bir Venedik cam kupasıyla gerçekleştirdiği saldırıya uğrar ve yüzü parçalanır. Schmitz, bir kez daha plastik cerrahların elindedir ancak yüzündeki iz kalıcıdır. Yüzündeki kalıcı yara izi ve şirkette oluşan kargaşa nedeniyle artık şirketin “işine yaramamaktadır.” Sonuçta işsiz kalan Schmitz finalde eşi ve kızıyla birlik içinde geleceğe yine de iyimser bakmaktadır.

Aycan Kızılkaya, Aygen Tezcan, Murat Altınışık

Oyun kurumsal iş dünyasının sahte “liberal” duruşunu gözler önüne sererken, toplumsal cinsiyet rollerinin ve ikili cinsiyet sisteminin tartışılmasını sağlamakta. Kurumsal iş dünyasında gözlemlenen, dışarıdan özgürlükçü, kapsayıcı, eşitlikçi gibi görünen ama gerçekte bu değerleri yüzeysel ya da araçsal biçimde kullanan tutumları tartışan oyunda Schmitz sözde şirket tarafından kapsanırken, amaca uygunluğu kadar var olma hakkına sahiptir. Bu tür yaklaşımların çoğu zaman şirket imajı, halkla ilişkiler, pazarlama ve çalışan sadakati gibi stratejik amaçlarla benimsendiği, fakat kurumsal yapıların bu değerleri ne kadar içselleştirdiği sektörde çalışan “insan kaynakları” tarafından iyi bilinmektedir. Kadın CEO’ları vardır ama yönetim kurulunun %90’ı erkektir. Eşitsizlikler görünmez kılınır ve sorumluluk bireylere yıkılır. Etik değerler birer pazarlama unsuruna dönüşür. Değerler, şirketin piyasa değerini artırmak için araçsallaştırılır, içtenlik taşımaz. “Özgürlükçü” ortam, yalnızca sistemle uyumlu olan görüşler için geçerlidir. Kurumsal sosyal sorumluluk projeleri, gerçek ihtiyaçlara değil, şirket imajına odaklanır. İçeride sömürü sürerken dışarıya yardımseverlik sergilenir. Ve tıpkı oyunda Schmitz’in başına geldiği gibi bir çalışanın uğradığı saldırı sonrası fiziksel görünümünde oluşan kalıcı izlerin, onun yetkinliğiyle veya işine olan katkısıyla hiçbir ilgisi yoktur. Ancak birçok sektörde – özellikle görünürlük, müşteri ilişkileri, temsil gibi unsurların öne çıktığı alanlarda – bu tür değişiklikler kişiyi “görünmez” kılmaya veya “arka planda tutmaya” gerekçe yapılır.

Benzer bir yaklaşım ile benzeri kurumlar, bir bireyin cinsiyet kimliğini onun öznel kimliği olarak değil, “hangi görevde işe yarar” sorusuna göre değerlendirir. Mesela “Bu müşteriye kadın olarak yaklaşmak daha etkili olur.” Böylece kişinin kimliği saygı duyulan, kişiye içkin bir özellik olarak değil, dışarıdan müdahale edilip esnetilebilir bir görev kostümü haline gelir. Bu tutum, kişinin cinsiyet ifadesini bir temsil araçları repertuvarına indirger. Bu da aslında kişinin kimliğini araçsallaştırmak, onu nesneleştirmek anlamına gelir. Sayın Schmitz’den talep edilen kurumsal drag performans sonrası Schmitz’de oluşan fiziksel ve içsel yaralar ise şirketin problemi değildir.

Aykut Altın, Anıl Kaçar

Yönetmen İsmail Sağır, finale kadar oyunun başrolünü sahnede canlandırmadan var etmeyi başaran bir yöntem uygulamış. Başarı olarak niteleme nedeni karakterin klişeler ile canlandırılması riski ve seyircinin dikkatinin Schmitz’in cinsiyet kimliğini oluşturacak ögelere kayma ihtimali. Bunun yerine bir anlatıcı/kameraman marifetiyle Schmitz’le muhatap olan diğerlerini ekranda Schmitz’in gözüyle izlememiz sağlanıyor. Yani Schmitz sahnedeki bir ekran ve onun gözleri sahnede canlanıyor. Bu sayede bizler yani seyirciler Schmitz’in gözüyle diğerlerini izleme fırsatına kavuşuyoruz, onun gözleriyle etrafında gerçekleşenlere, maruz kaldıklarına tanık oluyoruz.

Anlatıcı rolünde Anıl Şafak Kaçar sade ve rahat üslubu ile geçişleri sağlarken oyunun finalinde klişe bir transgender kimliğinden kaçınarak, Bayan Schmitz’in pileli elbisesine doğal olarak bürünüyor. Şirketin yöneticisi rolünde Aygen Tezcan, kurumsal riyakarlığı hakkıyla yansıtırken, Aykut Altın ve Murat Altınışık erkeklik hallerinin sorgulanmasını sağlıyorlar. Schmitz’in eşi rolünde Aslı Senem Can eşinin transgender kimliği ile hayatını son derece doğal bir şekilde yaşadığını göstermede; ailenin kızı rolünde Selin Kaçar; patronun sırdaşı ve şirketin neredeyse “histerik” insan kaynakları direktörü rolünde Aycan Kızılkaya performansları ile oyunu seyirciye başarıyla geçiriyorlar.

Sayın Schmitz 20 Nisan Pazar günü ikincikat-Kadıköy’de, 11 Mayıs Pazar günü Kumbaracı 50’de izlenebilir.

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Metin Göksel

Yanıtla